Geçen haftanın 9-0'lık flaş galibiyeti sonrası bu hafta soğuk duş! Size dememiş miydik? Bu kötü gol yeme senaryolarının kabahatini Fatih'e yüklemeyin. Şimdi de İbrahim'e diyorum ki, "Evlat, bu golleri sen üzerine alma. Bunları kim olsa yiyecekti. Bana göre bu üç direk arasında sen de başarılı idin." Ne yazık ki bu takım savunma mantığını yitirmiş. *** Biz bu Eskişehir'den nasıl bu doksan dakika içerisinde becerip de dört gol yedik, hayret doğrusu! Şimdi 32. dakikada Eskişehirspor yine Trabzonspor savunmasının bariz ihmali, kademe hatası ile topu İbrahim'in solundan ağlara yuvarlıyor. İnsan söyleyemeden edemiyor, "Acaba kalecide mi kabahat yine yoksa?" 42. dakikada yine Eskişehirsporlu forvet Mori'nin kaçırdığı, daha doğrusu boş kaleye atamadığı pozisyonda savunmamızın nerede, ne iş yaptığını bana birisi izah etse ya! Adam iki kişi ile Trabzonspor savunma oyuncularının yanından geçip kale sahasına girebiliyorsa bu sıkıntının çözülmesi gerekmez mi? Baştan beri ortada dolaşan 'savuma hastalığı', kademe yoksunluğu derinliği, genişliği halen berdevam. Trabzonspor maçın üçte ikisi yani yüzde atmışlık kısmı geçmiş olmasına rağmen halen organize olamıyor ve bir türlü sahada gerekli organizasyonu kuramıyor, pozisyon arıyor ama yakalayamıyor. Adeta oyuncuların konsantrasyonu dağılmış, oyuna bir türlü kendilerini veremiyorlar. Acaba neden diye düşünmeden edemiyorsunuz. Yoksa henüz maçlar bitmeden şunu alacağız, bunu satacağız veya o gidecek, bu gelecek... derken bu oyuncuların psikolojisini bozmuş, insanların dikkatini dağıtmış olmayalım! *** Ya 73. dakikada gelen Eskişehir'in ikinci kontratak golüne ne demeli? Kırmızı-siyahlılar deplasmanda belki de ilk kez bu kadar neşeli oluyor ve galibiyetle dönüyor. Bu denli tam bir kontratak futbolunu tercih edip rakibini dağıtan bir oyun ortaya koymakta son derece başarılı olan rakip takım üç puanı hak ederek Avni Aker'den ayrılıyor. Sonunda Trabzon ilk kez bu sezon kendi saha ve seyircisi önünde bu kadar açık farklı mağlup olurken hani ya aklımızdan şu geçmedi değil: "Bir kez şalvarı ıslatmaya gör, peşi gelirmiş" derler ya, işte onun gibi bir şey. Ersun hoca, sadece şunu merak ediyorum, "Bir takım dört günde nasıl bu denli yıkılır onu araştırın." Öyle ya, bunun da vardır elbette bir sebebi. Bu takımda artık flaş başarı yerine sahalarda oynanan oyunu istikrarlı hale getirmek gerekir diye düşünüyorum. *** Son olarak şu Eskişehirli Erkan transferi vaveylasına gelelim. Yahu bu adam bu takımın neresinde, kimin yerinde oynar, kimden iyi ve bu takıma ne katkı yapacak? Allah aşkına bırakın bu milletin balonlarını da siz önünüze bakın. Adamlara son demlerinde voli vurdurup bu kulübün kasasına daha fazla zarar vermeyin. Dedik ya eldeki adamları stabil hale getirin yeter. Önce simetrik oyundan asimetrik futbola geçiş aşamasında bu takıma bir gaz verin de süratlendirin bakalım. Bloklar arası organizasyon, oyun üzerindeki koordinasyonun belli bir noktadan sonra hız kazandırılması yollarını, yöntemlerini bulun bakalım. Kontrolsüz davranışlar, sebepsiz bir meşguliyet, aşırı sinirlilik halleri ve oyun disiplininden her an kopma işaretleri dün akşamki skoru farklı müsabakanın birkaç önemli ve hakiki nedeni olarak gösterilebilir...