SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > ALİYA İZZETBEGOVİÇ’İN MEKTUBUNU HATIRLAMAK!..

ALİYA İZZETBEGOVİÇ’İN MEKTUBUNU HATIRLAMAK!..

16 Temmuz 2018 Pazartesi - 09:48








Geride bıraktığımız haftanın en önemli olaylarından biri de tarihin en karanlık sayfalarından biri olan Bosna’daki soykırımı bir kez daha acılarla anmak oldu. 

Unutulmazdır..

Bakın, dünya tarihinin derin sayfaları, unutulmaz liderlere ait öyle belgelerle, öyle mektuplarla doludur ve aralarında öyleleri
vardır ki Türk milleti için adeta “DERS” niteliğindedir.

İşte onlardan biri de Bosna'da yazılmıştır.

Yazan ise Bosna’nın tarihini yazan, adı 'Bilge Kral' olarak konan Aliya İzzetbegoviç’tir.


İzzetbegoviç’in hiç eskimeyen, her gün güncellenmesi gereken mektubu çok şey ifade eder.

Gelin okuyalım..

***

Merhaba efendim.

Ben Aliya...


Aliya İzzetbegoviç.

Bosna Hersek’in Cumhurbaşkanıyım.

Sizi Devlet-i Aliyye’nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı’ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna’dan
selamlıyorum.

Bu kısacık sohbetimizde parçası olduğumuz Avrupa’dan, Avrupa’nın ve Batı’nın aslında ne olduğuna dair bazı tecrübelerimden
bahsetmek istiyorum. 

Unutma Türk’ün evladı! 


Sömürgeciler bütün ilkeleri kendi menfaatleri için koyuyorlar ve kendi çıkarlarını korumak için denklem kuruyorlar...

nların demokrasi dedikleri, hürriyet dedikleri, aidiyet dedikleri, barış ve hoşgörü dedikleri ilkeler, Saraybosna’da, Srebrenitsa’da,
Mostar’da toprağın altına gömüldü.

Hem de çok acı hatıralarla...

Biz, kendi çocuklarımız en azından tebessüm edebilsinler diye yaşadıklarımızı yeni nesillere anlatmıyoruz, anlatmayacağız.

Ama sen bizim yaşadıklarımızı sakın unutma!


Onlar askerleriyle, basın ve medyasıyla, kurumlarıyla çok güçlüler.

O n l a r ı n güçlerinden değil, ikiyüzlü olmalarından kork!

Biz senin kardeşin olduğumuz için öldürüldük, boğazlandık, tecavüze uğradık...

Senin hafızana sahip olduğumuz için toplu mezarlara gömüldük, yok edildik...

Türk’ün evladı;


Bizim korumaya çalıştığımız sancak, Yemen’de, Çanakkale’de, Filistin’de, Kırım’da, Açe’de, Türkistan’da korunmak istenen sancaktı.

O ne bir dinin, ne bir ırkın, ne bir dilin, ne bir mezhebin sancağıydı...

İnsanlığın tek başına insan olmanın temsiliydi.

Sömürgecilerin karşısında sakın yere düşme...

Biz, Çanakkale’den sonra direnişi devam ettiren nesiliz.

Sen, direnişin değil, dirilişinnesli olacaksın...

Korumak için değil, düzen kurmak için çalışacaksın...

Sen varsan biz olacağız...

Sen ayaktaysan biz yaşayacağız..

Ama unutma!

Sömürgeciler seni tamamen Asya’ya sürmek için planlarını adım adım işletecekler.

Bir gün sıra sana da gelecek.

Seni yok etmek için bin yıldır hazırlananlar, bir gün bile durmadan çalışıyorlar.

Sen Türksün!

Bir ırk, bir din, bir mezhep değilsin, olamazsın.

Batı, Haçlı seferlerini düzenlerken Araplara Arap demiyordu, Türk diyordu...

Çanakkale’de Kürtleri boğazlarken onlara Kürt demiyordu, Türk diyordu...

Ne zaman ki onların çıkarları için devletlere ihtiyaç duyuldu, Arap’a Arap demeye başladı.

Seni ondan, onu senden ayırdı.

Bugün de Kürdü senden, seni Kürtten ayırmak için gece gündüz çalışıyor.

Türk’ün evladı!

Biz Boşnak’ız ama Türk’üz de...

Sen de kalbimde taşıdığım acıyı taşıdığın kadar Boşnaksın.

Utanacak tarihimiz, saklayacak hafızamız yok.

Sırp’a karşı sorumlu olduğumuz için değil, yasayla zorunlu kılındığı için değil, kimimiz dinimiz, kimimiz milletimiz, kimimiz
kitabımız, kimimiz ahlakımız sebebiyle vicdan sahibi olduk.

Birileri öyle istediği için değil, vicdan bunu tarif ettiği için hiçbir milletin diline, dinine, mezhebine karışmadık.

Mezarlarını çiğnemedik, ibadethanelerini yıkmadık, kadınlarına tecavüz etmedik, bebeklerini boğazlamadık.

Sen var olmak zorundasın...

Bu yüzden bir ve beraber olmak zorundasın...

Sömürgecilerin tezgahıyla saflara ayrışmamalısın...

Türk’ün evladı;

Bizi, onların bize yaptıklarını ve sorumluluğunu sakın unutma!

*** 
İşte Aliya İzzetbegoviç’in tarihe not düşen mektubu bu.

Fazla söze gerek var mı?

El kitabı gibi.

Ne diyor;

‘Unutma! Türk’ün evladı’

Sen var olmak zorundasın!

MUHAMMET ÖZTÜRKLER!

İnsanın şansı da olacak derler ya inanırım.

Bazen siyasette ne insanlar verdikleri emek karşısında hak ettikleri yerlere gelemedi...

Gelemiyorlar da.

Bana sadece bugün değil geçmiş 20 yılı da baz alarak Trabzon’da “Milletvekili olarak kimi görmek istersin” diye sorulsa vereceğim cevapların başında gelen bir isim vardı.

O isim konusunda bir gün dahi görüşüm değişmedi. O isim;

Muhammet ÖZTÜRK.

Trabzon’da uzun yıllar MHP il başkanı olarak ülkücü hareketin liderliğini yapmış ve unutulmaz büyük işlerin altına imza atmış
bir değer...

Cesur...

Mert...

Doğru bildiğini söylemekten asla çekinmeyen...

Tuttuğunu koparan...

Türkücü değil ülkücü!..

Türk milliyetçiliğini sözde değil özde bütün benliğinde yaşayan adam...

Çıkışları ile bu şehirde her zaman ezber bozan...

Kendi döneminde hiçbir gün FETÖ’nün oyuncağı olmadığı gibi sürekli uyaran adam...

İnanmadığı hiçbir şeye evet dedirtemezsin ona...

Ne yazık ki davasına verdiği emeğinin karşılığını alamadı.

Küstürüldü, en verimli olacağı dönemde kenara çekilmek zorunda kaldı.

MHP için kim ne derse büyük kayıp oldu.

Bence TRABZON siyaseti için de büyük bir kayıp oldu.

Bugün en verimli olacağı dönem kenarda oturmuş, olup bitenleri izliyor.

Vefa önemlidir.

Muhammet Öztürk, hakkı teslim edilmesi gereken yiğit bir adamdır.

“Muhammet Öztürk” ismini sorun Trabzon sokaklarına, onların vereceği cevabın başımın üzerinde yeri var.

Bu şehrin hakkının hukukunun korunması, sorunlarına duyarsız kalınmaması yönünden örnek adamdır.

Her sorunda var olmasını ve ses getirmesini bilmiştir.

Ve...

Bu ülkede bugün herkesin “Rabia” işareti yaparak ortaya koyduğu milli duruşu ülkedeki en kritik süreçlerde ortaya koyan
adam olarak Muhammet Öztürk’ün MHP’de hem il başkanı hem de aktif siyaset dönemi örnektir.

Çünkü lider eksenli bir il başkanı olmayı başarmıştır.

Bu şehirde 2000’li yılların başında ortaya koyduğu mücadeleyi o gün “Bu ne milliyetçilik kardeşim” diye eleştirenler bugün
Öztürk’ten daha milliyetçi olmak için yarışmıyor mu?

Yani Muhammet Öztürkler değişmedi. İnsanlar doğru yolu görerek Muhammet Öztürklerle birlikte (Allah’a şükür kendimizi
de aynı safta görüyoruz ) koşmaya başladı.

O nedenle, Muhammet Öztürk için bu şarkı burada bitmemeli.

Sahalara dönmeli.

Yakındır.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap