GÜÇLÜ KADINLAR 

Ebru Tavşan sordu onlar yanıtladı

Derler ki; “Bir baba, Kendi kızının ruhunda... Kalbinde... Beyninde... Davranışlarında... Düşüncelerinde... Ne kadar yer etmişse... Ruhunda bıraktığı ‘sevgi dolu izler’ ne kadar derinse... Ölse de onun hayatında ve ruhunun derinliklerinde kalıyor... Bir baba kızının hayatında anıldığı müddetçe, yaşamaya devam eder. Bunları neden yazıyorum… ‘Güçlü Kadınlar’ röportaj dizimizin ilk konuğu böyle bir kadın… Bugüne kadar konuşmayan, tüm sıkıntılarını kalbine gömerek babasının ismini yaşatmak için mücadele eden bir kadın… Hülya Ulusoy… Trabzon’un yetiştirdiği ünlü iş adamlarından, Trabzonspor’un kurucularından Ali Osman Ulusoy’un kızı... Ulusoy 1 Ekim 2014 yılında aramızdan ayrıldığında ‘Ne olacak Ulusoy şirketleri’ denildiği an, mal mülk paylaşılmaya başlanmıştı bile… Peki Ali Osman Ulusoy’un emanetleri ne olacaktı?

Hayattaki iki evladından biri olan kızı Hülya Ulusoy çıktı ortaya.. ‘Varım’ dedi.. Ama amcalardan kalan mallar paylaşılmaya başlayınca, bir de üzerine ‘O ismi kullanmayacaksın artık’ denilince şaşırdı ama pes etmedi.. Babasının ismini yaşatmaya kararlıydı. Hülya Ulusoy bugün 66 yaşında, iki kızı 4 torunu var… Son derece mütevazı, candan bir isim… Oturduk, konuştuk, dertleştik... Bir araya geleceğimiz saatlerde annesi ameliyata girdiği halde bizlerle olan randevusunu iptal etmeyip bu güzel söyleşiyi gerçekleştirdiği için kendisine Karadeniz ailesi olarak teşekkür ediyoruz. Biz sorduk o cevapladı. Sizleri sorularımız ve Hülya Ulusoy’un cevapları ile baş başa bırakalım…

BABAMIN VEFATINDAN SONRA ÇOK ZORLUKLAR YAŞADIM

Sayın Ali Osman Ulusoy’un vefatının ardından işleri siz devraldınız. Şirketler bir ayrılma sürecine gitti. Neler oldu?

Babacığımı kaybettikten sonra çok zor günler yaşadım. Bir Trabzonlu ve bir kadın olarak Trabzon’da yaşamak bir hayli zordu. Babam öldükten hemen sonraydı. Kardeşler arasında bir ayrılık oldu ve amcamlardan kalan malları bölüştüler. Bize Ulusoy ismini kullanmayacaksınız diye bir talimat gelmişti. O dönemde çok sıkıntı çektim. Ali Osman Ulusoy Şirketler Grubu’nu kurana kadar ve de Ali Osman Ulusoy otobüslerini çalıştırana kadar çok büyük zorluklar yaşadım. Trabzon’da kadın olmanın zor olduğunu siz de bilirsiniz. Babamdan sonra ant içtim. Ali Osman Ulusoy ismi yaşayacak dedim. Otobüsün öldüğü bir dönemde böyle bir karar vererek büyük bir adım attım. Ve bu adımı atmaktan hiç pişman olmadım.

ALİ OSMAN İSMİNİ YAŞATMAYA BAŞ KOYDUM

Siz aslında sıfırdan yeni bir Ali Osman Ulusoy şirketi kurdunuz? Sayın Ulusoy da bunu biliyor olacak ki işleri size teslim etti?

Babam çok ileri görüşlü bir insandı. Onun işleri bana devretmesini bir müddet kabullenmedim. Vefat etmeden de bana bir takım şeyler söylüyordu. Baba sen sağken bu işler zor, öldükten sonra nasıl yaparım diyordum. Babam da sen nasıl Karadenizlisin diyip bana kızıyordu. Onla çalıştıktan sonra babamın büyüklüğünü gördüm ve dedim ki ben babamın ismini hiçbir zaman yerlere düşürmeyeceğim. Ali Osman Ulusoy Şirketler Grubu olarak babamın ismini yaşatmaya baş koydum böyle de devam ediyoruz. İnşallah Allah yüzümüze bakar

EN ZOR ANIMDA BENİ YALNIZ VE İSİMSİZ BIRAKTILAR

Peki yaşanan süreç sonunda ailenize karşı kırgınlığınız var mı?

Hiçbir kırgınlığım yok. Keşke yaşamasaydık dediğim çok zamanlarım oldu o ayrı. Yine de amcamın çocuklarına bir şey söylemedim. Tabi ki aslında insan biraz kırılıyor. Beni çok zor zamanlarımda yalnız bıraktılar. Beni çok zor zamanlarımda isimsiz bıraktılar. Ali Osman Ulusoy yazamadım ben otobüslerin üzerine. Dünya böyle bir şey. Dünyaya geldiğiniz zaman her şeyi görüyorsunuz. Benim bütün idealim babamın ismine halel getirmeden bu işi sürdürmek.

ŞİRKETİ KURARKEN TEK BAŞIMA MÜCADELE VERDİM

Şirketiniz her alanda hizmet veriyor mu?

Otobüsçülük dışında sigorta, turizm, uluslar arası nakliyecilik, benzin istasyonlarımız, lastik satışı, Hassoy devam ediyor. Otobüsten kamyona ve hafif ticari araca kadar Mercedes bayisi olarak hizmet veriyoruz. 7 ayrı dalda ama birbirlerini tamamlayan alanlarda çalışıyoruz. Allah’ıma şükür babam öldükten sonra da aynı şekilde devam ettik. Bu dönemde herhangi bir şeyi sürdürebilmek bile çok zor. Ben 7 şirketi sürdürdüm. Tek başıma mücadele verdim. Bu mücadeleden de yüzümün akıyla çıktığımı düşünüyorum.

KADINLIĞINIZI BİLİN GİBİ YAKLAŞILIYOR

TTSO’da da kadın sayısı çok az? Bırakın azı, Ticaret Odası meclisinde tek kadın benim. Trabzon’da oysa çok güçlü kadın var. Bu kadınlar ki yoktan var olmuş kadınlar. Aynı zamanda kadın girişimciler kolu başkanıyım. Tüm bunlara rağmen bizim bir köşeye itildiğimizi hep düşünüyorum. Çünkü öyle bir atmosferin içine giriyorsunuz ki siz kadınsanız kadınlığınızı bilin gibi yaklaşılıyor. Kadın hiçbir şeyden mahrum edilmemeli. Hele Karadeniz kadını çocuğuna, evine, kayınvalidesine, kayınpederine yani bütün aileye bakıyor bir de çalışıyor.

SEKRETERİN YANINDA OTURARAK İŞE BAŞLADIM

Kadınlar bazen de yapamam diyerek geri duruyor mu birçok konuda? Ben çalışarak her şeyin elde edileceğini düşünen bir insanım. Çok çalışmak lazım. Ben şoför nedir, muavin nedir, istasyonlarda nasıl muamele edilir bilmiyordum. Babamla çalışmaya başladığım zaman sekreterin yanında oturacağım dedim. Babam hiç normal karşılamadı ama işleyişi bilmem için burada oturmam lazım dedim ve uzun bir süre sekreterin yanında oturdum. Gerektiğinde çay bile ikram ettim misafirlerimize. Ben babamın yanında sandalye çektim oturdum, bir oda yapalım sana dedi ve 1.5 yıl sonra odam oldu. Bir imkanı olmayanlar, bir de geri duranlar var dediğiniz gibi. Daha cabbar, daha çalışkan, daha tuttuğunu koparan daha ne istediğini bilen insanların olmasını istiyorum.

ULUSOY’UN KIZI OLMASAM YILLAR ÖNCE BOŞANMIŞTIM

Zengin bir ailede doğdunuz. Dışarıdan bakıldığında cazip bir yaşantınız var. Peki dezavantajı var mıydı?

Eksi yanları da çok fazlaydı. Benim evlilik hayatım 33 sene sonra bitmiştir. Babamın zamanında böyle bir şey söylediğimde babam bana kıyametleri koparırdı. Bunun eksikliğini çok gördüm. Eğer Ulusoy ailesinin kızı olmasaydım yıllar önce boşanmış olacaktım ve bugünkü hayatım bambaşka olacaktı. Ben Trabzon’da kot pantolon giyemedim. Babam ve annem bana çok kızardı. Annem 88 yaşında ve hala bana karışabiliyor. Dışarıdan özenilebiliyor ama zorlukları da var. Bir kere Ulusoy soyadını taşımak büyük bir külfet. Ali Osman Ulusoy’un kızı olmanın size bir ayrıcalık tanıdığı muhakkak. Ama bunu şimdi daha iyi anlıyorum. Gençken daha mutsuz olabiliyordum. Benim Uzun Sokak’tan gitmem bile yasaktı. Tüm bunlar beni bir genç kız olarak sıkıyordu. Diyordum ki bu ne kadar sıkılık. Trabzon’da öksürsem duyuluyordu. 30 sene önce daha farklı bir ortam vardı. Ama bunun yanında da Ulusoy olmak tabi ki ayrı bir gurur.

UZUN SOKAĞA GİRMEM YASAKTI

Türkiye’deki ekonomik dalgalanmalarla ilgili neler söyleyeceksiniz? Siz şirket olarak etkilendiniz mi?

Ekonomi hiç iyiye gitmiyor. 2019 daha kötü olacak diye düşünüyorum. Bu zaman zarfında ayakta kalabilen bence büyük kaptan olacak. Birçok şirket konkordatoya gidiyor. Partnerim Pamukkale de bile böyle olunca durup düşünmek zorunda kalıyoruz. Ben biraz olsun küçülmeyi düşünüyorum. İnsan azaltmamız gerekmektedir. 400’e yakın çalışanımız var. Trabzon’da bunu yapmak çok zor. Sizin yanınızdaki insan ya 20 ya 30 senedir çalışıyor. Annenizden, babanızdan, teyzenizden mutlaka bir tanıdıklık çıkıyor. Fakat gerçekçi düşünüp Ali Osman Ulusoy olarak mutlaka bir takım önlemler almak zorunda olduğumuzu düşünüyorum.

 TTSO BAŞKANLIĞI İÇİN HENÜZ ERKEN

Babanız TTSO Meclis Başkanlığı ile özdeşleşmiş bir isim. O koltuğa oturmak ister misiniz?

Bu çok önemli bir soru. Tabi ki gönlüm bunu istiyor. Ama bu sağlığım ve iş yoğunluğum açısından şimdi olamayacak gibi. Yoksa ben babamın yıllarca ifa ettiği görevi sürdürmek, meclis başkanı olmak çok isterim. Şimdilik daha erken diye düşünüyorum. Mecliste tek başına olan bir kadın, Trabzon gibi bir yerde meclis başkanı nasıl olur, olur mu onu da düşünmek lazım.

KARA YOLCULUĞU BiTMEZ

Otobüsçülüğün zor durumda olduğu konuşuluyor. Çözüm konusunda adım atılıyor mu? Otobüsçülük gerçekten çok zor durumda. Otobüsünüzü dolu bile gönderseniz zarar edip geri geliyor. Tüm bunları bilerek bu otobüsçülüğü sürdüreceğim dedim. Babam Mercedes bayi olarak hep Türkiye birincisiydi. Bir marka olduğumuzu kabul ediyorum. Şu an otobüsçülüğe biraz da olsa sahip çıkıldı gibi. Çünkü İstanbul’da servisleri kaldırdılar. İstanbul’da servisin kalkması demek otobüsçülüğün başının dik durması demektir. Ne olursa olsun kara yolculuğu bitmeyecektir. Otobüste verdiğimiz ikram çeşidini azaltmak zorunda kaldık. Uçak biletleri de biraz yükseldi. Tüm bunların otobüsçülere biraz da olsa faydası oldu.