Trabzon'un Şalpazarı ilçesine bağlı köylerde oturanlar, yayla göçü geleneğini şenliğe dönüştürdü.

Yöresel kıyafetler giyen köylüler, süsledikleri büyükbaşları ile birlikte uzun süren yolculuğun ardından Esbala Yaylası'na ulaşmanın sevincini, manilerle kutladı.

HEM KENDİLERİNİ HEM İNEKLERİNİ SÜSLÜYORLAR

Yöresel kıyafetler giyen köylüler, süsledikleri büyükbaş hayvanları ile birlikte sabah erken saatlerde yaylalara doğru yola çıktı.

Gelin gibi süsledikleri hayvanlarıyla birlikte zil ve çan sesleri eşliğinde yola düşen yöre sakinlerinin göç yolculuğu, renkli görüntüler oluşturdu. Yaz mevsimi boyunca yaylada kalacak vatandaşlar, hayvanlarını otlatacak ve üretecekleri süt, peynir ve diğer ürünleri de satarak kazanç elde edecek. Muhteşem doğası ve rengârenk yaylalarda bulutların üzerinde kalacak yaylacılar, eylül ayı sonuna doğru ise köylere inecek.

"3 AY BURADAYIZ"

Bölgede asırlık geleneklerini sürdürdüklerini anlatan Emine Yamaç, "Bu bizim yüz yıllardır bir geleneğimiz. Eskilerden beri atalarımızdan kalan bir gelenek. Eskiden sırtlarında yükle günlerce yürürdü insanlar. Köyde kıyafetlerimizi giyindikten sonra ineklerimizi süslüyoruz. İneklerimizi süsleyince onlar da heyecan yapıyorlar. Yaylaya geleceklerini inekler, süslendiklerinde anlıyorlar. Buraya yerleştik. Şimdi 3 ay buradayız. Burada yayla yapıp sonbaharda köyümüze geri döneceğiz." dedi.

"ESKİDEN DAHA GÜZELDİ FAKAT BU BİZİM İÇİN BİR YAŞAM BİÇİMİ"

Göç ettikleri yaylada kalmanın kendileri için bir yaşam biçimi olduğunu anlatan Şaziye Türkmen, "Eskiden arabalar, yollar yoktu. Yürüme hayvanlarımızla, yüklerimiz sırtımızda gelirdik. Yolda bir gece yatardık. Yolları aşar yaylaya gelirdik. Toplu gelirdik yaylalara. Halka kurar horonlar oynar türküler söylerdik. Ama şimdi herkes köylerden gitti. Artık çoğu kişi hayvan bakmıyor. Gelenek sürüyor ama az göç ediliyor. Bu bizim için bir yaşam biçimi. Hayvanımız olmasa bile geliriz. Daha önceden yayla hazırlığı yapıp burada bulunan tarlamızı ektik, buradaki ağırlarımızı da hazırladık." diye konuştu.