SON DAKİKA



Haber > Trabzon > İlmek ilmek bir sevda

İlmek ilmek bir sevda

12 Ekim 2022 Çarşamba - 11:15




Trabzon’un gözbebeği hasır bilezik, ustaların ellerinde sanatla var oluyor…





Merhabalar… ‘Trabzon Konuşuyor’ başlığı altında bu hafta Trabzon’un ilmek ilmek aşkla örülen hasır bileziğini, bu işin ustalarına sorduk. Ustalar, hasır bileziğin tarihi 1700’lü yıllara dayandığını, Trabzon’a ekonomik anlamda can suyu olduğunu söylediler. Kentin önemli ekonomik ve kültürel mirası olan hasır bilezik maliyetlerden dolayı eskisi kadar rağbet göremese de günümüzde hala şehrimizin ve Karadeniz’in gözbebeği konumunda.
İşte ilmek ilmek işlenen hasır bilezik hakkında ustalarla yaptığımız söyleşiden satır başları;

ÇIRAK YETİŞMİYOR

Yusuf Semiz: “Örgü örücüden geldiği zaman üzerinde kalan telleri tek tek kaynatıp, uç uca  birleştiriyoruz. Bu işlemi itinayla yapıyoruz, yani yerine düzgün bir şekilde yatması bizim için çok önemli. Herhangi bir zede olmamalı. Bu işlemden sonra lazer işlemi var. Ben bu işin geleceğini iyi görüyorum ama çırak yetişmiyor. Bu, büyük bir sıkıntı. On yıldır ben buradayım bir tane çırak bulamadık.”

PAHALI BİR ÜRÜN

İhsan Sak: “Biz tel ve tokmaklama işlemlerini yapıyoruz. Hasır bu zamana kadar böyle geldi ama bundan sonra bu ekonomik şartlarda ilerlemesi çok zor. Çünkü hasır pahalı bir ürün.  Eskiden her gelinin kolunda illaki hasır olacaktı fakat şimdi öyle değil. Bundan bir sene öncesine kadar 500 lira olan altın şimdi 1500 lira. Sadece bazı kuyumcuların sayılı müşterileri var onlar alabiliyor. Kuyumcular da eskiden on tane alıyordu şimdi iki tane. İki tane de ne bizi kurtarıyor ne de örücüleri.”

KİMSEYİ YETİŞTİREMİYORUZ

Barış Kahvecioğlu: “On iki yıldır bu mesleği yapıyorum. Bu hep el işçiliği isteyen bir şey.  Dünyada sadece Trabzon’da yapılan bir ürün. Bizim de gözbebeğimiz. Her gelin hasır bilezik ister ama maliyetler yüksek olduğu için herkes alamıyor.  Bizim Karadeniz’de çok tutulur bu hasır. Mesleğimiz güzel bir meslek incelik isteyen bir meslek. Bizim alttan yetişen eleman yok.  Biz son kişileriz. El işçiliği olduğu için insanlara zor geliyor. O yüzden kimseyi yetiştiremiyoruz.

SON ÇIRAK BENİM

Barış Demir: “13 yıldır bu işin içindeyim. Çırak olarak başladım. Örücülerden bizi ham haliyle geliyor. Tellerini temizleyip makineye vuruyoruz, sonra dişleri ve sürgülükleri takılıyor. Vitrindeki yerlerini alana kadar bizim elimizden geçiyor.  Dövme ve tokmak işlemiyle son halini alan hasır, ilmek ilmek işleniyor.  Mesleğimi severek yapıyorum.  Fakat alttan yetişen kimse yok. Son çırak benim.  Z kuşağı bırak gezmeyi seviyor, bu tarz işleri sevmiyorlar.”

SADECE TRABZON’DA

Adem Şahin: “Otuz yıldır bu işi yapıyorum.  Hasırın tarihine bakacak olursak; eski çağlarda çelik zırhlar vardı onlardan esinlenip örgü yaparak, geliştirerek bu hale geldi. Günümüzde sadece Trabzon’da yapılıyor. Burada yapılması daha iyi dışarıda yapılsaydı biz ekmek yiyemeyecektik.  Örgücüsünden tut burada makine işlemlerini yapana kadar herkes bu işten ekmek yiyor. Şimdi baktığımız zaman kimse çalışmak istemiyor. Şu andaki şartlarda gençlere dışarıdaki ortam daha cazip geliyor.”

TRABZON’UN CANSUYU

Trabzon Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Ali Yazıcı: “Trabzon hasır bileziği coğrafi işaretini almış, piyasada bir numaralı satılan bir ürünümüzdür.  Tarihi 1700’li yıllara dayanır. Savaş zırhlısından oluşup, bugün önümüze takı olarak gelmektedir. Bu zamanlarda genç kızlarımızın vazgeçilmez düğün takısıdır. Bakıldığında Trabzon da can suyu olarak ekonomisine katma değer katan bacasız fabrika olarak nitelendirebiliriz. Bu yıl turizm ve düğünlerin çok olduğu bir dönemdi. O nedenle bu yıl nispeten satışlarımız iyiydi. Önümüzdeki yıllarda farklı modellere yönelerek, ürün yelpazesiyle birlikte katma değerimizi artırmak istiyoruz.”

ÜÇ TANE EL SANATIMIZ KALDI

Murat Aktürk: “Hasır bileziğin tarihi tam olarak belli olmamakla birlikte bazı araştırmalara göre Osmanlı’dan önceye dayandığı söyleniyor. Eskiden 100 mikron telden üretilirken şimdi 30-32 mikrondan üretiliyor. Dünyada artık belli sayıda el sanatları kaldığı için hasır bileziğe ilgi hala var diyebiliriz. Türkiye’de şu an üç tane el sanatı kaldı üçü de Trabzon’da üretiliyor. Bunlar hasır bilezik, kazaziye diğeri ise telkaredir. Eskiden bunları 5000-6000 kişi üretiyordu, şimdi 3000 civarında. Her geçen gün azalıyor.”

ÇOK ÇEŞİDİ VAR

Mustafa Bey: “Eskisi gibi kimse bu işi yapmak istemiyor. Gençler yetişmiyor. Altın fiyatları yüksek olduğu için çoğu kişi alamıyor. Özellikle hasır hatırı sayılır derecede pahalı.  Şu an örücü bulmak daha sıkıntı. Bize örücüler getiriyorlar diğer ince işlemleri biz yapıyoruz. Kalan telleri yaktıktan sonra tokmak ve düzeltmeyle son halini veriyoruz. Kolye, bileklik küpe yapıyoruz. Çok çeşidi var aslında ama ana ürünler bunlar.”

ÖZEL RÖPORTAJ: EMİN SARAÇ

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap