Trabzon’un en eski pastanelerinden Selim Pastanesi’nin sahibi Selim Akgün gazetemize konuştu. Dede mesleğine sahip çıktığını belirten Akgün, pastanesindeki kaliteye dair de ipuçları verdi. Akgün, Trabzon’un özünden çok uzaklaştığını belirterek, yerel yönetimlerin Gazipaşa Caddesi’ne gerekli özeni göstermediklerinden ötürü isyan noktasına geldiğini söyledi. Akgün, Selim Pastanesi’ne kilit vurup şehir değiştirmeyi düşündüğünün de altını çizdi. İşte Akgün’ün açıklamaları… “Dede mesleğini devam ettiriyoruz. Mesleğe ilk dedem girmiş 1923 yılında, Trabzon’un ilk pastanesi olarak, babam ve amcamlarla beraber. 1986’ya kadar da bu işi sürdürdüler. Biz de o hamurda yoğrulduk ve mirası devam ettiriyoruz. Pastanemiz Trabzon’un adeta bir üniversitesi idi, çok da mezunlar verdik. Pastacılar bizden öğrenerek bu işi geliştirdiler. Ben de 1986’da üniversiteye gidiyordum ama bu işin devam edeceğini düşünerek üniversiteyi bırakıp yeni bir pastane konsepti ile işe koyuldum.”

TRABZON ÇOK YABANCILAŞTI

“Cuma akşamları pastanemizde canlı müzik var. Ancak Trabzon çok yabancılaştı. Trabzon’un yerlisi olarak çok az sayıda kaldık. ‘Beyaz Saçlar’ orkestramız ile pastanemizde caz müziği ve eski pop müziklerini yaşatmaya çalışıyoruz. Ben 1990’da da yapıyordum bunu. Ama o zaman daha farklı idi Trabzonumuz. Şehrimiz ilerleyeceğine geri gitti. Betonarme oldu her yer. Bunun en basit örneği Boztepe. Trabzon para harcanarak bu kadar rezil olabilirdi, bunu da başardılar. Trabzon şu anda elimizden kaydı gitti.”

ÇOĞUNA İŞİ BİZ ÖĞRETTİK

“Dondurmamız özel bir dondurma. Bu da dede formülü. Eskiler bilir; Raif, Salim, Ethem diye... Bunlar hep akraba idiler ve bu dondurmayı formüle ederek yaşattılar. Sütümüz Hamsiköy’den gelir, bakır kazanda beş altı saat pişerek bu hale gelir. Biz çoğuna öğrettik bu işi ama bunda önemli olan bakır ve beş saat pişirme olayıdır. Diğerleri işin kolayına gidiyor ve rengi tutturuyor ama lezzet mümkün değil tutmuyor.”

EViMiZDE NE YiYORSAK O

“Bizi diğerlerinden farklı kılan dede formülleri ile devam edebilmemiz. Tabi bu maliyet olarak bizi çok aşıyor. Çünkü şu anda dondurmaya kattığımız sahlebin kilosu 450 lira. Ancak bu sahlebi katmaya mecburuz. Çünkü ismimizi kötüleyemeyiz. Dedemize verilmiş sözümüz var. Bizde katkı maddesi, mısır şurubu, glikoz, emülgatör gibi uydurma malzemelerin hiçbiri olmaz. Evimizde ne yiyorsak pastanemizde de onu kullanıyoruz. Bizim amacımız artık kâr değil, ismi sürdürebilmek.”

GAZiPASA ÖZELLİĞİNİ KAYBETTİ!

“Gazipaşa’yı seçmemin nedeni İstanbul’un Bağdat Caddesi özelliğini taşıyordu. Biz de nezih bir caddeye yakışan bir konsept ile açtık pastanemizi ama belediyenin yanlış tutumu, önümüzün otopark oluşu, trafiğin yalnızca aşağıya verilmiş olması bizi çok zor durumda bıraktı. Gazipaşa Caddesi de özelliğini kaybetti. Belediye Başkanı bize altı yıl önce trafik sorununun aşılacağının sözünü vermişti, hatta bana ‘Bu işten en çok sen etkilendin’ dedi ama bu işi başaramadı. Görünen o ki bu sorun aşılamayacak. Herhalde Trabzon’dan da ayrılacağım, öyle de bir düşüncem var. Bu tabi beni çok üzüyor. Trabzonlu arkadaşlar ‘gidemezsin’ diyorlar ama cadde olarak bitmiş bir Gazipaşa’da bu işi sürdürmenin anlamı yok.”

BÜTÜN ESNAF DERTLİ

“Şehir değiştirme kararımda Gazipaşa Caddesi’ndeki trafik sorunu büyük etken. Bir tek ben değil, Gazipaşa Caddesi’nin bütün esnafı dertli bu konuda.  Selim Pastanesi’nin Türkiye’de her yerde müşterisi vardır ama belediye bu konuda sınıfta kaldı. Çünkü yerel yönetimler böyle markaları el üstünde tutarlar. Dolayısıyla markamızla birlikte başka yerlere yelken açacağız. Tabii ki bu işi yapmaya devam edeceğiz. Çünkü bu markanın bitmesi hakikaten kötü olur. Bu şehirde yaşayan çoğu insanın pastanemizde bir anısı var.”

FESTİVAL RENKLİ GEÇTİ

“Otuz altı çeşit kabağın olduğu bir festival yaptık ve oldukça renkli geçti. Bu sene de yapmayı düşünüyoruz. Pastasından, çorbasından, pilavından her türlüsüne yer verdik kabağın. Çünkü kabağın bizim evlerimizde önemli bir yeri vardır ve çok faydalı bir görevi vardır bağırsak florası için.”