Yeni oyunu hakkında KARADENİZ’e konuşan Çıdamlı, “Oyunumuz, absürt tiyatronun, yani uyumsuz saçma tiyatronun bir örneği. Seyircimizi güldürürken düşündürmeyi amaçlıyoruz” dedi

Trabzon Devlet Tiyatrosunda 10 Şubat’ta (Bugün) perdelerini açacak olan Yaşlı Bir Palyaço Aranıyor oyununun ünlü yönetmeni Murat Çıdamlı ile kariyeri, gelecekteki planları ve yeni oyunu üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.
İşte Murat Çıdamlı’nın o en içten açıklamaları…

Hacettepe Üniversitesi Tiyatro bölümünden mezunum. 1993 yılında devlet tiyatrolarına girdim. Diyarbakır Devlet Tiyatrosunda 3 yıl kadar hizmet ettim. 1995-2005 yılları arasında ise Trabzon Devlet Tiyatrosunda çalıştım. Hayatımın en güzel günleriydi diyebilirim. Arkasından Ankara Devlet Tiyatrosu ve şimdi de İzmir Devlet Tiyatrosunda genel olarak oyuncu bazen de yönetmen olarak çalışmaktayım.

TRABZONLU SANATSEVERLERLE BULUŞACAK

Yaşlı Bir Palyaço Aranıyor oyunumuzun prömiyerini biz 24 Kasım’da yaptık. Trabzon’da da sahnelendi bu oyun. Şimdi tekrar 10 Şubat’tan itibaren Trabzonlu sanatseverlerle buluşacak. Oyunumuz, ünlü Rumen kökenli Fransız yazar Matei Visniec’in oyunu. Dünya sahnesinde birçok kez temsil almış bir oyun. Absürt tiyatronun, yani uyumsuz saçma tiyatronun bir örneği.

İNSANIN İÇESİNDE VAR OLAN YÜKSELME HIRSI

Oyunumuzda, üç tane yaşlı palyaço var, aslında bunlar çeşitli sirklerden 40-50 yıllık dost bir tanesi de ustaları. Diğer iki yaşlı palyaçoyu yetiştiren daha yaşlı ve daha yetenekli diyelim, bunlar bir iş için ilana bakarak neresi olduğu belli olmayan bir odanın içerisinde tesadüfen buluşuyorlar, tabii eski defterler açılıyor. Geçmişleriyle aslında kendi varlıklarıyla bir hesaplaşmanın içerine giriyorlar. Bunu şöyle bakabiliriz; genel olarak insanın yazgısı. Modern toplumun içinde değil de var olduğu günden itibaren insanın içesinde olan yükselme hırsını anlatıyor. Trabzonlu sanatseverlerle buluştu bu oyun ve çok güzel geri dönüşler aldık.

ABSÜRT KOMEDİ SEYİRCİYE AYNA TUTUYOR

Yaşamın içerisinde biz yabancılaşarak aslında rutinleşmiş saçma şeyleri gerçek olarak kabul ediyoruz. Bunları böyle rutin haline getirdiğimiz için artık bize saçma gelmiyor. Saçma tiyatro yani absürt komedi işte bunu yapıyor. Bize bunu yabancılaştırarak tekrar gösteriyor, aslında bir anlamda ayna tutuyor seyirciye. Yani diyor ki; sizin bu rutin olarak gördüğünüz aslında saçmadır diyerek seyircinin hem gülmesini hem de düşünmesini sağlıyor.
KARADENİZ İNSANI GÜLMEYİ ÇOK SEVİYOR

Trabzon’da absürt komedinin birçok örneği var. Karadeniz insanı gülmeyi çok seviyor. Gülerken de aniden espri üretmekte üstüne yoktur. Gençliğimin en güzel en neşeli günlerini Trabzon’da geçirdim. Çok iyi bir ekibimiz vardı. Burada yılda 5-6 oyunda oynayıp, kendimizi geliştirerek bu anlamda süreci tamamladık. Trabzon halkıyla da her zaman için yakın ilişkilerimiz oldu. Burada çalışan arkadaşlarımız çok başarılı işlere imza atıyorlar.

YAŞADIĞIMIZ ASLINDA ‘ARINMA’ HİSSİ

Ben hem oyunculuğu hem de yönetmenliği seviyorum. Oyunculuk şöyle; bir kere o sahnenin tozunu aldınız mı vazgeçemeyeceğiniz bir tutku halini dönüşüyor. Bir buçuk iki saatlik sürecin içinde sanatçı olarak yaşadığınız aslında ‘arınma’ hissi. Çünkü kişi bir anlamda kendi benliğine çok yaklaşıyor. Kendi benliğine yaklaşırken aslında Tanrı’ya yaklaşmış oluyor. Tabii hakkıyla yapılıyorsa…

ÜLKEMİZİ KÖY KÖY GEZMEK İSTİYORUM

Ben çeşitli televizyon projelerinde de çalışıyorum. Bunun içinde de seçici gitmeye çalışıyorum. Kaliteli ve düzgün aile dizisi diyebileceğimiz düzgün yapımların içerisinde yer almaya çalışıyorum. Yönetmen olarak da çeşitli hedeflerim var. Devlet tiyatrolarında Shakespeare planlıyoruz. Önümüzdeki süreçte hayata geçeceğini düşünüyorum. Oyuncu olarak da ülkemizi köy köy gezebileceğimiz turne istiyorum. Şu zamana kadar tiyatronun hiç gitmediği, en ücra köşelere tiyatro götürebileceğimiz bir proje içerisinde yer almak istiyorum. En büyük hedefim bu.

ÇAĞININ ÇOK İLERİSİNDE İŞLER

Vurdulu kırdılı diziler yerine aile dizilerine toplumumuzun ihtiyacı var. Kaliteli komedi yapımlarına da oldukça ihtiyacımız var. Yaşadığımız şu pandemi günlerinde insanların gülmeye ve eğlenmeye ihtiyacı var. Komedi zor iş. Ben dönüyorum dönüyorum ve Hababam Sınıfı ile Ertem Eğilmez’in filmlerine tekrar bakıyorum. Zamanına göre çağının çok ilerisinde projelermiş bunlar.