Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Şadan Eren Karadeniz Gazetesi’nden Rabia Uzun Cirav’a çarpıcı açıklamalarda bulundu. Başkan Eren, Trabzon trafiğinden, teşvike kadar tüm konulara açıklık getirerek kentin rapatlıkla turizm şehri olabileceğini söyledi. Bir ayağınız Ankara'da bir ayağınız Trabzon'da zor olmuyor mu bu şekilde devam etmek? Ben bu görüşe pek katılmıyorum açıkçası. Ben zaten 91 yılından beri parti başkanlığı, il genel meclisi başkan yardımcılığı daha sonra ticaret odası başkanlığı, odalar birliği yönetim kurulu üyeliği şimdi de TTSO Meclis başkanlığı yapıyorum. Eskiden ne ise o. Son 2 yıldır Trabzon'da belli bir görev almadığım için sanki Trabzon'da yokmuşum gibi bir algı var. Haftanın 3-4 günü Ankara'da; yine aynı şekilde 3 veya 4 gün de Trabzon'da devam ediyor. Bu hayata biz 90 yılından beri alıştığımız için artık zor mu kolay mı tartışmasını girmiyoruz. Ailem dahi kabullenmiş durumda. Yaklaşık 25 yıldır böyle devam etti devam edecek. Uzun süredir gündemde olan bir konu var Trabzon'da Maraş caddesi trafiğe kapatılsın mı kapatılmasın mı diye. Trabzon'u bir nevi ikiye böldü. Siz de kapatılması taraftarısınız Destek değil yanlış anlaşılmasın. Trabzon'da Maraş caddesi bir sorun. Aslında Trabzon'da trafik başlı başına bir sorun. Bu trafik sorununun ilgili kişiler ve kurumların bir araya gelerek birlikte bir çözüm üretmesinin taraftarıyız. İlgili kurumların hepsi bir araya gelmeli kendi aralarında bir fikir yürütmeleri lazım. Kapatılacaksa ona göre karar verilmeli, alternatiflerin ne olacağına bakmaları, ne olması gerekiyorsa onu yapmaları lazım. Asıl önemli olan da burada kimsenin mağdur olmaması. Ne orada çalışan minibüsçülerin ne taksicilerin ne diğer halkın , özel araç sürücülerinin hepsinin bir arada değerlendirilmesi gerekiyor. Kapatılması iyi mi olur kötü mü olur ondan sonra ortaya çıkmalı. Geçtiğimiz günlerde Ukrayna'nın Kherson Ticaret ve Sanayi Odası'nın daveti üzerine çeşitli temaslarda bulunmak için Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası olarak gittiniz. İşbirliğine yönelik protokol imzaladınız. Ne gibi gözlemleriniz oldu.?Yatırım ve ticari faaliyetler konusunda ne gibi önerileriniz olur? Ukrayna'nın Kherson Ticaret ve Sanayi Odası ile kardeş oda olmamız yaklaşık 10 yıl öncesine dayanıyor. İpekyolu İş Adamları Zirvesi yapıldığı zaman da katılmışlardı. O zamandan beri ilişkilerimiz iyi. Son olarak3. İpekyolu İş Adamları Zirvesi'ne de katılmak için Ukrayna'nın Kherson ilinin Ticaret ve Sanayi Odası olarak geldiler, bizi de Ukrayna'ya davet ettiler Biz de yaklaşık bir ay sonra oraya gittik. Onların bizlere bazı teklifleri var. Mesela büyük tarım alanlarına sahipler. Bu tarım ile ürettiklerini çok iyi değerlendiriliyor. Bize de değerlendirme teklifinde bulundular.Bunun dışında balıkçılıkla ilgili önemli adımları var. Ukrayna'nın Kherson limanı çok büyük ve tamamen doğal bir liman. Bu limandan nasıl faydalanılabilir bunlar üzerinde bir kaç toplantı yaptık Hayvancılık anlamın da değerlendirilebilir, İstiyorlar ki Türk iş adamları orada gidip hayvancılık yapsınlar. Daha çok organik hayvancılık tabi. Arazileri otlatmaya çok müsait. Ayrıca işçilik de çok ucuz. Oranın valisi ticaret odası diğer kurumları hakikaten bize çok yakın çok ilgili davrandılar. Türk iş adamlarını da orada görmekten memnun olacaklarını açıkça ifade ediyorlar. Bunun için de gayret gösterdiklerini gözlemledik. Türkiye'nin son yıllarda istihdama katılan ülkeler arasında ilk sırada yer aldığı söyleniyor. Ama bu dünyada söylenen . Rakamlar Türkiye'de büyük bir işsizlik olduğunu söylüyor. Bölgeyi de ele alırsak çok fazla iş sahası yok.Yeni istihdam alanlarının oluşması için yatırım yapılması şart. Şimdi bunu şöyle değerlendirmek lazım son kriz döneminde 5 yıla baktığımız zaman daha çok dünyada ve özellikle Avrupa'da toplamda 4 milyon 500 bin kişi işsiz kalmış kriz döneminde. Ama Türkiye'ye baktığımız zaman bu dönemde 4 milyon 500 bin kişi işe girmiş. Biz onlara nazaran çok iyi bir pozisyonda oluyoruz. Yani bizde işsizlik azalırken onlarda çok büyük rakamlarda bir artış olmuş. Ama son rakamlara da baktığımız zaman yine Türkiye'de 2 milyon 900 bin işsiz olduğunu ve her yılda 700 bin yeni işsiz insanın işe ihtiyacı doğuyor. Yani Türkiye demek ki her yıl en az 1 milyon kişiye iş bulursa bunun 700 bini o yıl havuza girmiş olan 300 bin de mevcudu düşürerek 7-8 yılda ancak işsizliği kapatabilir Onun için Türkiye'nin hızlı büyümesi gerekiyor.Türkiye'nin büyüme rakamının yüzde 5'in altına düşmemesi lazım ki bu işsizliği tamamen sıfırlayalım. Dünyanın hiçbir yerinde tamamen sıfırlanmış bir işsizlik yok ama biz bunu arzu ediyoruz. Hedefimiz o olmalı. Ama ne kadarına ulaşabiliriz onu bilemiyorum. Bölgeye hangi yatırımları yapmak daha doğru olur ve yatırımları çekmek için ne yapmalıyız? Önce herkes kendine göre mesuliyetini hissetmeli bu konuda. İlla bu konuda birileri ne yapacak diye düşünmemeli herkesin görevi var. Turizm'de bölgede güzel gelişmeler yaşanıyor. Trabzon'da bir Arap turizmi başladı. Kruvaziyer turizmi de gelişmeye başladı son zamanlarda. Avrupa'dan gelen turist sayısında da artış gözleniyor . Bunları birbirinden iyi ayırt edip herksin isteğine göre çaba göstermemiz ve gelen turist sayısın artırmamız gerekiyor ki , Trabzon ekmek yiyebilsin. İşsizlikte de bunun katkısı olabilir. Çünkü turizmde herkese göre iş var. Lokantacısına, dolmuşçuna, taksicisine, esnafa, ayakkabı boyacısına,. Yani bunu fırsatçılık gibi görmeyip çok uzun vadede bize neler getireceğini iyi düşünüp ona göre değerlendirmemiz lazım. Trabzon ağır sanayi veya büyük sanayi şehri olamaz. Olamıyor da ne kadar uğraşsanız da. Yıllardır söylediğim bir şey var, Trabzon'un olacağı en iyi şey, turizm şehri olması. Ama turizm derken deniz turizmi gibi değil, 12 ay turizm yapılacak bir şehir olabilir. Kongre turizmi, kruvaziyer gemi turizmi, bunların dışında sağlık merkezi de olabilir, bir eğitim şehri de. Bazı şeyler bu şehrin genel hedefi olmalı. Bu saydıklarım genel hedeftir Trabzon için. Hep birlikte yapmamız lazım bunları. Herkese görev düşüyor çünkü. Herkes birinden bekliyor Herkes bu işte kendini görevli hissedecek. Yolda bir turist gördüğünde nereye gitmek istediğini soracak yardım edecek, ilgilenmek bunların hepsi bir katkıdır. Yani önce şehir buna inanmalı. Odamıza borsamızın, esnaf odalarının, ihracatçılar birliğinin herkesin eli mutlaka taşın altında olmalı” dedi. DESTEĞE İHTİYAÇ VAR İlk dönemleri hatırlarsanız bölgeyle ilgili çok büyük mücadeleler vermiştik ve kent teşvikleri almıştı, sonraki dönemlerde de alındı. Trabzon'un bölgesel olarak desteklenmesi şart. En azından turizmde ayrı bir desteğe ihtiyacı var. Yani bir otel desteğiyle yetmiyor. Bizim bölgenin teşvikleri daha farklı olmalı. Bunun üzerinde iyi bir çalışma yapılabilir. Geçmişte de örnekleri var. SORUNLARI ÇÖZECEĞİZ Ticaret odasının birinci amacı şudur. Üyelerinin mesleki sorunlarını çözmek ve gelecekteki hukuk çerçevesindeki menfaatlerini genişletmek. Ticaret odası daha çok bu konularda proje geliştiriyor. Ama STK mantığıyla da her türlü gelişmeye, Trabzon'un her türlü projesine destek oluyor katkı sağlıyor hem bilgisiyle hem elinden geldiğince madden manen katkı sağlıyor. Her projede Ticaret odası mümkün olduğunca müdahil oluyor. Bir bakan ile bir milletvekili aynı şeyleri yapamaz Tabi ki bakanımızın olması çok daha kolay ve bizim çalışmamızı rahatlatıyor. Faruk Özak beyin bakanlığı döneminde her istediğimiz zaman kendisine ulaşıyorduk ve Trabzon'un da hiçbir partili ayrımı yapmadan Trabzon ile ilgili her konuda elinden geldiği kadar herkese yardımcı oluyordu. Trabzon için bir konu getirdiğimiz zaman bizden daha da heyecanlı olarak o işe bakıyordu. Daha sonra Erdoğan Bayraktar bey geldi. Onun da kamulaştırmalarda çok faydası oldu. Milletvekillerimiz var onlar da ellerinden geleni yapmak için koşturuyorlar ama bu biraz da güce bağlı. Bir bakan ile bir milletvekilinin aynı şeyleri yapma şansı yok. Onlar da çok arzu ediyordur İnşallah yeni bir kabine değişikliğinde bizden bir milletvekili bakan olur. Bakan olunca durum daha farklı oluyor. Her iki durumu da yaşadık çünkü. Ak Parti iktidarından önceki dönemlerde de.Bakan olduğunda çalışmalar farklı oluyordu, bakan olmadığı zaman daha fazla enerji harcıyorduk bir konuyu halletmek için. Diğer türlü Ankara'da Faruk beye ve Erdoğan beye hangisine bir konuyu getirirsek ellerinden geleni yapıyorlardı. Bu konuda ikisine de teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.