Bedeli 910 bin Euro’ymuş. “Kuruşu kuruşuna hesabını verebiliriz” dediklerine göre; demek ki harcanan paranın kamu malı olduğunun idrakına hasıl olunmuş ki, bu da iyi bir gelişme olarak değerlendirilebilir... Muhteşem bir tanıtım programı olduğunu gazete manşetlerinden okumanın mutluluğunu yaşayan Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Trabzon Belediyesi Yüksek Koordinatörü Mustafa Akkaya, eski Bakanımız Faruk Özak, TTSO Başkanı Suat Hacısalihoğlu, Meclis Başkanı Şadan Eren, “Trabzon’u bu tür etkinliklerle dünya şehri yapacağım” diyen Dortmund sefa-alem seyahatinin yeni organizasyona katkı sunan Vakıf başkanı Bilgin Aygün... Ben sizlerin fikirlerinize katılmıyorum. Ben sizleri Trabzon Nobel’ine aday göstermiyorum. 910 bin Euro’nun harcanması vicdani sorumluluktur. Doğru yapmışsanız sorun yoktur, lakin ne için yapıldığı mutlaka önem arz eder. Karşılığı neydi? İşte onu anlatmaya çalışıyorum. Kim, kimi, neden çağırmış, nasıl çağırmış? Önemli değil, zaten biliniyor. Kimler katıldı, kaç kişi katıldı? 51 bin 432 kişi ziyarette bulundu. Bunların 2 tanesi Dortmundlu.

Birincisi Dortmund Belediye Başkanı, ikincisi Dortmund Ticaret Odası Başkanı. Dortmund Belediye Başkanı seçimlerde Dortmund’da yaşayan Trabzonluların oylarına taliptir, zorunlu geliştir. Dortmund Ticaret Odası Başkanı da Belediye Başkanı ile birlikte Dortmund’u yönetiyorlar, o da zorunlu ziyarettir... Demek ki; 51 bin 430 Trabzonlu gelmiş, bizler de Trabzonlulara Trabzon’u tanıttık. “Bu yanlıştır” diyebilir misiniz beyler? Almanya Başbakanı Şansölye Merkel gelseydi, muhatabı kim olacak ve de nasıl karşılanacaktı? En azından orada eski değil yeni ve de muvazzaf Bakan’ımızın olması gerekmez miydi? Ne acı bir gerçek ki Almanya’dan Hollanda’ya geçen Trabzonlulara, oradaki hemşerilerimiz “Biz Trabzon’u biliyoruz da; Trabzon, Dortmund’dan ne alır ne satar? Trabzon, Amsterdam’dan ne alır ne satar? Onu bilmiyoruz, onu anlatın” dediklerinde, cevabı ben de merak ederim. Ben bu seyahatin hiç bir fikrine katılmıyorum. Harcanan para 910 bin Euro olunca; bu gazete kağıdı değildir, onun için bu fikri öldürmek için de elimden geldiğince, gereğinden fazla kelime ile ifade etmeye çalışıyorum.

Bu şehrin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Orhan Gümrükçüoğlu’na sorarım... Şehrin büyük ölçüde su ihtiyacını karşılayan Galyan Barajı’nın etrafı hala korumaya alınmamışken, etrafındaki evlerin de atıkları bir şekilde bu baraja akarken, Kimya Mühendisleri Odası’nın raporlarında Galyan suyunun kolibasilli olduğu, yılda 4-5 analiz raporları ile ortada iken, hemen yanı başınızdaki İl Sağlık Müdürlüğü’nün analiz raporları varken, Farabi Hastanesi Tıp Fakültesi Çocuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın ‘kirli suların 2-10 yaş grubu çocukların bedenlerinde bıraktığı hasarın, hele ki kız çocuklarına daha hasarlı yansımalarının olabileceği (siz de bir doktorsunuz bilirsiniz)’ gibi bir gerçek önümüzde  dururken, şimdi Allah için söyler misiniz, 910 bin Euro ile Galyan Barajı’na neler yapılabilirdi? Tabiat Ana, insanoğluna  bu kadar özverili davranırken, minicik bedenleri bu mutluluğa ortak etmek hepimizin görevi değil midir? Onun için Dortmund’u da sevmedim, yapmış olduğunuz seyahati de sevmedim. Yiğidi öldürür postunu giymem... Doğru neyse, algım da odur...