SON DAKİKA



Haber > Karadeniz > Şehir Hastanesi'nde bilinmeyenler, DR. Mihriban’ın

Şehir Hastanesi'nde bilinmeyenler, DR. Mihriban’ın

20 Ağustos 2016 Cumartesi - 10:30








Kamuoyunda bir ‘Şehir Hastanesi’ tartışmasıdır yürüyor. Soru şu: ‘’Hastane kompleksi Akyazı’ya mı yapılsın, yoksa başka bir yere mi?’’ İyi de kardeşim, bu ‘’Şehir Hastanesi’’ ne menem bir şeydir, haberin var mı? Önüne, arkasına, sağına, soluna baktın mı? Toplumun ilgili birimleri bunu yeterince tartıştı mı? Sanki herkes üzerinde anlaşmış gibi; işi gücü bıraktık, ‘hastane nereye kurulsun?’ diye tartışıyoruz! Oysa ‘Şehir Hastanesi’ olayı yer sorununu aşan, çok önemli değişim ve sorunlar getirebilecek bir proje. Evet yeri de tartışılsın tabi ama asıl tartışmayı kaçırıyoruz, hatta kaçırılıyor. Projesi, ‘’Bütün hastaneleri bir arada toplayan, sağlık hizmetlerini bir merkezden vermeyi amaçlayan‘’ bir proje olarak sunuluyor.

Eh, bir ölçüde doğru ama bu tanımlamada çok eksik var. Şehir hastaneleri projesi, yeni bir ticari işletme biçimi. İhaleyi alan firmaya devlet bedava arsa sağlayacak. Yabancı kredisine devlet kefil olacak. Şirket bu hastaneyi 25 yıl özel işletme gibi çalıştıracak. Yüzde 70 doluluk olmazsa, devlet bu oranda para ödeyecek. Şehir hastanelerinde kaç yatak varsa, devlet hastanelerinde o kadar yatak kapatılacak, ki işletmeci para kazansın. Hasta daha çok para ödeyecek. Çalışanlar sözleşmeli-taşeron işçi olacak, bir çok haktan mahrum kalacak. Yani, sağlık sistemi taşeronlaştırılıp, özelleştirilecek. Büyük kamu kaynakları, ‘yeni bina yapıyoruz’ adı altında özel şirketlere aktarılacak. Yetkililer, iktidar partisi temsilcileri neden halka gerçekleri söylemiyor? Sevgili vatandaşlar, böyle bir sağlık hizmeti mi istiyorsunuz? Sağlık, devletin doğrudan ilgili-sorumlu olduğu bir alan değil mi? ‘Şehir hastaneleri’ adı altında taşeronlaştırmaya,özelleştirmeye, sağlık hizmetlerinin daha pahalı alınmasına, kamunun yağmalanmasına ‘evet’ mi diyorsunuz?

DR. MİHRİBAN NEDEN AÇIĞA ALINDI?

Cemaatçi cuntanın darbe girişiminin üzerinden 5 hafta geçti. Devletin hemen her yerine sirayet eden ‘cemaat’ yapılanmasının ortaya çıkarılması için devasa bir soruşturma yürütülüyor. Elbette yürütülmeli; siyaset dahil her alanda, devleti bir kanser gibi saran bu yapılanma temizlenmelidir. Ancak, her zaman söylediğimiz gibi; mücadele hukuk içinde, kurallara göre gerçekleştirilmeli, kurunun yanında yaş da yanmamalı, mağduriyet yaratılmamalıdır. Başbakan’ın verdiği rakamlara göre 40 bin civarında gözaltı ya da tutuklu var, 80 bin civarında kamu görevlisine de el çektirildi. Bu sırada, cemaatle ilgisi olmayan, çevresinde CHP, MHP ya da başka bir muhalefet partisinden bilinen azımsanamayacak sayıda insan da açığa alındı. Kimisi çocuğunu devletin onay verdiği cemaat okullarına vermek, kimisi devletin onadığı Bank Asya’da hesabı bulunmaktan dolayı. Ama bazıları da var ki, hiçbir biçimde cemaat bağlantısı olmadığı halde açığa alındı. İşte bunlardan biri KTÜ Tıp Fakültesi’nin genç doktorlarından biri, Mihriban Yıldırım.

Açığa alınma gerekçesi: ‘’FETÖ soruşturmasının selameti’’. Bu gerekçeyi büyük bir utanç olarak addedip şöyle diyor: ‘’Üniversite öğrenciliğimden beri beni burada herkes tanır. Öğrenciyken de laik, demokratik, özerk üniversite mücadelesi içerisindeydim. Sosyalist kimliğimle tanınırım. Böyle bir suçlamayla uzaklaştırılmamı kabul etmiyorum." Genç psikiyatr Mihriban Yıldırım gibi yüzlerce insan, bir an önce soruşturmaların yapılıp, gerçeğin ortaya çıkmasını bekliyor. Her geçen zaman mağduriyeti büyütüyor...


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap