10 yıl önce Değirmendere’de bulunan ve Moloz mevkiine taşınan Avrasya Hanımeli Pazarı’nda esnaf adeta sinek avlıyor. Değirmendere’de iken tıklım tıklım olan pazarda işler Moloz’a taşınınca bıçak gibi kesildi. Kimsenin uğramadığı pazarda esnaf sabah kepenk açıyor, akşam da siftah bile yapamadan, olduğu gibi kapatıyor. Borç içinde yüzen esnaf borcu borçla kapatmaya çalışıyor ama nereye kadar? Evine ekmek parası dahi götüremeyen esnaf belediyeye borcu olduğu için, hizmet götürülmeyerek adeta cezalandırılıyor.

ULAŞIMI ZOR

Esnafın iş yapamadığını ve yanlış yere yapıldığından dolayı pazara kimsenin gelmediğini söyleyen Avrasya Pazarı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Beşli’nin öfkesi büyük. Zamanında buranın çok ücra bir yere yapıldığını söyleyen Beşli, “Burası insanların ulaşımının çok zor olduğu bir yer. Zamanla insanlar alışmaya ve gelmeye başladılar ama bir zamanlar insanların yaya olarak geçtiği sahil caddesi üzerine köprülü kavşak yapıldı ve çift gidiş geliş oldu ve yol yayaların geçişine kapatıldı” dedi.

ÜST GEÇİDE İZİN VERİLMEDİ

Yol yaya geçişine kapatılınca insanların buraya gelmeyi kestiğini belirten ve defalarca bu konuda yetkili yerlere başvurulduğunu söyleyen Beşli, “Karayolları’na, Ortahisar’a ve Büyükşehir Belediyesi’ne söyledik. Verdiğimiz dilekçede açıkça belirttik. Karayolları’ndan bize bunun karşılığında yazı geldi. Yazıda, ‘Büyükşehir Belediyesi bu iş için yer gösterirse kurumumuz yaya üst geçidi planlayacaktır’ denildi. Büyükşehir Belediyesi bu işe hiç bakmadı. Büyükşehir’in bu işe bakmamasıyla buradaki esnaf mağdur oldu” diye konuştu.

HOR GÖRÜLÜYORUZ

2012 yılının sonunda pazarda satış yapan yabancı uyruklu kişilere çalışma izni verilmediğini söyleyen Beşli, “O insanların ‘çalışma izinleri yok’ diye pazarımızdan çıkarılmaları bizim işimizi yüzde 50 düşürdü. 1989’da açılan ve 26 yılını dolduran bir pazarın çöküşüne ve işlerin iyice düşmesine sebep oldu. Yabancıların buradan gitmesi ve üstgeçidin yapılmaması bizi bir hayli zora soktu. Belediyemiz de bize bu konuda yardımcı olmadı. Kenara itildik, ‘yetim yavru’ misali hor görülüyoruz” sözleriyle sitemde bulundu.

BURAYI 2 TRİLYONA YAPTIK

Hor görülmelerinin nedenini açıklayan Beşli, sözlerini sertleştirerek şu ifadeleri kullandı: “Son yıllarda ekonomide çok büyük düşüş ve zorluk var. Esnafımız iş yapamayınca haliyle işler düştü. 10 yıl önce bizden önceki dernek başkanı burasını belediyeden kiraladı. Burasının asıl sahibi Milli Emlak Müdürlüğü idi. Milli Emlak’tan belediye kiralıyor ve bize çöplük olan bu yeri Belediye veriyor.”

BURASI BİZİMDİR

Esnafın, o günün şartlarında buraya 2 trilyon liraya yakın yatırım yaptığını belirten Beşli, “Adamlar kendi bahçesini sattı, tarlasından ürününü sattı, eşinin kolundan bileziğini sattı, hayvanını sattı hatta ve hatta parayla satın aldığı yani öldükten sonra gömüleceği mezarını bile sattı, burada yer yaptı. Şu binanın her çivisi her tahtası, her parçası buradaki esnafın kendi paralarıyla yapılmış bir yerdir. Bugün burada önceki belediyenin, şimdiki belediyenin hiç kimsenin bir çivisi dahi yoktur. Toprak belediyenin olunca haliyle ‘benim’ diyor. Hayır kimsenin değil. Toprağı senin olabilir ama binanın her çivisi bizimdir” diye konuştu.

ESNAF BORÇ BATAĞINDA

“Ekonomik şartlar zor olunca ve esnaf iş yapamayınca, kira borcumuzu esnaf olarak ödeyemez hale geldik” diyen Beşli, sözlerine şöyle devam etti: “Bir hayli borcumuz var. Bunun bilincindeyiz, farkındayız. Borcumuzu inkar da etmiyoruz, ‘ödemeyiz’ de demiyoruz, diyemeyiz böyle bir hakkımız da yok. Ama şu şartlarda bunu ödeme imkanımız yok. Her bir esnafın 3 bin, 5 bin, 6 bin TL borcu var. Ödeyemiyoruz, ödeyemediğimiz için belediyeye karşı mahcup durumdayız.”

“BORCUMUZ VAR” DİYE CEZALANDIRILIYORUZ

Beşli, “Belediyeye borcumuz var diye belediye buraya hizmet getirmiyor. Hizmet alamıyoruz, adeta cezalandırılıyoruz. Her kurumun, her devlet dairesinin, her belediyenin devlete borcu vardır. Devlet hiçbir zaman ‘belediyenin borcu var’ diye cezalandırıyor mı? Burada 400 tane esnaf var. 2 bin-2 bin 500 kişi ekmek yiyor buradan. Trabzon’un bacasız fabrikası burası. Nasıl böyle bir cezalandırma yapılabilir? Hangi düşünceye ve hangi sosyal devlete sığar bu? Biz bunları hak etmiyoruz” diye konuştu.

HERKES BURAYA SAHiP ÇIKMAK ZORUNDADIR

Beşli, “Burada 2 bin 500 kişi ekmek yiyorsa; bu Trabzon halkının değişmez yeri olan Avrasya Pazarı’na her kişi sahip çıkma zorundadır. Ben şahsım için bir şey istemiyorum. Burada hakkını savunamayacak, sesi çıkmayacak, kendini koruyamayacak bir sürü insan var. Madem ki bizi bu insanlar seçtiler, biz bu insanların haklarını savunmak zorundayız. Sıkıntılarını dertlerini dile getirmek zorundayız. Bizim hiç kimseye karşı ne tavrımız ne cephemiz var. Bizim için her kurum, her siyasi parti aynı mesafede ve eşitliktedir” dedi.

KAZANMANIN YOLU BURADAN GEÇER

“Kazanmanın yolu Avrasya Pazarı’ndan geçer” diyen Beşli, şunları aktardı: “Eğer kazanmak istiyorsanız Avrasya Pazarı’ndaki insanların gönlünü alın. İstek ve arzularına yer verin. Buraya dolu yağdı 9 ay önce, çatımız delik deşik oldu defalarca, her yere müracaat ettik. Hiç kimse bize yardım eli uzatmadı. Bizim bunu yapmaya gücümüz olsa, zaten kimseden yardım istemeyiz. Herkes bir sebep, bahane buldu. Bize ‘dilekçe verin’ deliler. Ben de onlara ‘bu işi dilekçe mi yapacak siz mi yapacaksınız’ dedim. Dilekçemizi de verdik ama yine bir sürü bahane ileri sürdüler.”

KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ

Trabzon’un değişmez yerleri olduğuna dikkat çeken Başkan Beşli, “Ayasofya Müzesi, Atatürk Köşkü, Uzungöl, Sümela Manastırı ve Avrasya Pazarı. Beş değişmez yerinden bir tanesidir burası. Turizm bizim daha önce gelir kaynağımızdı. Yurt içinden gelen turlar, Avrasya Pazarı’na mutlaka uğrardı. Maalesef yabancıların gitmesiyle bu işimizde noktalandı, bitti. Bizi öyle bir hale getirdiler ki, hizmet vermeden adeta bitiş noktasına getirilmeye çalışılıyoruz. Ama unutulmasın ki; Avrasya Pazarı ne biter ne de kimsenin Avrasya Pazarı’nı bitirmeye gücü yeter” diye konuştu.  

BIRAKIN GİDİN DİYORLAR!

Beşli, “Sesiz kalıyorsak, sesimiz çıkmıyorsa bu bizim devletimize, kurumlarımıza sevgi ve bağlı olduğumuzdandır. ‘Sesimiz çıkmıyor’ diye kimse bizi ezmek gücünü kendisinde görmesin. Buradaki esnaf Trabzon’un kalkınma noktasıdır. İsmini vermek istemediğim bir yetkili diyor ki; ‘iş yapamıyorsanız çıkın gidin, bırakın gidin’... Ne kadar kolay bir söz. Böyle bir söz söylenir mi? Burada insanlar ekmek yiyor. ‘Bir tane işsize iş bulalım, işi olsun, işsiz sayısı azalsın’ diyoruz, gördüğünüz muamele bu” dedi.

ESNAF BORÇLA EKMEK ALIYOR

“O kişinin işi sağlamda ya, burada ki kişinin ne sıkıntıda olduğunu görmez” diyen Beşli, şöyle devam etti: “Günlerce siftah yapmıyoruz, evimize para götüremiyoruz, ekmek alamıyoruz. Ondan bundan borç alıyoruz. Zaman gelip te benim defalarca para verdiğim oldu, esnaf arkadaşlarımın başkalarından para aldıkları oldu. Defalarca borç para alıp da evine ekmek götüren arkadaşlarımız var. Bakın bir içeri, esnaftan başka biri var mı burada? Senelerdir aynı şeyi yaşıyoruz.”

KİMSELER YOK

Avrasya Hanımeli Pazarı esnafı, Değirmendere’deki o eski parlak günlerini arar oldu. Değirmendere’den Moloz Mevkii’ne taşınan pazarda esnaf siftah yapmadan kepenklerini açıp kapatıyor. Kimsenin uğramadığı pazarda esnaf borç batağında kıvranıp duruyor. Evine ekmek götüremeyen esnaf borç para alarak hayatını idame etmeye çalışıyor.

CEZALANDIRILIYORUZ

İş yapamayınca esnafın belediyeye olan kira borcunun biriktiğini ve borcu olan esnafa hizmet götürülmediğini söyleyen Avrasya Pazarı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Beşli, esnafın cezalandırıldığını belirtereki, “Her kurumun her devlet dairesinin her belediyenin devlete borcu vardır. Devlet hiçbir zaman belediyenin borcu vardır diye cezalandırıyor mu?” dedi.

Fatih İSAK