Geçtiğimiz günlerde Rize Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı başarılı çalışmalar sonunda Sosyal Hizmetler eski İl Müdürü, İl Özel İdare Genel Sekreter Yardımcısı, ufak yaşta çocuklara cinsel taciz suçundan tutuklanarak, Trabzon Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Tabii bu olay Rize’de şok etkisi yarattı. Esnafın, bürokratların ve Rizeliler’in yakinen tanıdığı, dış görüntüsü ve bürokrasi içindeki diyalogları ile sevilen ve sayılan biri olan M.N.G. hakkında böyle bir haber çıkması üzerine Rize şoka girdi.

“Acaba?” soruları sorulmaya başlandı, kimse inanamadı. Tabii M.N.G.’nin geçmişini iyi bilen biri olarak ben pek şaşırmadım. Ancak halka ve bürokratlara konuyu izah etmek kolay olmadı.

M.N.G.’nin tutuklanmasının ardından haberlerin gazete ve internet sayfalarında yer alması ile birlikte M.N.G.’nin yakınları sanal âlemde savunmaya geçince, karşılıklarını da almaya başladılar. Bu, küfürleşmelere kadar giden bir süreç oldu.

Tam ‘olay kapanacak’ derken, bu kez avukatların; geçmişi kirli, tutumu belli, kızını HDP’den aday gösteren G.K’nin bazı avukatlar ile bir araya gelerek onları yönlendirmeye çalışması, ikinci bir şok dalgası yarattı. Bu dalga uzun sürmedi. Aklı ermiş bazı avukatlar çıkarak, artık bu işin kapanması gerektiğini, Emniyet’in gerçek deliller ile bu işi Adalet’in önüne çıkardığını söyleyince, grup kuran avukatlar da geriye çekildi.

Tabii bu rezalet ve rezillik Rize’nin hafızasında kalacaktır. Dava dosyası açılan ve süreci belli olmayan Mahkeme aşamasına kadar Rize Emniyet Müdürlüğü’ne M.N.G. döneminde yurtta kalan bazı çocukların ifade vermek amacıyla geldikleri de doğrulandı.

Elbette parmak kesilir, elbette deri zarar görür ancak bu zarar deride iz bırakır. İşte M.N.G.’nin ailesi üzerine bıraktığı kötü bir iz. Bir oğlu avukat, kızı ise eczacı olan eski müdürün çocukları artık bu leke ile yaşamak zorunda.

Duyumlarımıza göre avukat olan oğlu başka şehre taşınma hazırlıklarında. Kızının da, oğlu gibi şehri terk edeceğini öğrendik.

Tabii bu arada M.N.G.’nin 2003 yılında bu iktidar döneminde Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne atanması ve burada 11 yıl kalması ile birlikte, İl Özel İdare Genel Sekreter Yardımcılığı, Kızılay Şube Başkanlığı, Cezaevleri’ni Denetleme Ekibi görevlerini yapmasının faturası mevcut iktidara ve Rize’deki ayağına kesilmekte...

Haksız da sayılmazlar. Atamalarda öncelikle kişinin dosyası iyi incelenmeli, hele kimsesiz çocuklar ile özürlü çocukların olduğu bir kurumun başına sapık ruhlu birini getirmek, “Kurt’u kuzuların içine atmak” anlamına gelir. Siyasetin bu olaydan büyük ders çıkartması gerek. Artık her atama 40 elekten geçmeli.

Bu leke Rize’ye yetmeli.

Şimdi ise bazı duyumlar ve bazı dairelerden gelen istihbaratlar, bürokratların korkulu rüya yaşamasına neden olmakta. Haksız da değiller. Yakında buna benzer olayları haber sayfalarında görmeye devam edeceğiz. Herkes kendine dikkat etmeli ve uçkuruna sahip çıkmalı. Benden söylemesi...