SON DAKİKA



Haber > Karadeniz > Fındığın tarihi yeniden yazılmalı etik kurallar

Fındığın tarihi yeniden yazılmalı etik kurallar

15 Mart 2013 Cuma - 09:09




Giresun Ziraat Odası eski başkanı Özer Akbaşlı’dan Karadeniz’e özel açıklamalar.





Akbaşlı, “Görev sürem Şubat’ta 10 yılı doldurdu. Buradaki görevi bırakmam, fındığın ve fındık sektöründen ayrılmam anlamına gelmiyor. Yine fındığın ve sektörün içerisinde olacağım.” Akbaşlı, “Fındıkta verimlilik sürekli bahçede yaşamayla olur. Senede birkaç gün bahçeye giden insan, verimliliği yakalayamaz. Bugün çiftçilerimizin sadece % 20’si bahçede yaşıyor. Kalanı şehirlerde yaşıyor.” “Çiftçiye destek verilmeli. Avukat, eczacı, zabıta, gazeteci, tüccar, sanayici, esnafa tarımsal destek sağlanmamalı. 1 milyon ton fındık üretip, tamamını satabiliriz. Yeter ki bir araya gelebilelim.” Fatih İSAK “Karadenizli” denilince akla ne gelir? Fındık ve hamsi... Peki, fındık ve hamsi denilince akla kim gelir? “Karadenizlilerin hepsi” diyebilir miyiz? El cümle cevap: “Evet.” Ama ille de yakın tarihten bir isim sorulacak olursa, “Has Karadenizli, Giresunlu Özer Akbaşlı” cevabına “evet” diyecekler çok, burun kıvıracaklar azdır. Özer Akbaşlı’nın hamsi ile yarenliği her çeşit yemeğini yapabilmesi, fındık ile kardeşliği ise göbekten bağlı olması iledir. Kamuoyunun genelde “Giresun Ziraat Odası Başkanı” olarak tanıdığı, bildiği Özer Akbaşlı, 10 yıllık bir sürenin ardından, herkesi şaşırtarak görevinden istifa etti. “Bu istifayı hiç kimse fındıktan ve üreticiden uzaklaşmak olarak zerre kadar algılamasın” diyen Özer Akbaşlı, 400 yıldır fındıkla haşır neşir olarak Giresun’da bilinen ailenin bugünkü temsilcisi olarak, fındıkla olmaya devam edeceğiz. Zaten ayrılma diye ne bir isteğimiz ne de istemesek de şansımız yok” diye devam ediyor. MESLEĞİM ÇİFTÇİLİKTİR Fındıkla özdeşleşmiş bir isim olan yarım asırlık bir ömre merdiven dayayan Özer Akbaşlı ile sizler için söyleştik. Önce hayat hikâyesinin özetini sorduk, şöyle başladı: Ö. AKBAŞLI: Lise mezunuyum. Çeşitli kurslara katılarak birçok sertifika aldım. Mesleğim gerçek anlamda çiftçilik, fındık üreticiliğidir. Karada fındık ile olsak da yat kaptanlığı ile denizlerde hamsilerle tur atar dururum. Evli ve 2 çocuk sahibi ile aile olmanın hazzını yaşıyorum. KAYRA Karadeniz Yat Rallisi komitesinde 10 yıl görev yaptım. Giresun Eğitim Kültür Vakfı Yönetim Kurulu üyesiyim. 15 yıl Giresun Üniversitesi Kurma Komitesi üyeliğinde bulundum. Giresun Musiki Cemiyeti’nde uzun yıllar görev aldım. Keşap Fındık Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu ve Ulusal Fındık Konseyi Yönetim Kurulu üyesiyim. Birçok tarımsal komisyonda görev aldım ve halen devam eden görevlerim bulunuyor. HAYVANCILIKLA DA UĞRAŞIYOR Adınızla özdeşleştirdiğiniz fındıkla haşır neşirliğiniz ne zamandan başlar ve nasıl devam eder? Ö. AKBAŞLI: Aileden 400 yıllık geçmişi bulunan fındık üreticiliğimiz var. Giresun merkez Evren ve Kemaliye köylerinde 195 dönüm fındık bahçemizde çiftçilik yapmaktayız. Ayrıca ceviz yetiştiriciliği yapıyoruz. 20 yılı aşkın bir süre koyun yetiştiriciliği ve kurban satış işi ile iştigal ettik. Halen 50 küçükbaş ve 4 büyükbaş hayvan besiciliği yapmaktayım. Yıllık ortalama 35–45 ton fındık üretimi yapıyoruz. Fındık tarımında kullanılan tüm makinelere sahip bir makine parkım bulunuyor. Yani tüm şartları zorlayarak fındıkta makineli tarım için çaba sarf ediyoruz. Fabrikalar vagon başına değil yüzde hesabına göre kazanmalı Bildiğimiz kadarıyla özellikle de son yıllarda fındığa sadece üretici penceresinden değil, sektörü bir bütün kabul ederek de bakıyordunuz? Bu vesileyle fındıkta sorunlar kısaca hangi ana başlıklar altında bileşilirse aşılır? Ö. AKBAŞLI: Ulusal Fındık Konseyi çatısı altında tüm kesimler daha etkin ve geleceğe yönelik çalışmalar yapmalı. Ancak konseylerin maddi durumları çok zayıf. Dolayısıyla konseyler güçlendirilmeli. Türk fındık sanayicisi, kontrata bağlı finansman sağlamaktan kurtulmalı. Sanayici ve ihracatçı, ihtisas bankaları aracılığıyla çok düşük faizli kredilerle desteklenmeli. Dış bağımlılıkları azaltılmalı, hatta yok edilmeli. Manavlık müessesesi yeniden gözden geçirilmeli. Fabrikacılar vagon başına değil, yüzde hesabına göre kazanmalı. Kısaca, oturulup fındığın tarihi yeniden yazılmalı. Etik kurallar konulmalı. Ziraat odaları ve borsaların meclisleri, üyelerinin etik dışı davranışlarına cezalar uygulamalı. Gerekirse çiftçilikten ve tüccarlıktan men cezaları verilmeli. Kuralların tam manası ile çalıştığı ve uygulandığı bir sektör olmalı. Ahbap çavuş ilişkisi olmamalı. Yaptıklarım tarihin sayfalarında yer aldı Fındık söz konusu olduğunda, özellikle de işin içinde üreticileri ilgilendiren bir yer varsa Özer Akbaşlı hep orada olmuştur. Buna rağmen neden görevi bıraktınız? Ö. AKBAŞLI: Görev sürem geçtiğimiz Şubat’ta 10 yılı doldurdu. 10 yıl, insan hayatında uzun bir süre. Bu tür sivil toplum kuruluşlarının başında çok uzun süre kalanlar hep eleştirildi. Ben bunlardan biri olmak istemedim. Ayrıca bu güne kadar yaptıklarımın tarihin sayfalarında hak ettiği yeri aldığını düşünüyorum. Buradaki görevi bırakmam, fındığın ve fındık sektöründen ayrılmam anlamına gelmiyor. Yine fındığın ve sektörün içerisinde olacağım. Bir gün fındığın değeri 15 lira olacak Fındık piyasasında Özer Akbaşlı fındığın fiyatını sürekli yükseltmek isteyen birisi olarak da algılanıyor. Bu sizin tek ve en önemli hedefiniz miydi? Ö. AKBAŞLI: Ben fındığın çok kıymetli bir değer olduğuna inanıyorum. Fındığın, çikolata türü mamuller içinde 20 liraya satıldığını görünce, ben de bu günkü fiyatları haliyle beğenmiyorum. Evet, ben hep fındığın yüksek fiyatlarla satılmasını istedim. Hatta bir defasında, Allah 15 TL olmadan canımı almasın diye dua bile etmiştim. Ordulu bir tüccar arkadaşımız, "Ben Özer’in fındığını 15 liraya alayım. Canını versin de biz de O’ndan kurtulalım" demişti. Ben o günleri göreceğime inanıyorum. Bir gün fındığın değeri 15 lira olacak. Geçmişte "Dışarıda fındık fiyatları kentali 300 dolar olursa tüm çikolatacılar bademe döner" diyenler, bu ülkede aynı dönem bin 200 dolara fındık sattılar. Bunları unutmamak lazım. Hiçbir destek esasına göre verilmiyor Fındıktan para kazanmanın yol ve yöntemi sadece fiyattan mı geçiyor? Bildiğimiz kadarıyla siz verim ve kaliteyi arttırarak da para kazanan bir çiftçisiniz. Herkes dönümde 100 kilo alamaz iken, siz 300 kilo alabiliyorsunuz. Bunu yaparken, diğer üreticiler genelde neden sizi örnek alarak, kazanmayı denemiyorlar? Ö. AKBAŞLI: Birincisi, ülkemizde hiçbir destek verimlilik esasına göre verilmiyor. Bu duruma en başta tüccar ve sanayici arkadaşlarımız karşı çıkıyor. Son 5 yıldır Ulusal Fındık Konseyi’nde, hazırladığımız ve hükümete sunulan raporlara bunu yazdırmayı çok istedim. Ama olmadı. Ancak kırsal ikamet desteği adı altında bugün verilen desteğin bir miktarının böyle verilmesini ancak bu yıla yazabildik. İkincisi, fındıkta verimlilik sürekli bahçede yaşamayla olur. Senede birkaç gün bahçeye giden insan, verimliliği yakalayamaz. Bugün çiftçilerimizin sadece % 20’si bahçede yaşıyor. Kalanı şehirlerde yaşıyor. Avukat, eczacı, zabıta, gazeteci, tüccar, sanayici, esnaf, yani başka işler yapan da hesapta çiftçi. Kısaca çiftçilik tanımı yeniden yapılmalı ve çiftçiler desteklenmeli. Bir gün siyaset bana gelirse düşünürüm Bundan sonrası için hedefiniz ne? Sektörde mi, siyasette mi? Yoksa başka düşünceleriniz var mı? Ö. AKBAŞLI: Siyasette olmayacağım. Ben 2002 yılında siyaseti bıraktım. O gün artık siyaset yapmayacağımı ifade ettim. Fakat bir gün siyaset bana gelirse düşünür taşınır karar veririm. Ulusal siyaset yerine mahalli siyaset yapmayı tercih ederim. Sektörde bundan sonra çiftçinin iktisadi örgütü olan üretici birliği içerisinde olacağım. Yürüttüğüm projelere biraz daha fazla zaman ayıracağım. Bunlar kısaca; SÖZLEŞMELİ TARIM - FINDIK KARBAN AYAK İZİ - FINDIK YAŞAM DÖNGÜSÜ ANALİZİ - GÜLEN ÇOCUK PROJESİ - FINDIK KÜTÜPHANESİ - ÖRNEK FINDIK BAHÇESİ - AÇIK HAVA FINDIK MÜZESİ - MOBİL EĞİTİM OFİSİ gibi projelere daha fazla zaman ayıracağım. TRİFONİDİS’İN FINDIK MANİFESTOSU: 1- Fındık dinsizdir. 2- Fındık imansızdır. 3- Fındık nikâhsızdır. 4- Fındık kitapsızdır. 5- Fındık namussuzdur. 6- Fındık işini iyi bilirim de, yaparım da diyen delidir. 7- Fındık işinin ilerisini görürüm de yaparım diyen zırdelidir. 8- Fındığı elinde tutup satmayacak olursan, yanlış yapmış olursun. 9- Fındık paran kadar mal alırsan ve hesaplı gidersen zarar etmezsin. 10- Fındıktan korkmayan Allah’tan da korkmaz. 11- Fındık hakkında konuşurken başkalarını dinle fakat tatbik etme. 12- Fındığın alış ve satışında fazla ısrar edersen, evvela malına sonra da canına mal olur. NOT: 1940-1960’lı yıllar arasında fındık ticaretinde Türkiye’nin en büyük tüccarlarından olan Rum asıllı Trifonidis’in iki kez büyük çaplı olmak üzere değişik dönemlerde yaşadığı iflaslar üzerine, öylesine canı yanmış ki; 1964’te tespit ve uyarılarını yazılı olarak yapmıştır. Basın üstünlüğümüz yok edilmeye çalışıldı Sizde anı çok. Hele hele fındıkla ilgili. Bunlardan bir iki tanesini paylaşsak... Ö.AKBAŞLI: Birincisi, Fındık Tanıtım Grubu’nun, Karadeniz Gelişim Akademisi adı altında bir proje yürüterek, başta şahsımın yer aldığı basın yayın üstünlüğümüzün yok edilme çalışmasıydı. Muhteşem bir bütçe harcadılar. Fakat olmadı. Kısaca o paralar ile ortak projeler yapıp çok daha etkili sonuçlar alabilirdik. İkincisi, bir gün Ziraat Odası’na girişte, kapının önünde bir çiftçi beni yakaladı ve "Başkanım bu gece kar yağdı. Acaba bizim bahçede don oldu mu? Biliyor musunuz?" diye sordu. Kısaca çok anılarım oldu. Umarım bir gün bunları kaleme alır, bir kitap yayınlarım.
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap