Senelerdir ülkemiz zor günler yaşıyor. Ekonomik alanda olsun siyasi alanda olsun içinden çıkılmaz sorunlar yakamızı bırakmıyor. Yaşanan bunca sorunlar karşısında hiçbir projenin üretilmemesi ayrıca başka bir sorun. Devleti yöneten düşüncelere muhalefet partileri de ayak uydurursa asıl sorunların kaynağı bulunamaz oluyor. Bir devlet yöneten düşünce kadar muhaliflerin de sorumlu olacağını düşünürsek, sanırım sorunlar çözüm bulur. Ancak, ülkemizde iktidar muhalefet ilişkileri inatlaşarak devam etmektedir. Demokrasilerde muhalefet, iktidarın doğrularını alkış yanlışlıklarına karşı kritiklerini ve görüşlerini bildirmek görevindedir.

Acaba ülkemizde öyle mi oluyor? Elbette hayır. Yıllarca ülkemizde yaşanan yanlışlıklar bir özürle kenara bırakılmış ama suçu başkalarında aramaya çalışılıyor. Ülkemizdeki ulusal basının ezici sayısı yanlışlıklara dokunmazken olayları başka zeminlere çekmeye çalışıyorlar. Daha doğrusu iktidar kendi içindeki sorunları çözmek yerine, ülke sorunlarının sorumlusu muhalefeti görmeye çalışıyor. Allah aşkına bu ülkede bir kere doğru söylenmeyecek mi? Ülke gırtlağımıza kadar pisliğe batmış, bizler hala roman yazıyoruz. Atatürk’ün ölümünün 78. yıl dönümüne neden gelmediğimi 17 Kasım tarihli gazetemde yazmıştım. Bu yazım için mail kutum doldu. Üşenmeden saydım. Tam üç yüz seksen bir tane okuruma hala yanıt veremediğim için özür dilemek istiyorum.

Demek ki hassasiyetler var ama icraat yok. Bizler, yazmaya çalışan arkadaşlar hiçbir kesimin etkisinde kalmadan doğruları yazmakla sorumluyuz. Doğruluktan hiçbir zaman ayrılmamalıyız. Korkmamalıyız. Hukuk içerisinde kalarak, kişilerin ihtiraslarına kapılmadan doğru eleştirilerimizi yapabilmeliyiz. Çocuk istismarları için verilen yasa teklifine yanılmıyorsam ilk kez Trabzon’da bir hakimimiz tepki gösterdi. Böyle çok daha hakimlere ve savcılara ihtiyacımız var olduğunu biliyoruz.

Peki, neden eleştirilere kapalıyız? Şimdi tüm olumsuzluklar bitti de muhalefete mi çamur atma zamanı geldi? Ülke yönetimindeki en büyük sorumluluk halkımıza düşmektedir. Çünkü, bizleri yönetenlere hesap soramıyoruz. Doğrularla yanlışları ayırmadığımız için bizlerin de suçu olsa gerek.