Trabzon Bölgesi (Trabzon, Artvin, Bayburt, Gümüşhane, Rize) Veteriner Hekimler Odası Başkanı Sebahattin Yazıcı, kutu sütlerin tabi tutuldukları teknolojik işlemler nedeniyle içerdiği birçok protein değerini kaybettiğini ve sindirilemez hale geldiğini savundu. Yazıcı, bu sütle beslenen başta bebekler ve okul çağı çocukları olmak üzere yetişkinlerde gelişim bozuklukları, hastalıklar, hastalıklara karşı direnç zafiyeti gibi durumların görülmesi kaçınılmaz olduğunu ileri sürdü. Yazıcı, çiğ süt üretiminin, satışının çıkarılacak mevzuatlarla disipline edilmesi, çiğ süt tüketiminin bilinçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Sebahattin Yazıcı, Dünya Süt Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, enerji ve besin ögeleri ihtiyaçlarının karşılanmasında en önemli besin gruplarından birinin de süt ve süt ürünleri olduğuna dikkat çekti. Yazıcı, süt ve süt ürünlerinin yeterli miktarlarda tüketiminin özellikle büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu okul çağı çocukları başta olmak üzere her yaş grubu için büyük önem taşıdığını vurguladı. Ancak yapılan araştırmaların Türkiye'de bu besin grubunun tüketim düzeyinin önerilen miktarların çok altında olduğunu gösterdiğini ifade eden Yazıcı, "Biz orta yaş grubu, yıllardır aşağılanmakta olan köylümüzden veya köy pazarından alınan sütleri içerek büyüdük. Ölmedik, hasta da olmadık. Bugün gelinen noktada ise medyada 'sokak sütü içmeyin' yaygaraları devam ediyor, okuldaki öğretmenler sokak sütünün ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmaktan bıkmadı. Nedir bu sokak sütü biliyor musunuz? Ahırınızda beslediğiniz veya meranızda otlattığınız ineğin sütüne sokak sütü denmektedir. Süt tozundan yapılmamış çiğ süte, Yüce Yaratıcı'nın memeli canlılara bahşettiği bir bezden üretilen mükemmel bir besin kaynağına sokak sütü denmektedir." dedi. 'Atılan onca çamura rağmen sokak sütünün masum olduğunu' söyleyen Yazıcı, kutu sütlerle ilgili ise şu iddiaları dile getirdi: "Kutu süt, ya UHT teknolojisiyle 6 saniye içinde 120 dereceye kadar kaynatılıp 4 dereceye kadar düşürülen ya da 12-16 saniye içinde 72-80 derece ısı uygulaması yapılan sütlere denmektedir. Kutu süt üreten şirketler, görsel işitsel ve yazılı medya ile çiğ sütün sokakta uzun süre gezdiğini, mikrop ürettiğini, sütçünün su kattığını, pis olduğunu, kendi ürettikleri kutu sütlerin hijyenik' olduğunu söylemektedirler. Atılan onca çamura rağmen, bilim dünyası, sokak sütünün masum olduğunu kanıtladı. Kutu sütlerse, maruz kaldıkları teknolojik işlemlerin ardından neredeyse ölüyor. Bugün süt, içindeki doğal enzimleri yok eden ve nazik proteinleri değiştiren pastörizasyon ve UHT teknolojisinin her yerde uygulanması yüzünden, sindirilemez hale gelmiştir. Enzimlerin eksikliğinin ve hayati proteinlerin değişmesinin, sütteki kalsiyumu ve mineral elementleri erittiği de kuşku götürmez. Dolayısıyla bu sütle beslenen başta bebekler ve okul çağı çocukları olmak üzere yetişkinlerde gelişim bozuklukları, hastalıklar, hastalıklara karşı direnç zafiyeti gibi durumların görülmesi kaçınılmaz olmaktadır." Dev süt şirketlerinin para kazanma için 'her şey mübah' mantığıyla gıdaların genetiğini ve yapısını değiştirdiğini savunan Yazıcı, sonrasında da 'organik beslenin' diye yaygara koparıldığına dikkat çekti. Reklamlarla yönlendirilen ebeveynlerin çocuklarını kutu sütü içirerek büyüttüğünü anlatan Yazıcı, kutu süt içerek büyüyen çocukların vitamince, mineral maddelerce, enzimlerce zengin gerçek sütü (çiğ sütü) içmesinin ise yadırgandığını söyledi. Yazıcı, "Bir ülkenin sosyo-ekonomik yönden güçlü olabilmesi, bedensel ve zihinsel yönden güçlü sağlıklı ve yetenekli bireylerin çokluğu ile doğrudan ilişkili olduğu göz önünde bulundurularak vakit geçirilmeden, çiğ süt üretiminin, satışının çıkarılacak mevzuatlarla disipline edilmesi, çiğ süt tüketiminin bilinçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması gerekmektedir. Çiğ sütten (köy sütü) sütünüzü kaynatıp için, kaymağınızı yiyin, yoğurdunuzu mayalayın, yayığınızı çalkalayın, ayranınızı için reklamlara kapılmayın." dedi.