Sürmene Çamburnu mesire yeri neredeyse Türkiye’nin gündemine oturtuldu. Gün geçmiyor ki, televizyon haber programlarında buradan bahsedilmemiş olsun, ulusal ve yerel gazetelerden burası ile ilgili haberleri okumamış olalım! Nedir işin aslı diye merak edip konuyu inceleyip irdeledik... İşte Çamburnu ile ilgili doğrular: Bir kere burası şu andaki mevcut “turizm işletmecisi” tarafından 29 yıllığına kiralanmış bir yerdir.

Buradan hareketle mevcut işletici adına hazırlanan proje uzun uğraşlar neticesinde ilgili bakanlıkça onaylandıktan sonra, yangından daha önce proje uygulaması çalışmaları başlatılmıştı. Yangından sonra bu durumun kamuoyunun gündemine gelmesi, projenin sanki yangından sonra yapılıp uygulanmaya başlandığı gibi yanlış bir algılamaya sebep olmuştur. Bu projenin yangın ile hiçbir ilgisi yoktur. Bunun böyle bilinmesinde, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinde son derece fayda vardır. Konu ile ilgili işletmeci Şemsettin Hancı'nın yaptığı açıklama doğru bir açıklamadır.

Burada yanlış aranıyorsa, bu yanlış, bu proje uygulaması değil, bu uygulamaya kanuni zemin hazırlayarak “Türkiye ormanlarını imara açıp” beklenti oluşturan “Orman ve Su İşleri Bakanlığında” aranmalıdır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı “piknik ve mesire alanlarını” “tabiat parkına dönüştürerek” kamuoyunun kulağına hoş gelecek bir isimlendirme gerçekleştirdi.

Ama bundan sonra, bu tabiat parklarını imara açarak bugün sadece Sürmene'de değil, Türkiye’nin her tarafında tartışılan ve halkın kullanımından alınıp, etkili kişi ve çevrelerin kullanımına tahsis edileceği endişesi tartışılmaya başlandı! Çünkü hangi iyi amaç ile ilgili olursa olsun, bizim insanlarımız “duvarda bir gedik açılırsa” cüsseleri çok kalın olsa bile oradan içeriye girmenin mutlaka bir yolunu bulurlar.

Projesi daha önce hazırlanıp, bakanlıkça onaylanan bu çalışmanın sahibinin gayri resmi olarak başka ortaklarının olup olmadığı şüpheleri üzerine bugün hala eleştiriler devam ettiriliyor olabilir! Gerçek şu ki; Orman ve Su İşleri Bakanlığı bu ve benzeri gelişmeler karşısında, tartışmalara sebep olan ve bundan sonra da sebep olacak olan “Piknik ve mesire alanlarını” “Tabiat Parkına dönüştürerek” Türkiye genelindeki orman alanlarını bir şekilde imara açan uygulamasını gözden geçirmelidir.

Yoksa vatandaşımızın tabiattan yararlanma hakkını dolaylı olarak sınırlayan bu uygulamaya halkın tepkisi normal karşılanmalıdır. Siyasilerin ise bu yanlıştan kendilerince “haklılık devşirmeleri” ülkemizin bir gerçeği ve de geleneğidir! Bunun böyle bilinmesinde elbette ki faydalar vardır.