Yaşamımıza şöyle bir bakıyorum da, acı bir gülümseme takılıyor yüzüme. Çok güzel günlerimiz oldu; saf, temiz, insanca, hesapsız, coşkulu…

Ama hak etmediğimiz çok acılar, üzüntüler, ortamlar.. Hep değerleri, ahlakı, fazileti; bilgiyi, bilimi, sanat ve kültürü üstün tutmaya çalıştık…

Özgürlüğü, eşitliği, adaleti, vicdanı, dayanışmayı, sevgi ve aşkı…

Yurt-vatan demek, toprak-memleket demek sadece doğup yaşanan yer olmadı gözümüzde; bütün değerlerin anlamı…

Hangi renk, dil, inanç (ya inançsızlık), ırk, etnik kimlik ya da cinsiyet olursa olsun, bütün insanları gözeten; bütün canlıları ve varlığı kutsayan bir anlayışa sahip olmaya çalıştık…

Paranın, mal ya da mülkün, gücün yanında olmadık; her türlü ayrımcılığa karşı çıkarak haklının, ahlakın ve vicdanın savunucu olmaya çalıştık…

***

Koşullar ne olursa olsun umudu sıcak tutmak… Gülebilmek… Birlikte yaşamanın tadına varabilmek..

Tanrı’nın ya da doğanın bahşettiği bütün olanaklara teşekkür edebilmek…

Nefes alan, hisseden, yaşayan şanslı varlıklar olarak, sahip olduklarımızın değerini bilebilmek...

Başkalarıyla paylaşabilmenin hazzına varabilmek...

Dünya ya da evrenin sadece bize ait olmadığını fark edebilmenin olgunluğuna ulaşabilmek…

***

Ne zaman yaşamaktan çok daha gurur ve mutluluk duyduğumuz bir ülke olacak? Bağımsız, özgür, sömürüsüz, baskısız, kardeşçe kucaklaşan; birbirine düşmanca bakmayan, sorunlarını adalet ve hakkaniyet içinde çözen, çevresine barış ve refah sunan, gelecek kuşaklar için kaygının yaşanmadığı, ayrımcılığın olmadığı, herkesin aşının ve işinin olduğu, insani koşullarda yaşayabildiği; farklı olmanın ya da düşünmenin zenginlik sayıldığı, değerlerin alınıp satılamadığı, sanatın-kültürün-estetiğin yaşamın her alanında vazgeçilmez hale dönüştüğü; üreten, paylaşan-paylaştıran; gücün değil bilgi, kültür ve ahlakın saygıdeğer olduğu; herkesin kendini ait hissetmekten gurur ve coşku duyduğu bir ülke, hatta bir dünya…

***

Bayram nedir? Ortak duyuşlar, ortak emek ve mücadele, yaşamın çok önemli döngülerini ortak ve coşkusal duyumsama…

Bir gün bu büyük değerler bir enerjiye dönüştürdüğünde, işte o gün ülkem için de, dünya ve insanlık için de en büyük bayram olacak…

***

İslam dünyasının büyük bir cehalet ve karanlık içine düştüğü, küresel zorbaların kısa ya da uzun vadeli projelerinin parçasına dönüştüğü; birbirinin şeytanı, kurdu, katili olduğu; inancın her türlü çıkar, güç ve kötü amaçlar için kullanıldığı, din tüccarlarının ortalıkta cirit attığı; belki de en acısı, birçok insanın bu katillere, sahtekarlara ve hipnozcu şeytanlara kapıldığı meçhul günlerde, dayanışma ve ortak duyuşların zirvesi olan bayramları kutlamak, çok anlamlı…

***

Gidenleri anmak, kalanlarla kucaklaşmak, geleceğe umutla bakmak...

Unutmayalım ki, ülkemizi de, insanlığı da kurtaracak olan, değerler uğruna mücadele-savaşımdır. Düzgün insan olmak ve öyle kalmak, en değerli zaferdir. Bu duygularla herkese mutlu bayramlar…