Bayburt’ta bakır ustaları son yıllarda mesleklerinin kaybolmaya yüz tuttuğunu belirtirken, geçmiş Ramazanların vazgeçilmezlerinden olan bakır kap, tencere ve kazanların kalaylanma geleneğinin bitmek üzere olduğunu söyledi.

Bakır tencerede pişen yemeğin tadı çok daha lezzetli olduğunu ancak vatandaşın kalay sorunu yüzünden bakır tencereyi artık kullanmadıklarını belirten bakırcı ustaları, ömürlerini verdikleri meslekte artık son döneme geldiklerini ifade ediyor.

Bakır sanatına gönül verdiğini belirten Yusuf Öztürk, eskiden Ramazan’a bir ay gibi bir süre kala bakır eşyaların kalaya verildiğini belirterek artık bu geleneğin neredeyse kaybolmaya yüz tuttuğunu söyledi.

Mesleğin giderek unutulmaya yüz tutmasından dolayı çoğu bakırcı ustası arkadaşının başka mesleklere yöneldiğini kaydeden Öztürk, “Bakırda pişen yemeğin lezzeti başka olur. Şu anda bakır ve kalayın pahalı olmasından dolayı insanlar pek ilgi göstermiyor. Eskiden Ramazan’a bir ay kala bakır eşyalar kalaya verilirdi. Şimdi ise böyle bir hareketlilik yok. Dolayısıyla şu anda bakıra pek rağbet yok. Mesleği bugünkü şartlarda devam ettirebilmek çok zor. Çoğu arkadaşlarımız başka mesleğe doğru yönelmeye başladı. Bir zamanlar bulunduğumuz bölge çoğunluklu olarak bakırcı dükkânlarıydı şimdi ise imalatta kalmadı gibi. Eskiden bakırcılık en gözde meslekti. Şu anda yeni nesil bu işi tercih etmiyor” diye konuştu.

Mesleğin teknolojiye de yenik düştüğünü, Anadolu el sanatları içinde geçmişi yüzlerce yıl öncesine uzanan bakırcılığın yaşatılması, geçmişe ve kültürel değerlere sahip çıkılması gerektiğini hatırlatan Yusuf Öztürk, mesleğini severek yaptığını ve zamanla bu mesleğin unutulacağından duyduğu kaygıyı belirtti.
20-30 yıl önce gözde bir meslek olan bakırcılığın Bayburt’ta da yaygın bir şekilde sürdürüldüğünü ifade eden Öztürk, “Eskiden köylerde seyyar ocaklar kurup, mereklere elektrik çekerek bu işi yapardı büyüklerimiz. Dedemden babama, babamdan bana kalan bir meslek. Ben son kalem olacağım gibi. Artık işin erbabı yetişmiyor” dedi.