Onmuş,  kendisinde bulunan en eski antikaların Osmanlı dönemine ait kılıç, miğfer ve çeşitli savaş aletlerinden oluştuğunu söyledi.

Eşyaların çoğunluğunun 4 yıl önce vefat eden babası Dursun Onmuş'tan kendine miras kaldığını belirten Onmuş, bununla yetinmeyip kendisinin de 4 yıldır bu tür eşyaları topladığını anlattı.

Biriktirdiği eşyaları ücretsiz olarak evinin altında oluşturduğu odada sergilediğini hatırlatan Onmuş, "Eşyaların arasında tüfek, kılıç, hançer, miğfer, çan, bakraç, çömlek, ibrik, demlik, gaz lambası, okka kantarı, orak, kömürlü ütü, eski Kur'an-ı kerim, çeşitli çalgı aletleri gibi birçok eşya var. Bu eşyaların çoğu bana 4 yıl önce vefat eden babamdan miras kaldı. Bende bu eşyaları atmak yerine çevremdeki kişilerden ve hurdacılardan da antika topladım." dedi.

Babasından kendisine 100 parça eşya kaldığını belirten Onmuş, kendisinin bu sayıyı 800'e kadar çıkardığını dile getirdi.

Onmuş, topladığı eşyaların sergilenmesi için çeşitli kurumlara müracaatta bulunduğunu ama olumlu bir yanıt alamadığını bildirerek, şöyle konuştu:

"Bende bu eşyaları 'daha çok kişi görsün' diye evimin altında kullanmadığım bölümü müzeye dönüştürdüm. Kendi imkanlarımla dolaplı camlar yaptırdım ve tek tek eşyaları düzenli bir şekilde dizdim. Çevremdeki kişilere de imkanlarım ölçüsünde müze açtığımı duyurdum. Müzeyi gezmek isteyenlerden hiçbir ücret almıyorum ve tüm eşyaları vatandaşlarımıza tanıtıyorum. Müzeyi günlük 3-5 kişi ziyaret ediyor."

Eşyaların şehir merkezinde oluşturulacak bir müzede daha iyi koşullarda sergilenmesini isteyen Onmuş, "Evim şehir merkezine biraz uzak. O yüzden çoğu kişi bu antikaları görmekten mahrum kalıyor. Tarihe ışık tutan eşyaları herkesin görmesini istiyorum. O yüzden yetkililerden bunlara sahip çıkmasını bekliyorum." diye konuştu.

Müzeyi gezerek adeta büyülendiğini ifade eden Mutlu Baymak ise tarihe ve antikalara meraklı olan herkesi müzeyi ziyarete davet etti.