SON DAKİKA



Haber > Karadeniz > 4+4+4 yasası eğitim öğretimde yıkım yarattı

4+4+4 yasası eğitim öğretimde yıkım yarattı

16 Haziran 2013 Pazar - 09:43




Tamer Özlü, 2012-2013 eğitim-öğretim yılını değerlendirdi.





Fatih İsak Eğitim ve Bilim İşgörenler Sendikası (Eğitim İş) Trabzon Şube Başkanı Tamer Özlü, 2012-2013 eğitim-öğretim yılını değerlendirdi. Bir ülkenin geleceğini, eğitime verilen önemin ve toplumun bireylerinin eğitim hakkına ulaşabilirliğinin belirlediğinin altını çizen Özlü, 4+4+4 yasasının eğitim kurumlarında yıkım yarattığını öne sürdü. Özlü, şunları söyledi: "Okulöncesi eğitimde okullaşma oranı düştü. Zorunlu ilköğretime başlama yaşının bir yıl erkene alınması, okulöncesi eğitimin zorunlu eğitimin dışına çıkarılması çocuğun gelişim ve eğitimine ilişkin olumsuz sonuçlarını kısa sürede ortaya çıkarmıştır. 2011-2012 eğitim-öğretim yılında, 5 yaş grubunda okulöncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 65,69 iken, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında bu oran yüzde 55,35’e düşmüştür. ÇOCUKLARIN GELECEKLERİ RİSKE ATILDI 60-66 aylık çocuklar ile 72-83 aylık çocukların aynı sınıfta eğitim görmelerinin yarattığı bedensel, davranışsal ve psikolojik sorunlar, yetişme çağındaki bireylerin gelecek yıllara taşıyacağı risklere dönüşmüştür. Özellikle 60-66 ay aralığındaki çocuklarda geride kalma, zorluk çekme ve sürekli diğerlerine yetişme çabası içerisinde oldukları gözlenmiştir. ORTAÖĞRETİM KADERİNE TERK EDİLDİ Okullarımızda resim, müzik gibi sanat derslerinin haftalık ders saatleri içindeki oranı yüzde 15’ten 5’e düşürülmüştür. Genel anlamda sanata değer vermeyen ve sanatı eğitimden dışlayan bir anlayış egemendir. Sanat eğitimini almayarak estetik değerlerden uzak yetişen öğrencilerimiz, sanatın kazandırdığı olgunluk ve incelikten, ruhsal terbiyeden yeterince yararlanamamaktadır. Bu durum ise okullarda şiddet ortamının doğmasına zemin hazırlamaktadır. SERBEST KIYAFET Eğitim-İş’in, "Serbest Kıyafet Uygulamasına İlişkin Veli Görüşleri" başlıklı araştırması, velilerin büyük çoğunluğunun serbest kıyafet uygulamasına karşı olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya katılan velilerin yüzde 85’i, tekrar forma uygulamasına geri dönülmesi gerektiğini belirtirken, yüzde 87,9’u, serbest kıyafet uygulamasından maddi durumu iyi olmayan çocukların ve velilerin olumsuz etkilendikleri görüşünü dile getirdi. Serbest kıyafet uygulaması ile yoksul öğrencilerin açığa çıktığını düşünen velilerin oranı ise yüzde 88,4 oldu. Serbest kıyafet uygulamasının ideolojik olduğu, asıl amacın türbanı okula sokmak olduğu tüm kamuoyu tarafından anlaşılmıştır. Sendikamızın, serbest kıyafet uygulamasına yönelik Danıştay’da açtığı dava devam etmektedir. ÇOCUK İŞÇİLİĞİN ÖNÜ AÇILDI MEB istatistiklerine göre ülke genelinde, ilk, orta ve lise kademesinde toplam 61 bin 592 okul bulunuyor. Geçtiğimiz yıl 4 bin 664 özel okulda 535 bin 788 öğrenci eğitim görürken, bu yıl 5 bin 942 özel okulda 613 bin 64 öğrenci eğitim görmüştür. 4+4+4 düzenlemesi ile özel okulların ve bu okullardaki öğrencilerin sayısı, geçen yıla göre yüzde 15 artmıştır. Ortaya çıkan tablo, AKP hükümetinin eğitim sistemini sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda nasıl şekillendirdiğini ve eğitim sistemindeki ayrışmayı gözler önüne sermekte. ENGELLİLER DE YOK SAYILDI Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, nüfusumuzun % 2,58’ini engelli yurttaşlarımız oluşturmaktadır. Ancak MEB, engelli yurttaşlarımızın eğitimini de kaderine terk etmiştir. Bakanlık, devlet okullarındaki engelli çocuklarımızın eğitimi için yeterli bütçe ayırmamıştır. AKP’NİN GÖZDESİ Söz konusu yasayla, yeniden ortaokul olarak düzenlenen ikinci 4 yıllık eğitimle mesleki yönlendirmeyi erken yaşa çekme gerekçe olarak sunulmuştu. Fakat bu yılki uygulamadan da anlaşıldığı gibi hükümetin amacı mesleki yönlendirme değil bütün okulları imam hatip okullarına dönüştürmektir. En büyük darbe eğitim çalışanlarına Kesintisiz 8 yıllık eğitim sisteminde bile bakanlığın resmi rakamlarına göre 113 bin öğretmen ihtiyacı varken, 4+4+4 eğitim sistemi ile birlikte bırakın bu ihtiyacın giderilmesini var olan öğretmenlerden 70 bini norm kadro fazlası durumuna düştü. Öğretmenlik mesleği 11 yıllık AKP iktidarı döneminde sistematik bir şekilde aşağılara çekilmiştir. 2002 yılında en düşük devlet memuru maaşından yüzde 100 daha fazla maaş alan öğretmen, bugün en düşük devlet memuru maaşını almaktadır. 10 yıl önce lise mezunu bir polis memurundan yüzde 4 daha az maaş alan öğretmen, bugün yüzde 22 daha az maaş almaktadır. Ülkemizde öğretmenin yıllık zorunlu çalışma süresi 1816 saat iken, OECD ülkelerinde bu süre ortalama 1675 saattir. Türkiye’de öğretmenler, OECD ortalamasından her yıl yaklaşık 140 saat daha fazla çalışmakta; söz konusu fazla çalışmaya karşılık, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre daha düşük ücret almaktadır. Fatih pojesi başlamadan sona erdi Eğitimin temel sorunları hayali projelerle perdelendi. 2010 yılında gösterişli bir törenle kamuoyuna tanıtılan Fatih projesi başlamadan bitmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı projenin 2014’te tamamlanacağını belirtmesine rağmen hiçbir ilerleme kaydedilememiştir. Bozuk çıkan proje okul sütü 2011-2012 eğitim-öğretim sezonunda 2 Mayıs tarihinde süt dağıtılmaya başlanmış, Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre günde 800 bin öğrenciye süt ulaştırılamamıştır. Okullarda kalan süt geri alınmamış ve devlet 21 milyon TL zarara uğratılmıştır. DERSLİK İHTİYACI GİDERİLMEMİŞTİR Derslik ihtiyacı kütüphaneler, laboratuvarlar, Bilişim Teknolojisi sınıfları kapatılarak karşılanmaya çalışılmıştır. Ankara’da kapatılarak sınıfa çevrilen kütüphane ve laboratuvar sayısı 764, Şanlıurfa’da kapatılarak sınıfa çevrilen kütüphane ve laboratuvar sayısı 221, Trabzon’da kapatılarak sınıfa çevrilen kütüphane ve laboratuvar sayısı 67. (Kaynak: 2012 MEB) BİRLEŞTİRİLMİŞ SINIFLI OKULLAR 2012-2013 eğitim-öğretim yılında da ülkemizin birçok bölgesinde birleştirilmiş sınıf uygulaması yoğun bir şekilde devam etmiştir. Bakanlık bu uygulamayı değiştirmek yerine birleştirilmiş sınıflı eğitim şeklinin faydaları ile ilgili makaleler yayımlayarak kamuoyunu ikna etmeye çalışmıştır. YANDAŞ YETMEZ ULTRA YANDAŞ Yönetici Atama Yönetmeliği, son değişiklik dahil, 2003-2013 yılları arasında toplam 13 kez değiştirilmiştir. Bu yönetmelik "Ben istediğimi yönetici yaparım" yönetmeliğidir. Yeni bakan bu ucube yönetmeliğe bile sahip çıkamamış, ortaya yeni bir yönetmelik de koyamamıştır. TAŞIMALI EĞİTİM Kırsal bölgelerdeki ailelerin küçük kızlarını bu şartlardaki taşımalı eğitime vermeleri konusunda ciddi şikâyetleri olduğunu ve bu uygulamanın okullaşma, özellikle de kız çocuklarının eğitimi adına sorunlara kaynaklık ettiği ifade edilmişti. Oysa 2012-2013 eğitim-öğretim yılında taşımalı eğitim artarak devam etmiştir.
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap