SON DAKİKA



Haber > Karadeniz Web TV > Trabzonspor’un altın yıllarına dönüş bileti!

Trabzonspor’un altın yıllarına dönüş bileti!

31 Temmuz 2018 Salı - 12:35




Demirsoy, organize ettikleri 'Altın Kolye Futbol Turnuvası'nın misyonunu özetledi





Futbol şehri Trabzon çok renkli bir futbol organizasyonuna ev sahipliği yaptı. Bizim Neslin Uşakları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ergun Demirsoy, 'Altın Kolye Futbol Turnuvası'nın bordo-mavili takıma altyapı anlamında destek olacağının altını çizdi

Bizim Neslin Uşakları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ergun Demirsoy, önceki gün sona eren 'Altın Kolye Futbol Turnuvası' ile ilgili değerlendirme yaparken Türk futboluna da farklı pencereden yaklaştı. Spor yazarımız Arif Sırtkaya'ya konuşan Demirsoy, yıllar sonra Trabzon'a dönmenin hazzını yaşadığını belirterek, organize ettikleri turvuvanın Trabzon futboluna altyapı zemini hazırladığını açıkladı. Trabzonspor'un verilmeyen şampiyonluk kupasının belleklerden silinmesi yönünde tavsiyede bulunan Prof. Dr. Demirsoy, altı çizilecek cümleler kurdu.

Şimdi söz Demirsoy'da…

TOPRAK ÇAĞIRIYOR


Trabzon’dan ayrılalı 30 yıl oldu. Yıllar sonra geriye dönmek benim için büyük bir keyifti. Trabzon’a birkaç gün gelmek bile bize büyük bir keyif sağlıyor. İnsanlar doğdukları topraklara geri dönme ihtiyacı hissediyor. Toprak insanı zamanla geri çağırıyor. İnsanın tamamen yaşadığı hayat tecrübelerinden kaynaklanan bir durum bu. Kalp cerrahisi hep ölümle iç içe. Kalp cerrahisinde her hastayla ölümü konuşursunuz. Ölüm bizim için çok sıradan bir şeydir. İnsanlar doğarlar, büyürler, ölürler. İnsan belli bir zamandan sonra ülkelerine gelme ihtiyacı duyuyor.

TRABZON'UN ALTIN YILLARI

1977’lerde ilk defa yapıldı bu turnuva. 1977 ile 1983 yılları arasında Ziyabey sahasında yapıldı. Daha sonra orası kat karşılığı verilince turnuva da bitmiş oldu. Altın Kolye 7 yıl yapıldı ama hiç unutulmadı. O dönemlerdeki oyuncular çok önemli futbolcu oldu. Ama bu turnuvanın bir özelliği daha var. Bu 7 yıllık süreç Trabzonspor’un 6 şampiyonluğu aldığı dönemlerdi. Belki de bu yüzden hiç unutulmadı, insanların hafızasında yer etti bu turnuva. 40 yıl sonra yeniden başlattık bu turnuvayı. Belki bu da Trabzonspor’un altın yılları için yeniden vesile olur.

FUTBOLUN HAFIZALARI

Yine Ziyabey sahası olsaydı çok isterdik. Etrafı duvarlar olan, topu duvara vurup geri aldığımız saha olmasını çok isterdik. Keşke orası bir mabet olarak kalabilseydi. Ama maalesef doğanın gidişatına karşı çıkamıyoruz. Bazı şeyler vardır, bunlar şehrin hafızalarıdır. Bu hafızaları yok etmemek lazım. Onları özellikle korumamız lazım. Avni Aker'i, Ziyabey’i, 19 Mayıs'ı, Yavuz Selim’i mabet gibi korumamız gerekirdi. Bugün Avrupa kulüpleri ilk oynadıkları sahaları bir tarih olarak saklıyorlar. Trabzon’un en büyük markalarından birisi futboldur. Futbolla ilgili anıları nasıl silebilirsiniz? Ben bunların yıkılmasını hiç doğru bulmuyorum. Müze olabilirdi ya da aktif olarak korunabilirdi bu değerlerimiz.


BİRİKİM ÇOK ÖNEMLİ

Ben şuna çok inanıyorum, birikim denen bir şey var. Mesela Trabzonspor'a ne yaparsanız yapın 1.Lig'de bir şey olmaz. Çünkü öyle güçlü bir tarihi var ki hiç kimse bir şey yapamaz Trabzonspor'a. Derler ya 11 kişiye Trabzonspor forması giydirin yine o ligde başarılı olur. Mesela Başakşehir geçen yıl şampiyonluk adayıydı, iki yıl sonra tarihte böyle bir takım olmayabilir. Bu yüzden birikim çok önemlidir. Bu yüzden tarihimizi koruyup kollamamız gerekiyor.

 

 

YENİLİKLERE DEVAM


Bizim Neslin Uşakları, Trabzon’da doğmuş büyümüş insanların bir araya gelip kurdukları bir dernek. İstanbul’da birçok kez bir araya geliyorduk toplantılar yapıyorduk. Şehrimize vefa borcumuz var, vaktimiz ölçüsünde birtakım şeyler yapalım istedik. Önemli bir görevimiz de Trabzon’un eski kültürüne, değerlerine sahip çıkalım istedik. Biz de bunu yapmak istedik. Zamanında bu turnuvada ben de oynamıştım. Bu turnuva ilk zamanlarda Trabzonspor’un altyapısına sporcu yetiştirmek için yapılmıştı. 40 yıl sonra bunu yapalım dedik, inanılmaz bir talep oldu. 26 takım ve 350 sporcunun katıldığı dev bir organizasyon haline geldi bu organizasyon. İkinci yıl yaptık, yine aynı şekilde çok büyük bir katılım oldu. Çocuklar artık 'bir dahaki yıl yeniden yapılacak mı' diye sormaya başladılar. Turnuva öyle heyecanlı bir hal almaya başladı. Biz de Bizim Neslin Uşakları olarak bu heyecanı gördükten sonra şöyle bir karar aldık, biz var olduğumuz sürece bu turnuva geleneksel olarak devam edecektir. Bu turnuvaya her yıl yenilikler eklemeye devam edeceğiz. Bu yıl Gümüşhane’den bir takım geldi, seneye belki İstanbul’dan takım gelecek. Bu tür yenilikler her zaman devam edecek. Altın Kolye Turnuvası'nı her sene geleneksel olarak düzenlenen bir turnuva yapmaya çalışacağız.

ALTYAPI ZEMİNİ

Turnuvada çok yetenekli sporcular var. Bizim sorunumuz şu: Yetenekli sporcularımız var, bunu biliyoruz ama geçiş döneminde bu sporcuları kaybediyoruz. Sporcular bu ara dönemlerde kopuyorlar futboldan. Biz burada iyi olan en az 20 sporcuyu izleyeceğiz, ailesini, okulunu bu sporculardan en az 10 tanesini kazansak 15 yıl götürür bizi. Başarının devamlılığını bu sağlar toplama takımla başarı elde edemeyiz. Ben en iyi dönemimde okul kazandım, İstanbul’a gittim ama orda da 4 yıl amatörde oynadım ve bırakmak zorunda kaldım ikisinin bir arada olma şansı yok. Ama hem okulun hem sporun aynı anda gidebileceği bir sürü bölümler var. Bunlar sadece sporcuya bırakılmamalı. Ailenin, onları izleyenlerin sporcuların her şeyiyle ilgilenmeleri ve yönlendirmeleri lazım.

SPORU SEVDİRMEK GEREK

Benim de çocuklarım yüzme ve basket sporuyla ilgilendiler. Genç yaş grubunda özellikle o dönemin antrenörleri kendi başarıları için çocuklara maksimum derecede antrenman yaptırıyorlar. Dikkat ederseniz U16,U17,U18 yaşları hep başarılılar ama ondan yoksa yoklar kayboluyorlar. Avrupa’da böyle oluyor, o dönemleri bu kadar yoğun antrenmanla geçirmiyorlar. Ondan sonra çocuklarda bıkkınlık olmaya başlıyor. 


Ötekiler nasıl yapıyorlardı? Bu gelişim döneminde sporu sevdirmeyi ve tekniği öğretiyorlardı. Ben çocukluğumda hatırlıyorum çok ağır antrenmanlar yapardık, hep de şampiyon olurduk. Belki de bu dönemlerde teknik öğretmek, sporu sevdirmek gerekiyor. Çocuklara o çağlarda gereğinden fazla yüklenip tükenmişlik sağlıyoruz ve yoruyoruz onları. (yani artık eğitimsizlik diyebiliriz) yani artık siz demiş oldunuz. Abi ben genetik faktörlerin önemli olduğunu düşüyorum. Öyle futbolcular var ki abi sen daha iyi biliyorsun 5 yaşındaki 2 çocuğa topu atıyorsun birisi çok iyi sürüyor diğeri hiçbir şey yapamıyor. Bunun genetikle alakalı olduğunu düşünüyorum. Bunu ilerde çalışma ve disiplinle kombine etmediğiniz sürece bununda bir anlamı yok.

POPÜLİST BAŞKANLAR

Trabzonspor özüne dönüyor derken aslında dönmek zorunda kalıyor. Trabzon’da bunu herkes biliyor. Artık öyle bir noktaya geldi ki bu durum Trabzon’da sokağa çıkın kime sorarsanız sorun Trabzon'un bir futbol kenti olduğunu, özümüzdeki futbolcularla bu işi yapmak zorunda olduğumuzu herkes söyler. Ama popülist başkanlar başka yollar seçiyorlar. Parayı veririm, takımı kurarım, böyle olmaz. İstanbul takımlarıyla bu şekilde mücadele edemeyiz. Onların bütçesi farklı, bizim bütçemiz farklı. Biz Anadolu takımıyız. Bizi yöneten başkanların kendi şirketlerinde aynı yolu izlediklerini düşünmüyorum. Şans verildiği takdirde Abdülkadir ve Yusuf gibi birçok oyuncunun çıkacağını herkes biliyor. Bunu, bu ruhu bilen antrenör ve başkanların sağlaması gerekiyor. Trabzon’a Barcelona’nın altyapı hocasını getirseniz bile bu olmaz. Trabzon’a buranın ruhunu bilen, buradaki havayı bilen insanlar lazım. Yeni yönetimden bu konuda çok umutluyum. Bunu başaracaklarına inanıyorum.

KÜÇÜK HESAPLAR

Söyleyeceğim sözler hiç kimse için eleştiri anlamına gelmesin ama şu bir gerçek ki, futbolu bilmek ayrı, futbolu sevmek ayrı bir şeydir. Trabzonspor’a gelen bütün başkanlar Trabzonspor’u seven insanlar. Ama futbolu bilmek başka bir şeydir. Siz bilmeyebilirsiniz ama bilen insanlarla çalışabilirsiniz. Siz onları yönetirsiniz. Parayı veririm, takımı kurarım, şampiyon olurum mantığı var ama böyle bir şey yok. Bunlar küçük hesaplar, bunlarla bir yere varılamaz. O günü kurtarır belki ama o da kurtarmadı ve batma noktasına geldik. Suni çimlerde inanılmaz sakatlıklar oluyor. Bu işi bilen insanların bunun çözümünü bulmaları gerekiyor. Sökmek çözüm değil. Söktükten yerine ne yapacağınızı planlamanız gerekiyor. Parayı zaten buralara harcamak gerekiyor. Sporcuların sağlığın düşünmek gerekiyor.


GERİYE BAKMAYI BIRAKALIM

Trabzonspor’a yönetici olmayı hiç düşünmedim. Ben bir hekimim ve bu yolda ilerlemeyi düşünüyorum. Trabzonspor hepimizin aşkı. Trabzon’da hala 2010-2011 şampiyonluğu konuşuluyor. Geri bakmayı bırakmalıyız. Geriye bakarsak geride kalırız. Trabzonspor şu an iyi yolda gidiyor inşallah başarılı olur. 1981 yıllarında basketbol oynuyordum. O dönemlerde abilerim Doğanspor'da oynuyordu. Gündoğan hoca beni genç takıma almıştı, sen (Arif Sırtkaya) beni bir defa gördün, konuştun, ertesi gün beni A takıma aldın. Bu şehirde doğup büyüyen hepimize görevler düşüyor. Biz de bu şehirden ayrılmış, başka yerlerde yaşayan insanlar olarak elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz.

Haber: Arif SIRTKAYA

Kamera: Eser HACISALİHOĞLU

Fotoğraf: Mert YILMAZ

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap