Hükümet ile cemaat arasındaki çirkin savaş, ülkemize ve millete iyiyden iyiye zarar veriyor
Hiç kimse kusursa bakmasın ama bu çirkin kavganın dinle, inançla ve düşünce ile ilgisi yok. Tek ve en büyük neden menfaat
Medya, finans ve örgütlenme gücünü elinde tutan iki taraf, birbirini yok etmeye çalışırken olan vatandaşa oluyor!
HOCA MUHTEREMDİ
■ Ülkemizde 10 yılı aşkın bir süredir her şey güllük gülistanlık bir şekilde yürürken, Okyanus ötesindeki Muhterem Hoca efendinin elini öpmek için kuyruklara girilirken, Gülenin bir selamı bile hükümeti mutlu ederken, Gülenin okullarına alkış tutulup, organizasyonlarında hükümet olarak boy gösterme yarışı yapılırken, kol kola, gönül gönüle nurlu ufuklara doğru gidilirken, birden bire her şey ters döndü. Özelde Fethullah Gülen ile Başbakan Erdoğan; genelde ise Cemaat ile AK Parti fena halde kapıştı.
MUHALEFET CEMAATTEN
■ Uzatmayalım, dershane olayı ile ayyuka çıkan bu kapışma, giderek seviyesini kaybederek tırmandı ve toplumu gerdi. Özellikle son iki yılda muhalefetin sesini kısan, daha doğrusu kendisine bağlı güçlü medya ağı ile sansürlemeyi başaran Erdoğan, partisi olmayan ama güçlü bir örgütü ve medyası olan Cemaatin çok sert, acımasız muhalefetiyle karşılaştı. Karşılıklı hakaretler, beddualar, şantaj kasetleri havada uçuştu. İki tarafın medyası birbirine olmadık hakaretler yağdırdı.
ŞİMDİ HAŞHAŞİ OLDU
■ Kimse geri adım atmadı. Pamuklar içinde korunan, yargıda, emniyette yuvalanmasına ses çıkarılmayan Gülenin her gün yeni bir ses kaseti ortaya çıktı. Hükümete karşı olan ünlü iş adamlarıyla ilişkileri, Başbakana saygısızca Boşbakan diyen adamları, devlet içinde devlet olma çabaları sergilendi. Erdoğan daha öteye gidip, Selçuklu Hükümdarı Melikşahı öldürten Hasan Sabbahın haşhaşilerine benzetti cemaati. Sonuç, iki güç çarpışıyor. Olan ülkenin ekonomisine, dirliğine, birliğine oluyor.