Dünya siyasi tarihi açısından Yenikapı mitingi 5 milyon kişinin katıldığı bir rekor oldu. Bu miting Türk siyaseti açısından yeni bir kapının açılmasına vesile oldu. Söz konusu vatan, bayrak ve ezan olunca, gerisinin teferruat olduğunu gösterdi siyasiler. Hatta Mustafa Kamalak, Mustafa Destici, eski başbakanlar ve eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de miting alanında olsa idi, yaşayan bütün dönemlerin renkleri olarak... Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nin ötesinde bir anlamı oldu. Türkiye bütünlüğünü, Türk Dünyası ve İslam Coğrafyası bütünlüğü Yenikapı'da sağlandı. Daha önce yapılan Marmaray açılışında da keşke birliktelik sağlanmış olsa idi. Bundan sonra yapılacak büyük proje, temel atma ve açılışları da inşallah liderler birlikte yaparlar.

BAŞLANGIÇ OLUR

‘Yenikapı mitingi başlangıç olacak’ diye düşünüyorum. Ülkemiz için hayırda birlik olmak. Müştereklerimiz, farklılıklarımızdan daha çoktur. 15 Temmuz bir dönüm noktasıdır. Yeni bir uzlaşı kültürünün başlamasıdır. Nerede olursanız olun, ülkemizin neresinde doğarsanız doğun, mezhebimiz ne olursa olsun, “Vatanım, bayrağım, milletim, şehitlerim” demek için Yenikapı'yı dolduran ruhun ortak isteği, uzlaşı ve ülke menfaati için tek yumruk olunması gerektiğinin mesajı verildi. Bu ruh devam ettiği müddetçe hiçbir hain bize yanaşamayacaktır. Milli birlik ve kardeşliğimiz sağlam kaldığı sürece hiçbir çıldırmış Türkiye'ye saldırmayı aklından bile geçiremeyecektir. Milli bir uzlaşma ile hukukun üstünlüğünü gözeterek, insan hak ve özgürlüklerini muhafaza ederek, geleceğin haritasını çizmenin tam zamanıdır. İstanbul'daki mahşeri kalabalığın yanında 81 il ve merkezine meydanlara toplananlar aynı duygu seli ile coştular. Liderleri hep birlikte alkışladılar. Tüm dünyaya büyük bir ders verdiler. Haçlı ruhunu püskürtmek için birlik olmanın gereğini vurguladılar.

SON SÖZ MİLLETİN

Geçmiş dönemlerde siyasetçilerin anlaşmazlığa girdiği dönemlerde halk sandıkta çözümü ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halk son kararını vererek, siyasetçilere örnek olmuştur. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası meydanlarda tek yumruk olan halk, tabanda oluşan birliğin tavana olması konusunda yol gösterici olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın yaptığı çağrıya muhalefet partilerinin olumlu cevap vererek; önce Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, ardından Yenikapı mitinginde verilen birlik mesajları taban tarafından takdirle karşılanmıştır. Halkımız ortak değerler konusundaki bu birlikteliğin artarak devam etmesini istemektedir. Anlayana Yenikapı büyük bir mesaj; hem içeriye hem dışarıya, gerekenler meydan vasıtasıyla söylenmiştir. Son söz milletindir. Demokrasi ve siyaset kazanmıştır. Gün bir olma, iri olma ve diri olma günüdür. Bundan sonra hükümetin yapacağı atamalar, Yenikapı ruhuna uygun yapılmalıdır. ‘Yeni Dünya Düzeni’ adı altında, kendi kontrollerinde küçük şehir devletleri kurmak istiyorlar. Bu milletin yaptığı bu önemli diriliş mücadelesini anlamak için Irak ve Suriye'ye bakmak yeter artar bile. Türk Milleti kendi tarihini başkasına yazdırmadı. Tarihsel asil duruşunu tüm Dünya’ya bir kez daha gösterdi. Yenikapı tarihsel dönemlere şahitlik etmekle kalmamış devlet otoritesinin tecellisine de şahitlik etmiş bir meydanın adıdır. Yenikapı ne anlama geliyor? Hikayeleri oldukça ilginç. Birçok efsanesi
var. İşte bunlardan bir tanesi:

YENİKAPI HİKAYELERİ

4. Murat devri; mey yasak, meyhane yasak, afyon yasak, fal bakmak yasak. 4. Murat bir gece, tedbil-i kıyafet İstanbul’a indiğinde karşıya geçmeye karar verip bir sandal kiralamış. Sandalcı müşterisinin sultan olduğunu bilmiyormuş tabii. Bir ara, sandalın yanından sarkan bir ipi çekmiş. İpin ucunda bir testi! Sultan, ‘’Ne var o testinin içinde?’’ diye sormuş. Sandalcı ‘’Ne olacak mey işte’’ diyerek, gülerek müşterisine ikram etmiş. Her ne kadar yasaklamış olsa da,4. Murat’ın alkole arasının iyi olduğu bilinir. İkramı kabul etmiş ama yine de, ‘’Mey yasak. Hünkarımız görse kafanı vurdurtur diye korkmuyor musun?’’ diye sormaktan kendini de alamamış. Sandalcı da haliyle, ‘’Yahu hünkar nerden görecek bizi denizin ortasında’’ demiş. Aradan biraz zaman geçmiş. Sandalcı bu kez de, teknenin tahtalarından birini kaldırıp aradan afyon çıkarmış ve nargilesine atarak körüklemeye başlamış. Gönlü zengin adam, hemen müşterisine de ikram etmiş. Sultan yine kabul etmiş ama yasağı yine hatırlatmış. Sandalcı aynı şekilde, ‘’Kim görecek ki bizi denizin ortasında’’ demiş. Biraz daha vakit geçmiş. Bizim sandalcı cebinden fal taşlarını çıkarmış. Hünkara, ‘’Ver 5 akçe de falına bakayım’’ demiş. Fal 4. Murat’ın en kızdığı şeymiş ama ‘’Hadi biraz daha sabredeyim’’ diye düşünüp, ‘’Bak bari’’ demiş. Fal taşlarını elinde çalkalayıp atan sandalcı, ‘’ Efendi, sorunu sor bakalım’’ demiş. Padişah, ‘’Hünkar şu anda nerdedir?’’ diye sormuş. Sandalcı taşlara bakıp ‘’Hünkar bu denizdedir’’ demiş. 4. Murat güya endişelenmiş havalarına girip, ‘’Sakın yakınımızda bir yerde olmasın?’’ diye sormuş sandalcıya ve tekrar iyice bakmasını söylemiş. Sandalcı taşlara tekrar bakmış ve birden, 4. Murat’ın ayaklarına kapanıp, ‘’Affet beni Hünkarım’’ diye yalvarmaya başlamış. Kıyıya dönene kadar yalvarmaya devam etmiş. Padişah dayanamayıp “Sana bir soru soracağım. Eğer bilirsen seni affederim. Bilemezsen boynunu anında vurduracağım” demiş. Sandalcı sevinçle, “Padişahım çok yaşa” demiş ve merakla soruyu beklemeye başlamıştır.

DEĞERLERDİRMESİNİ TARİH YAPAR

4. Murat sandalcıya, “Dönüşte İstanbul’a hangi kapıdan gireceğim?” diye sormuş. Tabii sandalcı hemen itiraz etmiş, “Hünkarım şimdi ben hangi kapıyı söylesem, siz başka kapıdan girersiniz. Affınıza sığınarak; gireceğiniz kapıyı bir kağıda yazsam ve size versem, kapıdan geçtikten sonra okusanız olur mu?” demiş. Hünkar başını ‘olur’anlamında sallayınca, sandalcı tahminini yazıp kağıdı vermiş. Padişah kağıdı alır almaz, daha bakmadan yanındaki fedaisine, “Hemen boynunu vur bu kafirin” emrini vermiş. Sonra da, “Surlara yeni bir kapı açıla! İstanbul’a ordan gireceğim”demiş çevresindekilere. Kapı 5-10 dakikada açılıp, padişah ve erkanı şehre girmiş. 4. Murat bir ara sandalcının kağıda hangi kapıyı yazdığını merak etmiş. Kendinden çok eminmiş, ‘laf olsun’ diye cebindeki kağıda bakmış. Ama okuyunca hayretler içinde kalmış. Sandalcı kağıda şunları yazmış: ‘’Hünkarım, yeni kapınız vatana millete hayırlı olsun.” O gün bugündür de işte o kapı, ‘Yenikapı’ olarak anılıyormuş. Efsaneler ne olursa olsun değerlendirmesini elbette tarih yapacaktır.