Piyasa gazeteci doldu, yasaların boşlukları ile 250 TL veren herkes bir haber sitesi açtığı gibi ellerine makine alan veya cep telefonu ile çektikleri fotoğraflarla kendilerini gazeteci sınıfına koyarak piyasada kimlik yapmaya çalışıyor. Yasaların boşluğundan yararlanan bazı kesimler haber sitesini tehdit unsuru olarak kullanmakta. Bu konuyla ilgili başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum.

Bir özel sektör sahibi bana gelerek bir haber sitesinde yayınlanan haberden bahsetti. Siteye baktım, aleyhte yazılan bir yazı ve bu kişilere hiç sorulmadan yargısız infaz yapılmış. Site sahibini aradım, "Olay ne? Neden olayın muhatabını aramadınız? Tek yönlü nasıl habercilik yaparsınız?" dedim, "Bu haberi kimden aldınız?" diye sordum. Cevap: "Bana devlet ajansı attı. Kendi yazmadı bana yazdı attı. Biz bu şirketten daha önce reklam istedik, reklam vermedi, ben de fırsatını buldum döşedim..." Tabii arada kullanılanlar var. Kullananlar belli. Bir gün sıra kendilerine gelecek, işte o zaman

kullanmak nasıl olur onu da görecekler. Onlara soracağım çok soru olacak. Hem de çok, örnekleri ile, detayları ile yazacağım. Kimsenin ekmeği ile oynamak istemem ancak kaşınanı tarakla değil, at tarağı ile kaşırım. Bayram geldi geçti. Dernek adına çıkardığımız bir gazete var ve her bayram üyelerimize yaptığımız duyurular ile gazeteyi hazırlıyoruz. Katkı sağlamak isteyen haberleri ve reklamları ile sağlıyor. Birkaç yıldır baktığımızda sadece yemeklerde gördüğümüz, elinde makinesi, ses kaydı olmayan birçok kişi yemekte, bazıları hem çatal hem de kaşık kullanarak iki eli ile birlikte yemek yemekteler. Yemek bittiğinde ise hiçbirini göremezsiniz. Sadece onurlu mesleğin O'sundan yararlanmak ve ileride kendi özel işlerini yürütmek için yemeğe katılıyorlar.

Hadi bunu anlamaya çalıştık. Bir haber olduğunda alanda 5-6 kişi dışında kimse yok, yemekte 30'un üzerinde kişi, haberde 5-6 kişi... Bayram gazetesi çıkacak, yöresel ve yerel gazeteleri anladık, haber yazıp çiziyorlar ve emekleri var.  Bayramdan bayrama reklam için gazete çıkartanlar var ve ahbap-çavuş ilişkisi ile gazeteciyim diyerek reklam isteyip sadece bayramlarda veya yılbaşında sağdan soldan çaldıkları haberleri gazeteye koyarak gazete çıkartıyorlar.

Şimdi sormak lazım kamuoyuna, maliyeye ve savcılığa: Bunları ne kadar takip ediyorsunuz? Bunların yasal kaydı var mı, vergi veriyorlar mı, hangi yetkiyle gazete basıyorlar? Bunları bu kurumlara sorarken iş adamları ve kurum temsilcilerine de sormak lazım: Bunlar kaç haberinize geldi, reklam dışında, bunlar hangi gazetelere yazıyorlar. Kaç haber yaptılar? Bunlar sadece yemek ve bayram gazetecileridir. Bunlara kanmayın, itibar göstermeyin, bunlar asalak gibi Rize medyasının üzerinden yararlanan mikroplardır.

Bu kafada olan asalaklardan dolayı kimse bizi eleştirmesin. Kimse gerçek gazetecileri bu asalaklar gibi sanmasın. Çalışmayı, üretmeyi, ev bakmayı kendilerine meslek edinmeyenler asalaklar gibi milletin sırtından geçinmeye çalışırlar. Piyasada maalesef bu tür asalaklar var, daha da ötesi sahte fatura kesip, bazı kişiler üzerinden para alanlar bile var... Tekrar uyarıyorum, bir yerlere yama olmaya çalışanlar, yakasında herhangi bir basın ajansının rozetini taşıyanlara asla kanmayın.

35 yılını bu mesleğe veren bir kişi olarak bu tür sahtekârlardan ben de bıktım. Mikrop olsalar dezenfektesi rahat, bit olsalar yine rahat, bunlar virüs ve bunun temizlenmesinin tek yolu itibar göstermemek. Benden söylemesi.