SON DAKİKA



Haber > Gündem > Yaşar Nuri Öztürk Hoca’yı anlamak

Yaşar Nuri Öztürk Hoca’yı anlamak

27 Haziran 2016 Pazartesi - 10:55








Bu fani dünyadan gerçek bir bilgin, büyük bir dahi geldi geçti. Geride Türkçe, Fransızca, Almanca, Rusça ve İngilizce basılan 50’yi aşkın kitabı kaldı. Yüzlerce ilmi makale bıraktı. Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk bir dahi idi. Onun bu denli sentez kabiliyeti, doğruyu ifade etme kabiliyeti ve cesareti hiç şüphesiz sahip olduğu doğru ve tam bir imanın düzgünlüğünden kaynaklanabilirdi. Aksine, geçici menfaat karşılığında bu eserlerin ortaya konması ve yaptığı mücadelede haklı çıkması mümkün olamazdı. İftar programlarındaki manzaraları her gün ibretle görüyoruz.

Elbette sevmeyenleri vardı. Bu kaçınılmazdır. Çünkü eserlerinin en az yarısında zaten onları; Allah ile aldatanları, şirk içinde yaşayanları, bildikleri halde zalimi masum gösterenleri, bilerek sistemli bir şekilde kul hakkı yiyenleri, riyakârları, takiyyecileri, kısacası bilumum zındıkları en geniş şekliyle anlatıyordu. Bugün İslam Dünyası’nın yaşadığı rezillik ve sefilliğin ana sebebinin, cehaletin yanında bunlar olduğunu net bir şekilde açıklıyordu.

Bugün mesai arkadaşlarının kaç vakit namaz kıldığını tutanakla tespit edip, tehdit eden (sözde) profesörlerin olduğu ülkemizde “Her şey adam olup olmamakla başlar” diyen insan ne kadar sevilebilir ki? Hırsızların, kul hakkı yiyenlerin “Kur’an; şeytancılıktan, Kur’an dışı dinciliği anlamaktadır” diyen adamı, şeytanlaşmış olanlar elbette sevmezler. Eğer yürekleri varsa Yaşar Nuri hocanın “Kur’an Açısından Şeytancılık” adlı eserini okusunlar ve kendilerini tanısınlar.

Kur’an bir ayette “Aldatan, sizi Allah ile aldatmasın” diyor. Hoca bunu anlatıyor. “Büyük ve kutsal bir isyana muhtacız” diye haykırıyor. Siyasi ve şahsi çıkarları uğruna dini istismar edenlere karşı çıkıyor. Allah ile aldatanların uyguladıkları siyasal İslam maskelerinden birisinin de “Muhafazakâr demokrasi” sözünde gizlendiğini çok güzel açıklıyordu. Günümüzde Emevi İslamı’nın yeniden dirildiğine dikkat çekiyordu. Bu arada muhafazakârlık ile Hanefiliğin birbirinin karşıtı olduğunu da belirtiyordu.

Onu anlatmak bu garibe düşmemeli! Bunu biliyoruz da, cenaze töreni ve ardından yazılanlar, sözde Müslim geçinenlerin de durumunu açıkça göstermişti ne yazık ki!


Dinci ile dindarın farkını ondan öğrendik. Kısa bir süre sonra değerinin daha iyi anlaşılacağından hiç şüphemiz yoktur.

Mekânı cennet olsun. Sevenleri sağ olsun.

“Bizler teröristler kadar gururlu olmazsak, onurlu olmazsak, bu ülkede büyük bir kırılma olur” sözünü anlamakta zorluk çekiyoruz. Bu durumda hemen aklımıza birçok soru geliyor:

Devletin askerini, polisini şehit etmek gururlu olmak mıdır?

Bu şehitler ve öldürülen masum halkın gururu daha mı azdır?


Bildiğimiz kadarıyla tarihin en büyük alçakları teröristlerdir..!!!

Galiba buna da alışacağız! Bir zamanlar terörist başı için, “Müslümandır, namaz kıldığını biliyorum, iyi bir demokrattır” diyen ekip elemanlarını da görmüştük!

Siyasiler her zaman sözlerine dikkat etmek zorundadır.

Birisi çıkıp da “Trabzon Valisi Bölge Valisidir” derse, adama hemen sorarlar: “Komşu illerin valileri nedir?” diye!

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap