SON DAKİKA



Haber > Gündem > Yaşam biçimimiz 3-Ş: Şike, Şiddet, Şöhret!..

Yaşam biçimimiz 3-Ş: Şike, Şiddet, Şöhret!..

07 Nisan 2015 Salı - 10:31








“3-Ş” dediğimiz, “ŞİKE, ŞİDDET ve bunlar üzerinden ŞÖHRET”tir.

*

Birinciden başlayalım, yani ŞİKE’den. Tamamen Trabzon üzerine odaklandırılmış bir oyunun parçası olan menfur saldırının temeline oturtulan ŞİKE, yani rüşvetin, en doğrusu bilinen adıyla paranın, kayıtlardaki şekliyle maddi çıkarın bu ülkede olmadığı yer, uğramadığı sektör, geçerli kılınmadığı iş var mı? Yok. Yani bu iş sadece futbolda yok, tepeden tırnağa kadar her yerde var... Hem de, “Devlet malı deniz, yemeyen domuz” vecizesi (!) ile “Haramı bile helâl sayacak” hale getirilmiş şekliyle!..

*

Gelelim, ikincisine yani ŞİDDET’e... Bu ülkede en tepedekinden en diptekine kadar, kırmadan incitmeden, itelemeden ötelemeden, eleştirmeden aşağılamadan konuşan; dilini şiddetle kullanmayan, kem söz söylemeyen var mı? Yok. Hem de “Hoca yellenende cemaat boca eder” derecesinde “Ağzından çıkanı kulağı duymadan” konuşan, “Amaca ulaşmak için her söz mubahtır” hesabı ile “Gözünü yumup, ağzını açan” tepedekiler o kadar çok ki... Sonrasında ise elle, kolla, bıçakla, tabancayla, topla tüfekle, bombayla şiddetin araçla güçlendirilerek kullanıldığı hâl her geçen gün artmıyor mu? Evde, işte, sokakta, salonda, sinemada, dağda, bağda, bayırda, okulda, camide, işte aşkta!..


*

Ve de ŞÖHRET’e, yani kendine öyle veya böyle yer edinmeye, ŞİKE ve ŞİDDET ile cismini değil ismini adam yerine koydurtarak ellerine geçirdikleri makamları vermemeye, kendilerinden söz ettirmeye çalışanlar... İşte bunun içindir Hünkâr Hacı Bektaş Veli; “Eline, diline, beline sahip ol” diye boşuna uyarmamış. Ama, dinleyen kim? Kâale alan kim? Eliyle (rüşvet vererek), diliyle (kendi dışındakilerin hepsine kem söz ederek) ve de beliyle (silahları kullanarak), ŞÖHRET sahibi olmayı ben diyeyim “meşru sayan”, siz söyleyin “doğru sanan”, onlar desin “helal koyan” bir toplum, bir insan yığını haline dönüştürülmüşüz vesselam...

*

Onun için sadece bu ülkede son günlerde İstanbul Adliyesi, Emniyet Müdürlüğü ve Fenerbahçe otobüsüne yapılan saldırılara takılıp kalmayın. Bunlar sadece geçmişten gelen, bugünlerde ise zirveye çıkarılan bir oyunun, bu sürecin parçası... Hem de bugün bir yandan, DHKP-C gibi bir taşeron örgüt için “terörle bir yere varılamaz” tekerlemesi ile saldırılara lanet okuturken, diğer yandan 40 bin kişiyi katleden, dünyanın en büyük terör örgütü PKK ve onun başındaki cani ile İmralı’da kahvaltı masası, Kandil’de ziyafet sofrası kurarak barış görüşmeleri yapanlar eliyle sunulan sürecin bir parçası...

*


Trabzon’un, dışarıdaki hainlerin tezgahları, içeride de Hamilton’un; “Haklı bir davaya en büyük zararı muhaliflerin sert eleştirileri değil, yandaşlarının akılsızca ve ölçüsüzce destekleri verir” dediği türden olanların davranışları, son 15 yıldır yazılan senaryo üzerine çevrilen bir film ile düşürüldüğü hak etmediği hâl!.. * Ben diyeyim “Bindirilmişiz”, siz söyleyin “Binmişiz”, onlar desin “Bindiler”, bir alamete gidiyoruz kıyamete... Allah (C.C) sonumuzu hayreylesin... İnşallah, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın dediği gibi olur. Olması için çaba gösterelim, dua edelim: “Nâcar kalacak yerde, Derman ider ol derde, Nâgah açar ol perde, Mevlâ görelim neyler, Neylerse güzel eyler.”

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap