15 Temmuz darbe girişiminin devamında hükümet; devletin içerisine çöreklenen FETÖ'nün temizlenmesi için tüm örgüt mensupları açığa aldı yada ihraç etti. Bu minvalde Jandarma bünyesinde yaşanan açığa alınma ve ihraçlar sonrası oluşan personel açığının giderilmesi için, kurum içerisinde görevli personelin bir üst statüye yükseltilmesi amacıyla çalışma başlattı. Bu çalışma kapsamında kullanılan bir ibare ise uzman jandarmaları rahatsız etti. Emekli Uzman Jandarmalar Derneği Genel Başkanı Emekli Terör Gazisi Adnan Oğuz ise konu hakkında açıklamalar yaptı.

TSK PERSONELİNİ UNUTMAMAK GEREKİR

Oğuz, "15 Temmuz 2016 Tarihinde meydana gelen darbe kalkışması başta Sayın Cumhurbaşkanımızın İBB’İken kendisine yöneltilen “Başbakan olsanız darbe olsa ne yaparsınız” sorusuna verdiği “karşısında dururum” diyerek o gece için gereğini yapması ile Yüce Milletimizin üstün gayreti ve direnişi sayesinde başarıya ulaşamamıştır. Mensubu olduğumuz Jandarmanın onurlu mensuplarının, verilen kanunsuz emirleri yerine getirmemesi ve getirmemekle kalmayıp bizzat karşısında göğsünü siper edip Şehit düşen birçok isimsiz kahraman TSK personelini unutmamak gerekir. Bu uğurda Şehit düşen, Gazi olan ve darbenin karşısında dimdik duran bu vatan evlatlarını bir kere daha nezdiniz de şükran ve vefa ile anıyoruz" diye konuştu.

Kurumlar nezdinde personel teminine değinen Oğuz, "Jandarma dahil tüm kamu kurumları personel açığının giderilmesi için personel teminine başlamıştır. J.Gn.K.lığı içerisinde meydana gelen Subay/Astsubay açığının giderilmesi için ise; halihazırda Kıtalarda görevli personellerden bir st statüye yükseltilmesi düşünülmektedir. Lakin, yayınlanan emirde;

ONURUNU KIRMIŞ PERSONELİ RENCİDE ETMİŞTİR

“Vatanını Milletini Seven” personel ibaresi; görevinin başında olan binlerce Subay olacak Astsubayları, Astsubay olacak Uzman Jandarmaların onurunu kırmış personeli rencide etmiştir.  Kalkışmaya en az destek veren bir elin parmağını geçmeyecek kadar olan 25 000 personelden FİİLİ OLARAK HİÇ BİRİ KATILMAMIŞ OLUP SORUŞTURMAYA ESAS 5-10 Uzman Jandarma vardır. Bu insanlar vatanını milletini seven insanlardır. Bu insanlar vatanını milletini sevmeseydiler vatanına ihanet eder, milletine kurşun sıkarlardı. Kim ne yaparsa yapsın herkes biliyor ki ihanet edenlerde kurşun sıkanlarda bellidir. Bu onur kırıcı davranıştan ötürü kurumu kınıyoruz. 

İç Hizmet Kanununa da değinen Oğuz şu açıklamaları yaptı:

Darbelerin kaynağına bakacak olursak bunların teşebbüsünün ne kadar kolay olduğunu ve amirlerinin icra makamı üzerindeki etkiyi inceleyecek olursak, aslında işin çok basit bir cümleden kaynaklandığını görebiliriz. İç hizmet Kanununda bulunan Disiplin’ in tanımı “Disiplin: Kanunlara, nizamlara ve amirlere mutlak bir itaat ve astının ve üstünün hukukuna riayet demektir”. Burada her şey normal gibi görünmekle birlikte “amirlere mutlak itaat” kısmı sorunludur. Bir örnekle açıklamak gerekirse Amir iyiyse ast kanuna uygun olarak görevini yapar amir kötüyse sıkıntı o zaman başlar. Jandarma Genel Komutanlığının atama, yer değiştirme sicil bir üst statüye geçiş dâhil hepsinde en önemli konu amir kanaatidir. Amir kötü olduğunda personel bir ikilem yaşar, yükselmek için amire biat etmek yâda keyfi emirlere karşı gelip bir çok sıkıntı ile uğraşmak. Yıllarca bu sorunla uğraşan birçok personeli bizzat biliyoruz. Bu kalkışmanın artık son olmasını umut etmiyoruz bilakis şiddetle istiyoruz.

Biz Emekli Uzman Jandarma Derneği olarak ve güzide kurumumuz Jandarma Genel Komutanlığının emekli bir mensubu olarak Jandarma Genel Komutanlığının personel teminin bir an önce revize edilerek personel seçiminin sadece kurumun kendi inisiyatifine bırakılmamasını, Son yayınlanan emirle oluşturulacak komisyona sivillerin de dâhil olmasını arzuluyoruz. Bunun nedeni kurum içerisinde yıllardır görev yapan ve bu darbeci kanunsuz zihniyete karşı duran personelin yıllardır ezildiği, hor görüldüğü, çeşitli bahanelerle ceza verilerek, sürekli yer değişikliğiyle sindirilmeye çalışıldığını çok iyi biliyoruz. Şu anda kurum içerisinde tüm terör yandaşlarının temizlenip temizlenmediğini bilmediğimiz halde bu komisyonlara sızıp sızmayacağını garanti edebilirmiyiz? Adil olarak oluşturulacak bir komisyonun yapacağı değerlendirmede görülecektir ki bırakın bir üst statü olan Astsubay rütbesine yükselmeyi yeterli bilgi ve beceriye sahip Subay olacak birçok şerefli Uzman Jandarma’ nın olduğu net olarak tespit edilecektir. 1950’ li yıllarda Uzman Jandarmalar Astsubay olmadan direk Subay olabilmekteydiler. Oysa bu gün bırakın Subay olmayı Astsubay bile olmaları amirin iki dudağının arasında çıkacak söze bakmaktadır.

15 Temmuz darbe kalkışması sonrası yapılan sınavların, verilen cezaların ve sicillerin ne kadar adil olacağını, bu komisyonun tekrar kurum inisiyatifine bırakılmasının camiaya güven vermeyeceğini belirten OĞUZ, taleplerinin dikkate alınacağını umut ederek görüşlerini şu şekilde dile getirmektedir. 

1. İçişleri Bakanlığı Emniyet Hizmetlerinde görevli polis memurlarına yaş haddini göz önüne almayarak personeli için 45 yaşına kadar “Komiser” olma hakkını getirerek, liyakatli personelin önünü açmıştır. Bu gün Jandarma bünyesinde görevli Uzman Jandarmaların aldıkları askeri eğitim öğretim ve branşlaşmayı gerektiren kursları itibariyle J.Astsubayları ile aynı sürede ve aynı müfredata haizdirler. Hali hazırda Uzman Jandarma Kadrolarının da kapatılarak Astsubayın yerine Astsubayın görevini ifa etmelerinden tüm uzman jandarmaların bir defaya mahsus görev süreleri baki kalmak kaydı ile “Astsubay Çavuş” rütbesi ile “Astsubay” statüsüne dahil edilmeleri,
2. Personelin bir üst statüye geçirilmesi işlemleri dâhil tüm personel temini işlemleri şeffaf ve adil olmalı, bunun için sivil denetim olma şartı,
3. Bir üst statüye geçmek için talepte bulunan personel dâhil tüm personelin darbe kalkışmasına karışan komutanlarca verilen sicil ve cezalarının kurulacak olan bir komisyon tarafından değerlendirilerek haksız olanların iptal edilmesi yâda değiştirilmesi,
4. “Disiplin: Kanunlara, nizamlara ve amirlere mutlak bir itaat ve astının ve üstünün hukukuna riayet demektir” tanımındaki “amirlere mutlak” ibaresinin çıkarılmasının uygun olacağı çünkü amirin kanuna uygun verdiği emri ast yapmakla mükelleftir. Asıl olan kanundur amir sadece kanunu gözeten ve uygulayandır. Bu ibare yıllardır yanlış yorumlara yol açmaktadır.