CHP Trabzon Vekaleten İl Kadın Kolları Başkanı Canan Kukul ve Kadın Kolları gönüllüleri...
Annem, Boğaziçi Üniversitesinde İngilizce öğretmenliği yaparken çocuktum. Bakıcı bulamadığında beni de derslere götürürdü. En büyük eğlencem, ders boyunca abi, ablaların dikkatini dağıtmak ve onlar için dersi kaynatmaktı. Oturdukları tek kişilik sıralar, pek havalı gelirdi bana. ODTÜyü kazandığımda o sıralara ulaşmış olmanın mutluluğunu anlatamam. Sadece bana ait olan sıra, bana ait düşünceler ve bilgiyle beraber toplumda birey olarak söz hakkına sahip olmanın simgesi gibiydi. CHPden içeri girdiğimizde kenarda duran sandalyeleri görünce, aklımdan ilk geçen düşünceler bunlar oldu...
Toplantı salonuna geçip, kürsüye yerleştiğimizde, en keyif aldığım iletişim şekli başlamıştı. Kadın kadına, hep bir ağızdan konuşup nasıl anlaştığımızı merak edenler, bir de bu röportajı kayıt cihazından nasıl deşifre etmeyi başardığımı bir bilseler... Küçük bir kadın meclisi tadındaki ortamda, kah anlaşıp, kah tartışarak sohbete başladık. CHP Trabzon Vekaleten İl Kadın Kolları Başkanı Canan Kukul, ara ara yükselen seslerin içinde, sakin ve güven veren ses tonuyla çıkışlar yaparak, konuyu toparlıyordu. Genellikle bağırınca sözümüzü dinlettiğimizi sanırız; ancak Canan Kukulun zarif otoritesi, bunun aksini ispatlıyordu.
İstanbulda yapılan kadınlarla ilgili forumlardan ve yürüyüşlerden bahsettim. Forumların bilgilendirme ve bilinçlendirme anlamında çok yararlı olduğunu, yürüyüşlerin ses getirdiğini ama hukuki anlamda iyileştirmeler yapılması için, kadınların politik platformda daha etkin olması gerektiğini konuştuk bir süre. Bu yüzden, kadın kollarının kendilerini tanıtmasının ne kadar önemli olduğunu düşündüğümü söyledim. Sorular cevapları, cevaplar yeni soruları doğururken, röportaj doğal akışında kendiliğinden ilerledi...
Muhalefetsen işin çok zor
CHP Kadın Kollarının çalışmalarını etkileyen en büyük sorun bütçe azlığı mı?
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Trabzonda kadın kollarında hizmet yapmak çok zor. Hele bir de muhalefet partisiysen ve elinde vatandaşa giderken belli bir bütçen de yoksa, çalışmak daha da zor. Bunu, sadece Trabzon için demiyorum. Anadoluda veya Karadenizde muhalif partideyseniz, sıkıntınız vardır. Halka gidip ona sıkıntısını nasıl çözeceğini anlatsan da, eğer ona giderken yanında ona vereceğin bir şey yoksa dinlemiyorlar. Siyaset para olmuş. Parayla, kumanyayla oylar saf değiştiriyor. Tüm seçmenler için demiyorum, ama genel olarak Türkiyenin gerçeği bu.
Bu yardım sadece ihtiyacı olanlara yönelik yapılmıyor mu?
CANAN KUKUL: Sosyal devletlerde, fakir fukaraya yardım ve destek vardır. Ama bu yardım kısa bir süre içindir, çünkü sosyal devlet, işi olmayan kişiye iş bulur ve onu hayatın içinde ayakları üstünde durması için destek olur. Şu anda iktidar, resmen bunun tam aksini yapıyor. Diyor ki, ben sana bakacağım kumanyanı vereceğim, sen çalışma, karın da evde çocuk doğursun... Ona da ben bakacağım! Nereye kadar? Üretim düşüyor, masraflar artıyor. Üstelik insanlar, ya bu kumanya kesilirse korkusundalar. Kimse, ben çalışayım, bir işim olsun, demiyor. Kimse geleceği düşünmüyor. Anı kurtarmaya bakıyor.
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Trabzon küçük bir yer. Her ne kadar büyük şehir de deseniz, hepimiz komşuyuz. Trabzonun bir Uzunsokağı var. Burada herkes, herkesi tanır. 7den 70e bizim bildiğimiz o kadar insan var ki... Devlet onları çalışıyor gösteriyor. Daha düne kadar elektrik su parasını veremeyenler bunlar. Bugün ciplerle geziyorlar.
Sorun CHP kadınlarına göre, insanların refah düzeyinin artması değildi. Keşke herkes ciplere binseydi. Ama bir kısmı zenginleşirken, diğerlerine sadece kumanya düşüyor olmasını ve haksız kazançla zenginleşenleri bilmelerine rağmen, yine de makarna ile oylarını değiş tokuş eden insanları görmek onlar için endişe vericiydi.
İnsanların yaşam koşullarını maddi yardımlarla iyileştirmenin yanı sıra, asıl amaç ne olmalı? Yanlış nerede başlıyor?
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Bir anımızı anlatırsak daha iyi anlayacaksınız. Yüksek köylerimizden birine ziyarete gitmiştik. Gittiğimiz evin kapısının önünde, yalakta çamaşır yıkayan bir kadın vardı. Mart ayı burada çok soğuk olur. Elleri kıpkırmızı. Evde su akmıyormuş, evinde çamaşır makinesi yok. CHPnin önerisi olan Aile Sigortasını anlattık. Verilecek kartla para alacağını, eşine iş bulunacağını... Aile sigortası kartıyla sadece kumanya olarak dağıtılan makarna değil, istediğini alma şansı olacağını... İş bulunduğunda ailesinin, çocuklarının geleceğinin nasıl değişeceğini... Artık burada çamaşır yıkamak zorunda olmayacağını... Saatlerce dil dökerek anlattık. Kadın, durup kumanya verip vermeyeceğimizi sordu. Öyle yanlış bilgilendirilmişler ki... Devletin yaptıklarını da hükümet yapmış gibi görüyorlar. Sanki hükümet değişse, bu ayrıcalıklar bitecek zannediyorlar, söylenene inanmıyorlar.
CANAN KUKUL: Sadece yardım amaçlı makarna dağıtmak değil, geleceklerine yatırım yapmak önemli. Halka fark ettirmek gerek... Kazancı, yediği, içtiği helal olmalı. Ürettiğiyle kazanmalı. Hem kendisine, hem Türkiyeye faydası olmalı. Düşünün kermes yaptık, el işlerinizi getirin, hem de kazancınız olsun, dedik... Gelmediler. Kermesler düzenleyebildiğimizde para topluyoruz. Okulların ihtiyaçlarını gideriyoruz. Okul derken... 4 yaşındaki çocuğu kuran kurslarına gönderiyorlar. Neredeyse okula gönderemeyecekler. Neden? Çünkü yeni okullar, ulaşımı kolay okullar, hep imam hatip oldu. Eski binalar lise...
"Volkan Beyin başkan seçildiği, bir önceki mahalli seçimlerde, öyle bir çalışma yaptık ki, seçimi alacağını 3 gün önceden biliyorduk..."
Trabzonda CHP Kadın Kolları olarak çalışma sisteminizden bahseder misiniz?
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Bizlerin yaptığı iş tamamen gönül işi... Evimizden, çocuğumuzdan, eşimizden zaman çalarak, akşamlara kadar ekipler halinde çalışıyoruz. Her hafta toplantı yaparız ve yaptığımız toplantılar sonucunda programımız ortaya çıkar. Bu program doğrultusunda ziyaretler yaparız. Seçimler yaklaştıkça mahalle mahalle dolaşıyoruz. Üniversiteden gönüllü arkadaşlar yardım ediyor, krokiler çıkarıyoruz. İnanın bu mahalleler az değil, 42 mahalle... Ve öyle birbirine yakın mahalleler de değil. Yine de, kapı kapı dolaşıyoruz.
Bu çalışmalarınızdan olumlu sonuçlar alıyor musunuz?
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Volkan Canalioğlunun belediye başkanı seçildiği, bir önceki mahalli seçimlerde, öyle bir çalışma yaptık ki, Volkan Beyin seçimi alacağını 3 gün önceden biliyorduk. Çünkü o seçimlerde sokak sokak, nokta tespitlerle, çıkacak sonucu üç aşağı beş yukarı çıkartmıştık. Ama bu seçimlerde sandıkta ne olduğunu anlamadık. Çok olumlu tepkiler almamıza rağmen, sonuç inanılır gibi değildi. Sandık görevlileri konusu çok önemli.
HER ŞEY SANDIKTA BİTİYOR
Bu konuda nasıl bir çalışma yapılmalı?
CANAN KUKUL: Herkes sorumluluk almalı. Sandık görevlileri, geleceklerine dair imza atmışlarsa, sözlerinin arkasında durmalılar. O görevliler de kontrol edilmeli. Her şey sandıkta bitiyor.
İstanbulda da uzun süredir bu konu konuşuluyor. Neredeyse herkes sandıkta görev almaya aday ama toparlayıcı bir hareket gerçekleşmiş değil. Partilerin sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışmasının ve halkı bu şekilde örgütleyebileceklerini düşünerek sordum:
STKlardan destek almıyor musunuz?
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Biz onlara destek oluyoruz; onlar bize olmuyor. Seçim öncesi toplanıyoruz. Ama seçim, sandık zamanı gelince biz kendi kendimize kalıyoruz. Biz de onlardan destek bekliyoruz. Bir kişi bile gelmiyor. Biz onların bütün faaliyetlerine, yürüyüşlerine destek oluyoruz.
Politikaya, partilere uzak duran halkın, sivil toplum kuruluşlarını daha çok benimsediğini biliyordum. Bu konuda, bir barış ve çalışma sürecinin başlaması, insanların politikaya ısınması ve söz hakkına sahip olmaları açısından siyasete katılmaları sonucunu doğuracaktır. Şu anda sohbet ettiğim kadınlarla birlikte çalışmak istemeyecek bir tek sivil tanımıyorum... O yüzden, bu röportajlar, daha da çok önem ve anlam kazandı. İnsan gücü ve desteğinin az olduğu yerde maddi sorunlar da başlıyor olmalıydı...
Sizin bu çalışmalarınızı ve projelerinizi gerçekleştirmeniz için partinizin ayırdığı bir bütçe var mı?
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Bizler, çok kısıtlı imkanlarla burada hizmet etmeye çalışıyoruz. Genel merkezden gelen bir bütçemiz yok. Genel merkezin de öyle bir bütçesi yok. Biz, arkadaşlar, bir araya toplanıyoruz. CHP olarak diyorum... Trabzona gönül verenler olarak diyorum. Herkes evinden, boğazından eksilterek, aramızda 5 lira, 10 lira topluyoruz.
CANAN KUKUL: Bütçemiz, cebimizden, birikimlerimizden ne kadar toparlayabilirsek, o kadar. Parti sadece arabamızı verir. Zaman zaman da kermesler düzenliyoruz, pastalar yapıyoruz, yöresel yemekler yapıp satıyoruz. Bu topladığımız paralarla ihtiyacı olanlara, sıkıntısı olanlara, elimizden geldiğince yardımlar yapmaya çalışıyoruz...
Biz de Müslümanız
Çalışmalarınız sırasında başka sorunlarla da karşılaşıyor musunuz?
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Kılık kıyafetle değerlendiriyorlar. Biz, namazımızı kılarız, orucumuzu tutarız. Kuran okuruz, komşularımızla iyi geçiniriz, haram yemeyiz. Ama kılığımıza bakıp, başımız açık olduğu için, siz Müslüman değilsiniz, diye bakanlar da var. Şekilcilik yerleşti insanların kafasına. Din, bireysel bir özgürlük olmaktan çıktı. Toplumsal bir soruna dönüştürüldü. Atatürk de dinsiz olarak lanse edildi. Bunun düzeltilmesi gerek. Kapılarda anlatmak yetmiyor. Uzun uzun konuşmak lazım. Artık ev toplantıları yapacağız.
CANAN KUKUL: Atatürk, Diyanete en büyük bütçeyi ayırmış. Toparlamak için kendi cebinden maddi destek vermiş. İlk meclisin açılması Kuran okunarak olmuş. Halka din konusunu anlatmak lazım. Atatürkün dine verdiği önem anlatılmalı. Bu dönemdeki koşullanmalarla, CHP kadın kollarında çalışmak zor... Ama partiye kayıtlı olmasak bile, amacımıza gönülden bağlıyız. Atatürkçüyüz; gerçekleri anlatmak ne kadar güç olursa olsun, kadınlarımızı ve toplumu çağdaşlık seviyesine taşımak için yine çalışırız.
Kadınlar sorunlarına takıldıkları zaman kendilerini dibe çekerler. Aslında ne kadar güçlü olduklarını unuturlar. Dostlar, bugünler içindir işte. Başardıklarını ve ne kadar güçlü olduklarını hatırlatmak için...
Bu kadar engele rağmen neler yaptınız? Başarıya ulaşan projelerinizden bahseder misiniz?
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Parti okulu projesi, engelliler için yaptığımız projeler ses getirdi. Köylerden birinde Halk Eğitim Merkezi vardı. Eski, köhne bir yer. Kadınlar için yeniden bakımı yapıldı. Sağlık çalışmaları yapıldı. Halk çok memnun oldu. Üstelik muhtarı AKPliydi. Her şey oy demek değil. Onların mutlu olduğunu görmek bile yetiyor bazen. Bunun için çalışıyoruz. Keşke hepsi fark etse... Kadınlar, sivil toplum örgütleri destek olmalı. Sayımız da yetmiyor. Yetişmekte zorlanıyoruz.
7 AYDA 7 BÖLGE CHP KADIN KOLLARIDAYANIŞMASI
Diğer illerden destek alıyor musunuz? Böyle bir yardımlaşma sorunlarınızı çözmez mi?
CANAN KUKUL: CHP Kadın Kolları Başkanımız Hilal Dokuzcan, "7 Ayda 7 Bölge" isimli bir proje düzenledi. Kadın kolları bir araya toplanıp, ihtiyaç olan şehirlere yönelik çalışmaları konuştuk. Toplantı olan illere gidildi. Belediyesi CHP olan illerde çalışmalar çok verimli oluyor.
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Kazalarda yaptığımız araştırmaları toparlıyoruz. Danışma kurulu oluşturuyoruz, genel başkanımıza iletiyoruz ve genel bilgi iletişimi oluyor. Maddi ya da gönüllü anlamında değil, ama fikir alışverişi yapılıyor. Yol haritası çiziliyor.
Çok güzel çalışmalar bunlar. Ama anlamadığım konunun nerede düğümlendiği... Köylerde eğitim almamış kadınlar olmakla beraber, benim gözlemim Karadeniz kadınını eğitim düzeyinin diğer bölgelere oranla daha yüksek olduğu yönünde. Yanılıyor muyum?
CANAN KUKUL: Doğru... Karadeniz kadını, özellikle Trabzon, çok bilinçli; Doğu kadınından farklı. Kocam bilir, diyor ama her şeyin de farkında. Yeri gelince kocasını da ikna edebiliyor. Ben, Erzurum Başkaleliyim... Okuma seviyesi az, yerleşim yeri dolayısıyla merkeze uzaklar. Ayakları üzerinde durmaları zor ama burada farklı. Karadenizde konu okumuş olmak değil, ihtiyaçlarının giderilmesi ile alakalı. Hükümet kim ise, karşılıksız yardımı ondan bekleyecekler. CHP hükümet olsa o güce sahip olduğunda onun peşinden gidecekler. Karadeniz kadını çok güçlü aslında. Kendisi de farkında değil belki de... Çaba gösterse, istese, kendisine vaat edilenlerin katbekat fazlasına ulaşabilir.
Kadınlar öncelikle çocuklarını düşünüyor
İstanbulda HESlerle ilgili yapılan forumlar aklıma geldi. Ekoloji ve kadın konulu forumlarda, kadının doğası için verdiği savaştaki kadın dayanışmasının temeli tartışılmıştı. Kendi öz hakları için sessiz kalan kadının, doğa için birleşmesi ve ayaklanmasının arkasındaki sebepler aranmıştı.
HES direnişlerindeki kadınlar bu söylediğinize bir örnek midir?
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Kesinlikle... Tonyada HES kurulacak. Kurulsun, çocuklarımıza iş imkanı olur, diyorlardı başta. Biz anlattık... Doğanız yok olacak diye tüm detaylarıyla anlattık. Ulaşmak, bire bir bilgi vermek gerekiyor. Durdukları yerde harekete geçmiyorlar. Daha önceki HESlerin halka yaşattıklarından habersizler. Her konuda örneklemelerle bilgilendirme yapmak lazım. Kadınların bir araya gelmesi lazım. Daha çok ilgi göstermek, ziyaret etmek gerek. Seçim vaktinin beklenmemesi lazım. Daha fazla iletişim kurarak, kadınlara kendi geleceklerinin, Türkiyenin geleceği olduğu anlatılırsa, üstesinden gelemeyecekleri sorun yok. Kadınlar gerçekten önce çocuklarını düşünüyorlar.
Başbakanın 3 çocuk yapın. önerisine nasıl bakıyorlar? Sizler nasıl bakıyorsunuz?
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Artık beşinciyi doğuranlar var. Zaten hükümet parasını verecek, 5 çocukla emekli olacağım, diye, çocuklarının geleceği garanti altında zannediyorlar. Yanlış yönlendiriyorlar. Tutturmuşlar erken emeklilik diye. Halbuki bu proje tamamen "Kadının çalışma hayatında ne işi var?" projesidir. İşte bunların anlatılması şart.
Atatürk de halkın gençleşmesi için böyle bir çalışma yapmış. Aynı şey değil mi?
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Evet yapmış. Ama o zamanki gibi işgücü ihtiyacı, istihdam sağlamak için üretim yok. Fabrika açılışı duyuyor musunuz? Varsa yoksa inşaat. İşsizlik artacak. Kadınlar iş hayatından çekilirken, çocuklarını başka ülkelere işçi olsunlar, diye mi doğuracaklar?
HALK POLİTİKACI DEĞİL, ŞAHSİYET İSTİYOR.
Seçimler yaklaşıyor. CHP Trabzon adayınız belli mi? Kimi destekliyorsunuz?
Trabzonda CHP hangi ilçeden, büyükşehirden kimi aday gösterirse, biz onu destekleyeceğiz. Kadınlar olarak, arkasında dimdik duracağız. Bizim Trabzondan yana hiçbir sıkıntımız yok.
CHP ve kadın kolları için, her şeyi değiştirecek tek çözümün doğru adaylar olduğunu konuştuk. Belediye seçimlerinin Türkiyenin şu andaki durumunu ve geleceğini etkileyeceğine inanıyorlardı. Bu düşüncelerine katıldım. Benim gördüğüm de, insanların CHPnin muhalefetinden memnuniyetsizlikleri yüzünden partiye değil, isimlere odaklanmış olduklarıydı. Halk, seçimler için "politikacı" değil, "şahsiyet" istiyordu CHPden.
İstanbulu takip ediyor musunuz? Büyükşehir Belediyesi için aklınızda, beğendiğiniz bir isim var mı?
CANAN KUKUL: İstanbulda Mustafa Sarıgül adaylığını Sivas gezisinde açıklamış. Bu bence olumlu bir gelişmedir. Şafak doğmadan kalkıp, fırınları, çöpçüleri denetleyen bir şahsiyetten bahsediyoruz. Biz kadınlar gibi, gönüllü hizmet verecek böyle başkanlarla, onlar için çalışmak istiyoruz.
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Henüz CHP onaylamadı ama İstanbulda Mustafa Sarıgül, CHP için çok önemli bir isim. Bizler doğru kişileri, doğru yerlerde aday çıkartmak zorundayız. Mustafa Sarıgülle CHP olarak küs olma gibi bir lüksümüz yok. İstanbulu da, Trabzonu da almalıyız. Mesele CHP değil, Türkiye.
Trabzonsporun büyüsü bozuldu
Trabzonspor hepiniz için namus meselesi gibi... Son dönemde Trabzonspordaki gelişmeler için ne düşünüyorsunuz?
CHP KADIN KOLLARI GÖNÜLLÜLERİ: Trabzonspor bizim için bir sevdadır. Hükümet, tüm derneklere, sivil toplum örgütlerine el atmıştı. Sonunda sıra futbol takımlarına geldi. Trabzonsporumuza! İbrahim Hacıosmanoğlu, Başbakanın seçim otobüsünden inmiyor. Hayır, eğer bir siyasi beklentin vardı madem, neden Trabzonsporu bu işe alet ettin, diye sormazlar mı? Trabzonspor bizim kutsalımız değil miydi? Trabzonspor üzerinden siyasi hesaplar yapılmazdı. Trabzonsporun büyüsünü bozdular.
CANAN KUKUL: Trabzonspor, burada siyaset üstüydü, partiler üstüydü. Halkı birleştiren, tek yürek eden 45 yıllık Trabzonsporu, bir partinin seçmeni yaptılar. Gelişme değil, gerilemedir bu.
Karşılamaları gibi, uğurlamaları da sıcak oldu. Kucaklaşıp Sağlıcakla kalın... Yolunuz açık olsun. dedik birbirimize...
Şimdi bu röportajı bitirirken Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Ali İsmail Korkmaz, Medeni Yıldırımdan sonra Ahmet Atakanın öldüğü haberi geldi. Allah ailelerine sabır ve güç versin. Mekanları cennet olsun. Unutulmasın: Cennet anaların ayakları altındadır. Ateş düştüğü yeri yakmasın artık... Onlar hepimizin çocuklarıydı. Bizim çocuklarımız da onların annelerinin...
Çözüm sürecinde, kadınların başta olmak üzere, CHPnin görevi büyüktür. Eğer harekete geçilmezse, Türkiyenin geleceği olan genç canlar için ağıt yakan analara hesap verilemeyecektir. Kendileri için istemiyorlarsa bile, çocukların, gençlerin dokunulmazlığı için, iktidar da olsa, muhalefet ya da vatandaş da olsa, kadınların birlik olma zamanı gelmiştir.
Sevgili Canan Kukul, liderliğinize ve CHP Trabzon İl Kadın Kolları gönüllülerinin azmine inanıyorum. Aydınlık yarınlar için, kadın dayanışmasında her zaman birleştirici olacağınız umuduyla selamlıyorum hepinizi...