SON DAKİKA



Haber > Gündem > Türkiye jeopolitiği, her türlü soru ve arayışın ya

Türkiye jeopolitiği, her türlü soru ve arayışın ya

27 Kasım 2016 Pazar - 08:45








Şanghay Beşlisi, Sovyetlerin tarih sahnesinden kalktığı, ABD’nin Yeni Dünya Düzeni oluşturma projesini pervasızca gerçekleştirme çabası içine girdiği bir ortamda, 1996’da Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın katılımıyla kurulur. Özbekistan’ın katılımıyla adı 2001’de Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’ne dönüşür. Hindistan, İran, Moğolistan, Pakistan gözlemci üye statüsündedir. Türkiye 2012’den itibaren diyalog ortağı olarak kabul edilir. Bugün, Asya’dan Afrika’ya onlarca ülke, üye ya da gözlemci sıfatı ile bu yapıya eklemlenmek isteğindedir. ŞİÖ, Avrasya’nın bir örgütü olmanın ötesinde, küresel çapta bir örgüt-çekim gücü-odak potansiyeli taşımaktadır.

ŞİÖ’NUN TEMEL AMACI

ABD’nin egemenlik stratejisinin karşısında bir güç oluşturma, Avrasya’ya yönelik uzun vadeli amaçlarını boşa çıkarma, (Özellikle Çin’in giderek daha çok ihtiyaç duyduğu) enerji ve enerjiye ulaşım konusunda yeni işbirliği alanları yaratma, dışarıdan müdahalelere karşı bölgesel inisiyatifi harekete geçirme amacı taşır. Son dönemlerde, ABD ve Batı’nın Rusya üzerindeki ambargo ve bu ülkeyi kuşatma politikası, Uzakdoğu’da Doğu Çin Denizi’nde Çin ve ABD arasında giderek büyüyen Tayvan başlıklı kriz, ŞİÖ’de yeni ortak stratejik, askeri ve ekonomik çabaları arttırır.

AKP’NİN ŞİÖ’YA BAKIŞI

Yaklaşık 15 yıllık AKP iktidarı boyunca, son dönem hariç dış politikada ABD ve Batı yanlısı, hatta emperyalist güçlerin çıkarlarına hizmet eden bir politik duruş gördük. Ki, bu politika ABD’nin Irak işgalini destekleyecek, ABD’nin yeni egemenlik projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi adına operasyonlar yapacak, komşusu Suriye’de kanlı ve dramatik süreci destekleyecek ölçüde uygulandı.


ERGENEKON-BALYOZ VE ŞİÖ

AKP-Fethullah Cemaati koalisyonu döneminde, hükümetle Türk Silahlı Kuvvetleri ile yaşanan en önemli gerilim noktalarından biri bu oldu. TSK, Türkiye’nin ulusal çıkarları için Batı’dan daha çok Rusya ve ŞİÖ’ne yakın bir çizgi izlemeye başladı. Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonların temel amaçlarından biri de, Türkiye’yi Batı’dan ŞİÖ’ye yaklaştıracak “Avrasyacı’’ çabaları ABD ve Batı adına engellemek ve bu kadroları tasfiye etmekti.

ERDOĞAN’IN İTTİFAK ARAYIŞI

Ne zamanki AKP ile Cemaat ayrıştı, birbirine karşı ülkenin varlığını bile tehdit eden bir iktidar ve çıkar savaşı başladı, o zaman Erdoğan da cemaatin arkasında bulunan ABD’ye karşı mesafe koydu. İçeride ordu ve ordudaki ulusalcı güçlerle yaklaşma politikası izlerken, dışarıda ABD’ye karşı Rusya ve Doğulu güçlerle dirsek temasına geçti.

AB’YE KARŞI ŞİÖ KOZU!


Erdoğan’ın Şanghay vurgusu ilk değil. Bir süre önce Avrupa Birliği ile ilişkilerde yaşanan pürüzler nedeniyle gerekirse ŞİÖ’ya girmenin düşünülebileceğini söylemişti. Türkiye’nin giderek demokrasiden ve hukuk devletinden uzaklaştığı eleştirilerinin zirve yaptığı, Erdoğan’a yönelik eleştirilerin çoğaldığı bir dönemde Erdoğan yine aynını yaptı, ŞİÖ ile AB’ye mesaj verdi. Avrupa Parlamentosu’nun AB-Türkiye ile ilişkilerin dondurulması tavsiye kararı sonrası, bu eğilimin daha da artması bekleniyor. Yani Erdoğan, ŞİÖ’nun temel varlık nedenlerine uygun bir bakıştan çok, Batı’ya karşı bir koz olarak ŞİÖ’yu kullanma çabasında.

TÜRKİYE ŞİÖ’YA GİRMELİ Mİ?

Bu soruya verilecek yanıt, bir dış politika kararından çok daha büyük ve derin anlamlar taşıyor. ŞİÖ’ye üye olmak demek Türkiye’nin yönünü tamamen Batı’dan Doğu’ya dönmesi demek. Ki, bunun stratejik, askeri, ekonomik, siyasal, kültürel, sosyal birçok önemli sonucu olacaktır. Türkiye ABD ve Batı’ya bağımlı olmak, emperyalizmin çıkarlarına hizmet etmekle ne kadar büyük hatalar yapmışsa, Batı’dan tamamen koparak ŞİÖ’ya girmesi de o kadar hatalı olacaktır. Türkiye’nin eşsiz ve zorlu jeopolitik konumu, her sorunun yanıtıdır aynı zamanda. Türkiye, bağımsızlığını özenle koruyarak, hem Batı, hem Doğu ile dengeli, ortak çıkarları esas alan bir ilişki sistemi kurmak durumundadır. Böyle bir politika aynı zamanda, başta yakın coğrafyalar olmak üzere dünya için çok önemli roller oynayabilir.

İKTİDAR BUNUN NERESİNDE?

Bu yaklaşım, günlük, yararcı-çıkarcı, ulusal çıkarları değil kişisel-iktidar pozisyonunu önemseyen politikalara terk edilmeyecek kadar önemli ve yaşamsaldır. Bu yaklaşım güvenilir, herkesin saygı duyacağı, olgun, barışçı ve işbirliğini esas alan bir politik bakışla mümkündür. Bugün ülkeyi yöneten anlayış bu bakış ve perspektifin çok ama çok uzağındadır


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap