Hiç şüphe yok ki; insanlık için söylemiş olduğun “Yurtta sulh cihanda sulh” söylemini, tüm dünyada o ana dek hiç bir devlet başkanı ne düşünebilmiş, ne de idrak edebilmiştir. Dünya’ya bıraktığın bu değerli hediyeye hala fiyat biçilemezken, “Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğü kazanır, bazılarına da büyüklük yakıştırılır” deselerse de inanmam. Sen kendi ülken ve de insanlık için tüm zamanların en büyüğüsün Aziz Atatürk... Yaşamın boyunca bu kadar çileyi; kimin için, ne için, nasıl da yaşamışsın, ona yanmamak elde mi? O zor şartlarda elde avuçta yokken, etrafında devrimlerine ,reformlarına karşı çıkan (gerçek Müslümanları tenzih ederim) dinci yobazlar varken, hatta “İngiliz mandasına geçelim” diye iki şalvarından birini yırtan gerçek vatan hainleri varken; Gürcüsü ile, Çerkezi ile, Kürdü ile, Alevisi ile Lazı ile hepimizi ülke adına bir arada tutmayı planlayarak, hayata geçirmenin nasıl bir şey olduğunu Abraham Lincoln, George Washington, Winston Churchill bilebilirler miydi, seni arş-ı aleme, gönüllere sığdırmak kolay mı Aziz Atam. Bir yüz yıl daha geçse, eşin benzerine rastlanır mı onu da Allah bilir...

Sayın Ali Sirmen bir sözünde “’Bizi kim kurtarır’a takılıp kalan ülkeler biçare kalan ülkelerdir” dediğinde; senin kurduğun cumhuriyette bir endişeyi taşımıyorduk, oysa 15 Temmuz bize gösterdi ki; devletin her kurumunda insan olduğumuzu, bu ülkenin neresinde mutlu olacağımızı hatırlayacak bir yerin olup olmadığını önümüze 15 temmuz koymuştur.  Bunca olumsuzluğa rağmen, “Peygamber ocağı” dediğin Türk ordusunun vatansever evlatları sayesinde, Türkiye Cumhuriyeti senin yolunda yürüyen paşalar sayesinde paramparça olmaktan kurtulmuştur. Emanet edip bıraktığın özgürlük simgesi Türk bayrağı şimdi layık olduğu yerlerde dalgalanırken şimdi yapılacak daha çok şeylerin olduğunu anlatmanın gururunu yaşamaktadır Nasıl bir Amerika’dır ki; her şeyi planlar, her ülkenin geleceğinden kendine pay çıkarır. Dedesi İngiltere’nin projelerini sahneye koyar. Benim adıma, halkım adına o karar verir. 1965 yılında Fethullah Gülen’i kendi idealleri uğruna eğitir; her kulvarda, her ülkede önündeki pürüzleri kaldırır, devletin her kurumunda yuvalanmasını sağlar da, senin bir şeyden haberin olmaz namı diğer Sam amca... Derken; 15 Temmuz darbesi olur, hiç bir şeyden haberi olmaz. Mevcut hükümetin mi yoksa Fethullah’ın yanında mıdır? Şeklini ortaya koymaz, üstüne üstlük çok mu önemlidir onun için Feto’yu neden Türkiye’ye iade etmez, daha kullanacağı yer mi vardır bilinmez... İdamın kralını yapar, “Ülke menfaatleri için yaparım” der. Sonrasında da, gelir bizlere ‘demokrasi’ dersi verir. Gönül ister de, yaşam cevap vermez. Şimdi Mustafa Kemal Atatürk sağ olsaydı da görseydim. İngiliz’i, Amerika’yı, İsrail’i, Fransa’yı, Almanya’yı, İngiliz’in dizayn ettiği Suudi Krallığı’nı. 

Bu da yeni moda... Yıllarca Feto’nun ayağının dibinde ona biat eden, emirlerini kanun gibi algılayan gazeteci, doçent, profesör, iş adamı, binlercesi yakalanıp göz altına alınanlar, “Ben itirafçıyım. FETÖ bize böyle böyle yaptırdı, pişmanım” demekle ne olacak? Hepiniz kuş yemi mi yediniz de bülbül oldunuz? Fırsatınız olsa voltalayacaktınız. Sütten çıkmış ak kaşık mıydınız? Hep beraber ülkemiz için mücadele ederken, sizler de bizimle aynı cephede mi olacaksınız, arkamızdan mı geleceksiniz veya gelip kolumuza mı gireceksiniz?                                                                                          

UNUTMAYIN BEYLER, TABLOLAR DÜŞLER DÜNYASIDIR...

İTİRAFÇILARIN DA BU TABLODA İŞLERİ GÜÇLERİ YOKTUR, OLMAMALIDIR DA