Ankara’daki alçakça saldırı, sıradan bir terör olayı olamaz. Savaşta bile korunması-gözetilmesi gereken sivil insanlar hedef alındı bu saldırıda; işlerinden güçlerinden evlerine gitmek üzere otobüse binen ya da durakta bekleyen sıradan insanlar.

Elbette terör ya da şiddet kimi hedef alırsa alsın, mazur görülemez. Ama suçsuz, savunmasız insanları öldürerek bazı mesajlar vermeye çalışan ya da bazı amaçlara ulaşmayı hedefleyen zihniyet, bunu ne adına yaparsa yapsın asla masum olamaz.

Ankara’da son 5 ay içinde gerçekleşen 3. katliam bu. Geçen yıl 17 Ekim’de, Cumhuriyet tarihinin en büyük terör eyleminde 103, 17 Şubat’ta Merasim Sokak saldırısında 29 vatandaşımız katledilmişti. Kızılay saldırısında ise 34 vatandaşımız öldü. Hepsi canlı bomba saldırısı. İlkinde dinci terör örgütü IŞİD, ikincisinde ayrılıkçı terör örgütü PKK. Bu saldırılar hem sonuç, hem de yeni ve daha kanlı bir stratejinin ürünü.

BU ORTAM NASIL OLUŞTU?

2. Ankara saldırısından sonra şunları yazmışım: Türkiye’nin son 5 yılda sergilediği; özel olarak Suriye ve Irak, genel olarak Ortadoğu politikası, artık sadece bölge halklarına değil, bizzat Türkiye’ye kanlı faturalar olarak dönüyor. Irak’ın bölünmesinde, Suriye’nin iç savaşa sürüklenmesinde Erdoğan yönetiminin sorumluluğu var. Hükümet, bütün bu yanlışlara, kanlı tablolara, yüzbinlerce ölü, milyonlarca mülteciye, viran olmuş kentlere, kendi ülkesinde patlayan bombalara, yaygın ayrılıkçı teröre, büyük sosyal yaralara, dev ekonomik faturalara karşın, hala bu yanlışlarda ısrar ediyor. Komşularını kendine düşman yaparak, uğruna savaşları göze aldığı en yakın müttefiklerini bile ikna edemeden, Türkiye’nin güvenliğini tehlikeye atıyor.

Türkiye, bölge barışı, bölgesel çıkarlarını korumak ve tehditleri savuşturmak, kendi iç barışını sağlamak için derhal dış politikasını değiştirmek; içerideki anti demokratik, ayrıştırıcı politikalarından vazgeçmek zorunda. Dışarıda herkesle çatışarak, içeride herkesi hain ve terörist ilan ederek, hem kendisini hem de memleketi çok daha ağır sorunların içine sokuyor. Herkesle kavga ederek, herkesi suçlayarak nereye kadar?

SİYASET ÇÖZÜM ÜRETMELİ

Elbette ayrılıkçı terör yeni bir olgu değil. Ancak bölgesel ortamdaki değişim, ayrılıkçı Kürt hareketi için yepyeni umutlar yarattı. Türkiye’nin yanlış dış politikasının katkısıyla da oluşan bu kaostan kendisi için tarihsel bir sonuç yaratmaya çalışıyor. Üstelik küresel güçlerin desteğini alarak. Bu nedenle, barikat savaşından bütün ülkeyi kana bulayacak terör saldırılarına kadar her yolu deneyecek.

Terör ve şiddet girdabı içinde yol almak mümkün değil. Kuşkusuz ki güvenlik önemli. Devlet kendisine ve vatandaşlarına yönelik saldırıda önlem alacak, anayasal sistem içinde gereğini yapacaktır. Ancak çözüm ortaya koymadan, toplumsal ve siyasal uzlaşmayı sağlamadan, çatışmacı zihniyetle terör önlenemez, artar.