Gazetecilerin Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlunun HSYK ilgi yasa tasarı tartışılırken darp edilmesiyle ilgili bir soruya Kılıçdaroğ
Yıllarını yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı üzerine harcamış bir isim. Yargının bağımsızlığı için mücadele etmiş bir isim. Böyle bir isimin parlementoda HSYK ile ilgili yasa görüşülürken darp edilmesi, en azında ayıptır. Bu tasarı bir dayatmayla TBMMnin gündemine getirilmiştir. Önce şunu sormak gerekiyor, neden Bakanlar Kurulunda görüşülmüş, neden Adalet Bakanlığında görüşülmüş. Bir oldu bitiyle parlemontonun gündemine yasa teklifi getirmek doğru bir şey değildir. Yürütmeyi yasama üzerinde baskı kuran, yargı üzerinde baskı kuran bir organ konumuna getirmek doğru değildir. Kalkıp, bütün mahkemeleri, hakimleri Adalet Bakanlığına bağlarsanız, bu ülkede huzur olmaz, bu ülkede düzen tutmaz, bu ülkede barış olmaz. O nedenle başbakana açık bir çağrı yapıyorum, lütfen bu teklifi geri çekin. Bakın, dünyanın hukukçuları buna isyan ediyor. 90 yıldır kazandığımız demokrasinin ayaklarımız altından geçip, gittiğini görüyoruz. İnsanlar huzursuz. Bir yolsuzluk olayı ortaya çıktı, diye yargı üzerine bu kadar baskı yapılır mı? Çıkıp birilerinin hesap vermesi gerekir. Vatandaş adına medya soruyor, yargıç da soracak, savcı da görevini yapacak. Ne diyordu bakan, Herkes işini yapsın.' Biz de Herkes işini yapsın' diyoruz zaten. Bırakın polis işini yapsın, bırakın vatandaş işini yapsın. Siz bütün Türkiyeyi aldınız meşgul ettiniz. Savcı, polis işini yapmayacak, yolsuzluklarında üstü kapanacak, bu doğru bir şey değil. Dünyada da demokrasi açısından kötü bir sınav, bunun kalkması lazım" dedi.
ADANA'DA MÜHİMMAT YÜKLÜ İKİ OTOBÜS
Adana'da mühimmat yüklü iki otobüs yakalandığı iddiaları ile ilgili bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "İddia değil. mühimmat yüklü otobüslerin yakalandığı gazetelerde boy boy yer aldı. Otobüslerin neden aranmadığının gerekçesi başbakana bağlı? Başkana sormalı şimdi, Ne vardı?' diye. İnsani yardım vardı' dediler. İnsani yardım varsa neden aranmasın? İnsani yardımsa, peynir, makarma, ekmek, elbise, ayakkabı da çıkar. Dolasıyla dünya kamuoyuna dersiniz ki insani yardım var. Ama bunu kapatırsanız, içinde silah olduğunu sadece ben değil bütün dünya öğrenir. Türkiye bir başka ülkeye silah göndermekle kendi meşrutiyetini tartışmalı hale getirmektedir. Türkiyenin böyle bir konuma sokulması doğru değildir. Türkiye demokrasinin güçlü olduğu bir ülkedir. Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Türkiye ve bizim insanımız, bu badireleri de atlatacaktır. AKPnin böyle politikalarına bu halk son verecektir."