7 Haziran genel seçimlerinin hemen ardından, Muş Milletvekili’nin (bayan), adeta haykırarak ve de meydan okurcasına söylediği “Bu memleketten defolup gideceksiniz…” sözü üzerinde durmak gerekmez mi? Ama gel gör ki; ne siyasilerden, ne medyadan, ne de diğer toplum kuruluşlarından neredeyse yeterince tepki gelmedi. Bunun üzerinde yeterince irdeleme yapılmadı ve de durulmadı... Kim ya da kimler, hangi memleketten defolup gidecek. Orası TC Devleti’nden ayrı, başka bir devlet midir? Bu nasıl sözdür, ne demek istenmiştir? Lafa bak, söyleyene bak, söyletene bak!... Hangi memleketten bahsediyorsunuz? Orası TC Devleti’nin toprağı değil midir? Bu ne biçim sözdür, bu nasıl bir anlayıştır, bu nasıl bir provokasyondur? Bu cesareti nereden alıyorlar? Arkalarını hangi güçlere dayayarak bu cesareti gösteriyorlar? Herhalde bunu bilmeyen anlamayan yoktur. Sanki orası ayrı bir memlekettir de, oralı olmayanların o toprakları tek etmelerini istiyorlar, yani onları kovuyorlar. “Siz kimi nereden kovuyorsunuz?” diye karşı çıkan, eleştiren, bu densizliği irdeleyen var mı? Sırtını terör örgütlerine dayayanlarla mücadele etmekten çekinen, göz yuman medya organları, sivil toplum kurumları ve siyasiler, aydın geçinen enteller, nizamatçılar... Neredeler? Desenize ki; devletin pek çok kurumuna sızmış, neredeyse devlet idaresini ele almaya çalışan paralel yapı yapılanmalara kol kanat gerenlerden, neyi nasıl bekleyelim ki? Bu tür zihniyeti taşıyanlarla terör örgütleriyle mücadele zor olsa gerek... Özellikle son on yıldan bu yana özgürlükler adına, barış adına, birlik ve beraberlik adına onca engeller kaldırılmadı mı? Özgürlükler adına ne istendi de yerine getirilmedi? Siz ne istiyorsunuz? Dün nelerle, hangi yasaklarla yaşıyordunuz, bugün bu yasaklardan ne kaldı? Hiçbir şey... Babaeski’deki vatandaş ne ise, Yüksekova’daki vatandaş da aynı. Aynı haklara sahip... Aynı ülkenin vatandaşları değil mi? Kısacası bölge halkının(Kürtlerin) kısıtlanmış, ellerinden alınmış hakları bu dönemde iade edildi. Bunu inkar etmek Yüce Allah’ın yarattığı insana yakışmaz, insan bu kadar nankör olmaz, olamaz...Başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, kanları ve canları pahasına bizlere emanet edilen bu cennet vatanın bölünmesine, parçalanmasına çalışan şer odaklarına asla ve asla imkan verilmeyecektir. Bunu herkesin bilmesi ve buna göre tavır belirlemesi gerekir. Kimse hayal görmeye kalkmasın, yoksa bizim İstiklal mücadelesi azmimiz her geçen zaman diliminde daha da pekişmektedir. Özellikle Güneydoğu insanının, huzur ve güvenliği açısından, seçimle parlamentoya gönderdikleri vekillerini, topyekün uyarmaları gerekmezmi...?