SON DAKİKA



Haber > Gündem > Sizce birlik içinde çokluk mu, çokluk içinde birl

Sizce birlik içinde çokluk mu, çokluk içinde birl

15 Mayıs 2016 Pazar - 10:20








Türkiye başkanlık modelini ne zaman konuşmaya başlasa; final maçı gibi, karşılıklı atışmalar çok ağır geçiyor. Konunun özü değil, konuşmanın sert dilleri öne çıkıyor. Oysa daha ‘Başkanlık sistemi nedir veya ne değildir?’ toplumda bilinmemektedir. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dili, özgürlüklerden yana iddiası olan bir partinin Genel Başkanı’na yakışmadı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, mevcut sistemin değişmesine, kan akma pahasına izin vermeyeceklerini söyledi. Tamam da Kılıçdaroğlu neye karşı çıkıyordu? CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun başkanlık sistemi ile ilgili açıklamalarını değerlendiren Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi ve Atatürk dönemi tarihi uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi ve siyasi tarih uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin bu nedenle yeni Anayasa ve Başkanlık sistemine ilişkin çıkışın, Atatürk dönemine ihanet ve halkın tercihlerinden korkmak olduğu görüşünde.

ÇİFT BAŞLILIKTAN ÇIKIŞ

Prof. Dr. Sofuoğlu şu ifadelere yer veriyor: “Türkiye mevcut parlamenter sistemde Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın şeklinde, iki ayrı yöneticiden oluşan çift başlığı önlemek için, 'Partili Cumhurbaşkanlığı'na geçmeyi tartışıyor. Yani Anayasa'daki 'Cumhurbaşkanı seçilen kişinin, partisi ile bağlantısı kesilir' cümlesinin çıkarılması ve hükümetin Cumhurbaşkanı liderliğinde toplanması. Tıpkı 1923’te Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren önce Atatürk'ün, sonra İnönü'nün aynı anda hem CHP Genel Başkanı hem de Cumhurbaşkanı olması gibi. Bu sistem gelirse; bugün bütün partilerin Genel başkanları Cumhurbaşkanı olduklarında Bakanlar Kurulu’na başkanlık edebilecekler. Sistem çift başlıklı olmaktan çıkacak.”

GENEL KONSENSÜSE GÖRE

Bu.konudaSerbestiyet.com yazarı Cengiz Kapmaz'ın değerlendirmesinin bazı bölümlerini aktarıyorum: “Parlamenter sistem özü itibari ile ‘birlik içinde çokluk’ oluşturan bir sistem. Başkanlık sistemi ise ‘çokluk içinde birlik’ oluşturan bir sistem. Birlik içinde yeterince ayrışan ve çoğulculaşan Türkiye’de, şimdi ‘çokluk içinde birleştiren’ bir sistem inşasına ihtiyacımız var. Türkiye’nin, yaşadığı sorunları çözecek siyasi ve idari bir yönetim değişikliğine ihtiyaç olduğu konusunda genel bir konsensüs var. Ancak konsensüs, şu soru sorulduğunda bozulmaktadır: ‘Bu ihtiyaç başkanlık sistemi ile mi, yoksa parlamenter demokrasinin güçlendirilmesi ile mi karşılanır? Tartışıyoruz. Ancak tartışma âdâbımız ve düzeyimizle toplumun önüne sağlıklı bir model koyabileceğimiz konusunda ciddi endişelerim var. Başkanlık sistemi önerenlerin daha disiplinli, daha literatüre dayalı, daha ikna edici tezlerle toplumun önüne bir alternatif koyması gerekir. Bu sağlanabilirse yüzde 50’lerde dolaşan destek daha da artarak sürecek. Çokluk içinde teklik sağlamalıyız. Türkiye, yönetsel ve idari yapısını değiştirirken yürütmede istikrar, hızlı karar alma ve etkin yönetim getirecek esaslardan yola çıkarak hareket etmelidir. Bunu da parlamenter demokrasisini daha da güçlendirerek değil, ancak başkanlık sistemine geçerek sağlayabilir.


 AŞIRI POLİTİZE OLMANIN ZARARI

Parlamenter rejim; yönetemeyen, demokrasi krizi çıkarmaya aday, hantal bir sistemdir. Oysa Türkiye’nin; gerek içte, gerek dışta yaşadığı yakıcı sorunlar dolayısıyla böyle bir krizi yaşamaya lüksü yok. Zaten 7 Haziran - 1 Kasım 2015 tarihleri arasında yaşadığımız ara günler, parlamenter sistemin Türkiye’yi ne tür çıkmazlara sürükleyebileceğinin iyi bir siyaset sosyolojisi laboratuvarı oldu. Türkiye son yirmi yılda, özelikle de son on yılda kendisine aşırı ezber bozan sorular sordu. Bu durum toplumda çoğulculaşmayı, parçacılığı getirdi. Aşırı politize olup parçalanan toplumu, şimdi birleştirecek model ve sistemlere ihtiyacımız var. Yani çoğulluğu birleştiren sistem ve ortak değerlere...

 SİSTEM İHTİYACI

Parlamenter sistem özü itibari ile ‘birlik içinde çokluk’ oluşturan bir sistem. Başkanlık sistemi ise ‘çokluk içinde birlik’ oluşturan bir sistem. Birlik içinde yeterince ayrışan ve çoğulculaşan Türkiye’yi şimdi ‘çokluk ve çoğulculuk içinde birleştiren’ bir sistem inşasına ihtiyacımız var. Yaşadığımız deneyimler, ayrışıp parçalanan toplumsal yapıları parlamenter sistemlerin birleştiremediğini gösterdi. Çünkü aşırı parçalanan bir siyasi kültürde koalisyon yapıları içinde birlik arayışları, Avrupa dışında dünyanın diğer yerlerinde başarıya ulaşamadı. Bu tespit ister istemez şu soruyu akıllara getiriyor: Bugün bizim yaşadığımız kurumsal çatışmaların, sistemin siyasi çıkmaza girmesinin temel kaynağı parlamenter demokrasi midir? Tam olarak değil, ama payı inkar edilemez. Geçmişte koalisyon oluşturan partiler uzlaşamadığı için, askeri vesayet kolayca kendine meşru zemin bulabildi. Halka dönerek “Siyasiler anlaşamıyor, birbirini yiyor, olan size oluyor” diyerek siyaseti gözden düşürebildi, süngüyü iktidar yapabildi. Dolayısıyla, Yürütme’ye azami istikrar sunacak mekanizmalara ihtiyaç görünüyor. İşlevsel bir başkanlık sistemi için olmazsa olmazlarım şunlar: Kuvvetler ayrılığı, yurttaşı çeşitliliği içinde kucaklayan özgürlükçü bir perspektif, yerinden yönetime kapı aralayan yeni bir idari sistem, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti.”

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap