Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Myanmar'a gönderilmek üzere kısa zamanda önemli miktarda yardım toplandığını, hedefin ise 100 milyon lira olduğunu söyledi. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bursa'da partisinin İl Başkanlığı Bayramlaşma programında yaptığı açıklamada, Türkiye'nin çok geniş bir coğrafyada müslümanlara yardım eli uzattığını belirtti. Dünyada mazlumdan yana tek sesin Türkiye'den çıktığını kaydeden Arınç ; "Nerede bir mazlum feryat ederse imdadına Türk milleti yetişiyor" diye konuştu. Arınç, "Geçen akşam TRT 1'deki programa katıldım. Orada da rakam verdim çok şükür şu ana kadar Başbakanlığın hesabında 30 trilyona yakın Diyanet İşleri Başkanlığımızın hesabında Cuma sonraları toplanalar haricinde 30 trilyona yakın. TRT'de o akşam 3 saatte toplanan para 12 trilyon civarında. İnşallah yüz trilyonu bu akşama kadar tamamlayacağız. Myammar'da yani bize çok uzak ama şehitlerimizin olduğu bir yerde Müslüman kardeşlerimizin barınma ve gıda ihtiyacı için göndereceğiz. Suriye'den Myammar'a kadar mazlumlar ah ettiğinde yanlarında Türkiye'yi buluyorsa ne mutlu. Bu milletin bir ferdi olmak ne mutlu ama artık şükretmemiz lazım. Her yere elimiz ulaşacak ve inşallah Türkiye her zaman hayırla yad edilen bir ülke olacak" dedi. BDP Milletvekillerine Sert Tepki BDP milletvekillerinin teröristlerle buluşmasına en sert tepki Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'tan geldi. "Bu olay, askerleri ve polisi şehit etmekten daha kötü, çirkin ve iğrençtir." diyen Arınç, teröristlerle kucaklaşanlara, "75 milyon insanın acısıyla alay ediliyor, herşeye tahammül edilir, ama buna tahammül etmek mümkün değil. Siz hangi kanı taşıyorsunuz" diye seslendi. Aygün'nü de Sert Bir Dille Eleştirdi Arınç'ın hedefinde teröristlerce bırakıldıktan sonra tepki toplayan açıklamalarda bulunan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün de vardı. Tüm Türkiye'yi sarsan bu görüntülere en sert tepki Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'tan geldi. "Siz Hangi Kanı Taşıyorsunuz" Arınç, "Daha dün polis şehit edilmemiş, 8 asker şehit edilmemiş gibi, daha 3 -5 ay önce karakollarımız, 24 askerimiz ve 12 askerimiz bombalanmamış gibi. Bunu yapan insanlarla, milletvekili seçilip Anayasaya göre and içen insanlar kucaklaşıyor. Bu bombalama olayından, polisin ve askerin şehit edilmesinden daha kötü, çirkin ve iğrençtir. Milletin duygularıyla alay etmek, şehitlerin kanlarıyla alay etmektir. Vatanımızın, milletimizin bütünlüğü için göğsünü siper eden şehitler ve acılı aileleri, 75 milyon insanımızın acısıyla alay etmektir. Herşeye tahammül edilir, ama buna tahammül etmek mümkün değil. Bu ne kadar çirkin, pervasız ve cüretkar bir olaydır. Siz hangi kanı taşıyorsunuz? Nasıl bunu yapabilirsiniz? Uzaydan mı geldiniz?" dedi.  "Biz bu vatanı sokakta bulmadık " diyen Arınç,"Milletten utanın. Siz bu noktaya geldiyseniz zevaliniz yakındır." diye konuştu. Arınç şunları söyledi; "Kürt halkından, Sait Nursi, İdrisi Bitlisi, Ahmedi Haniler, Fakiye Teyranlar çıkmış. Çapulcu, din düşmanı, masum öldüren katil çıkmamış. Bunlar Kürt falan değil, Kürt halkını temsil etmiyor. Benim tanıdığım, ekmeğimizi bölüştüğümüz insanlar böyle değildi. Onlar haya, edep sahibi insanlardır.  ­Ne bu teröristler, ne de bunlarla kucaklaşan behtbahtlar Kürt halkını temsil etmiyor. Tehditle, şantajla, haraçla, silah zoruyla, bombayla, dinamitle siz kendinizden insanları korkutabilirsiniz, ama size sevgi duyan bir kimse yok. Ayağınızı denk alın, elimizdeki bütün imkanlarla sizinle mücadele ederiz. Biz bu vatanı sokakta bulmadık, ucuza almadık. Aldığımız fiyata satarız demiş eskiler. Nedir fiyatı : döktüğümüz şehit kanı. Verin bunun fiyatını bakalım. Kan dökenleri kucaklamak Allah'tan korkmamaktır. Allah'ın kahhar isminde kaçın. Allah'ın kahredici gücü size yetişir. 75 milyonun bedduasını aldığınızda nereden çarpıldığınızı anlayamazsınız. Kendinize gelin. Siz bu noktaya geldiyseniz zevaliniz yakındır. Karanlıkların en koyu olduğu zaman şafak vaktine en yakın olduğu zamandır."  Başbakan Yardımcısı Arınç, teröristlerce kaçırılan CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'ün açıklamalarına da sert çıktı. Arınç, "Bu örgüt bunu niye kaçırmıştı. Kendisi de söylüyor. Propaganda yapmak için kaçırdığını. Sen ne yapıyorsun ? Onların istediklerini mi, onlar propanganda istiyordu. Sen bunu yapmak zorunda mısın ? Onlardan "gençlerimiz, arkadaşlarımız" diye bahsederken bahsettikleri kimdir ? Neyin ortağıdır. Bunları niçin düşünmüyorsun? "Birkaç günlüğüne misafir etti" diyor, bu ne güzel misafirlik?" dedi.