Birisi TBMM Başkanı sıfatıyla, ‘Yeni Anayasa’da Laiklik kavramının bulunmayacağını’ açıkladı, gelen tepkiler üzerine sözünü inkâr etti. Bu özel amaçlı lafın ardından diğeri, ‘Ahmet Davutoğlu’ rolünü ustaca oynadı. ‘Yeni Anayasa’da Özgürlükçü din anlayışı şeklinde laikliğin bulunacağını’ ekleyiverdi. Bu ifadeler halkı bilgilendirme değil, sadece dayatma kabulleri sağlama amaçlı görünüyor. Hem birinin diğerinden farklı düşündüğünü kim söyleyebilir ki?

***

İsmail Kahraman 20 yıl önce Kültür Bakanı olduğu zaman Türk Ocakları’nın Ankara’daki Genel Merkez binasının ocağa verilmesi için kanun teklifini diğer Bakanlar imzaladığı halde imzalamamıştı. Birkaç gün sonra Rize’deki bir konuşmasında bu konu sorulunca “Ne yani, imzalayacaktım da Milliyetçilere iyilik mi yapacaktım?” gibi ucube bir cevap vermişti. Halbuki, Kültür Bakanlığı’nın halen ‘Resim ve Etnografya Müzesi’ olarak kullandığı o muhteşem bina Türk Ocakları’nın tapulu malı olup, hala gasp edilmektedir. Bu durum hangi dine uyar ki? Üstelik bu zevat Rum ve Ermenilere, özel kanunlarla binlerce gayrimenkul verirken, bundan da mutlu olurken... Yaşama özgürlüğünü çok görenler din özgürlüğü verecekmiş! Gel de inan...

***

Yunanistan 2004 yılından beri Ege Denizi’nde 11 adamızı, Akdeniz’de 5 adamızı fiilen ve resmen işgal etmiştir. En son 9 Mart 2016’da Muğla ilimizin açıklarında bulunan Ardıçcık adamızda düşen helikopteri bahane eden Yunan Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı yanlarına bir de papaz alarak, adada anma programı düzenlediler. Türkiye’den hiçbir ses çıkmadı.

***

Bizimkiler ise Süleyman Şah Türbesi’nden boş tabutu terör örgütünün himayesinde gizlice çalıp, bir de şehit vererek, türbeyi topa tutup kaçmayı kahramanlık şaheseri göstermekle meşguller. Yunanlı sessiz sedasız vatanına toprak katmakla övünürken, bizimkiler vatan toprağını küçültürken övünüyorlar. Nasıl olsa yutan çok, sesi çıkan yok. Sahi bu 17 ada kimin nesi oluyor? Bilen var mı?

***

Evvelsi gün Kut’ül Amare Savaşı törenleri yapıldı. Bu savaş İngiliz tarihindeki tek kara meydan savaşı mağlubiyetidir. Bizim için zaferdir. Bağdat yakınlarında olmuştur. Fakat 1 yıl sonra İngilizler bütün Irak topraklarını elimizden aldılar. Bundan bahsedilmiyor. Kutlama gerekçeleri ise çok çirkin! Eski Türkiye, Osmanlı’nın zaferlerinden bahsetmezmiş gibi! İşte bu yalan ve iftiradır. 2007 yılında tarihçi olmayan ben bile bu savaşı yazdığım halde, bu zevattan hiç ses çıkmamıştı. Genel Kurmay’ın internet dosyalarında da bu savaş eskiden beri anlatılır. Hem kendileri 14 yıldır neredeydiler, şimdi mi bunu öğrendiler? Bunlar Türk tarihini bilmezler. Bu doğrudur da, şimdi bu savaştan bahsetmelerinin sebebi bu değil. Özellikle bilerek, planlı bir şekilde Türk Milleti’nin hayatından çıkartmak istedikleri,unutturmak istedikleri 23 Nisan Milli Egemenlik Bayramı’nı kutlamama ayıbını örtmek içindir. Hem Osmanlı’yı gerçekten seviyorlarsa, niçin Tanzimat Fermanı’nın ilanını, Islahat Fermanı’nı, İngilizlerle Ticaret Antlaşması’nı kendileri kutlamıyorlar?

***

3 Mayıs Salı günü Türk Ocağı’nda “3 Mayıs Türkçüler Günü” kutlanacaktır. 1944 yılında yaşanan 3 Mayıs olayları tarihimizde son değildir. İsmail Kahraman’ın Türk Ocakları’na bir Bakan olarak bakışı ile 1944’teki Milli Eğitim Bakanı’nın Türk Milliyetçileri’ne bakışı arasında hiçbir fark yoktur. Bu ise bizim için hiç önemli değildir. Sel gider, kum kalır. Bunlar gider, millet kalır.