SON DAKİKA



Haber > Gündem > Saray’ın çok tehlikeli çağrısı!

Saray’ın çok tehlikeli çağrısı!

17 Mayıs 2016 Salı - 10:35








DÜĞÜN VE ŞEHİTLER

Terörle mücadelede şehit verilen 8 askerin cenaze töreni yapılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye ile Trabzonlu işadamı Özdemir Bayraktar’ın oğlu Selçuk Bayraktar’ın ihtişamlı saray düğünü vardı. Acılar nedeniyle ulusal bayram kutlamalarını bile iptal eden siyasi irade, daha simgesel düzeyde bir düğünü düşünmedi bile. Şehitlerin, Diyarbakır’da ölen ya da kaybolan köylülerin, ölümlerin acıları yaşanırken; Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde yüzlerdeki gülücükler, ülkemizdeki çelişkili gerçekliğin bir yansımasıydı.

HANGİSİ REZİLLİK?

MHP’de büyük değişim isteminin yarattığı muhalefetin kurultay çabaları, genel merkezin, sarayın, hükümetin ve yargının ortaklığıyla şimdilik başarıya ulaşamadı. Ancak polis barikatının arkasındaki o inanç tablosu etkileyiciydi. Bahçeli bu tablo için ‘’Rezillik’’ dedi. Acaba 748 delegenin imza vererek katıldığı gerçek irade mi, yoksa bu demokratik istemin engellenmesi mi rezillik? Önümüzdeki günler, çok büyük olaylara gebe. MHP gerçek bir muhalefet partisi mi olacak, yoksa Erdoğan yönetiminin koltuk değneği görüntüsünden, ‘küçük ortak’ durumuna mı savrulacak?

BAŞKANLIK VE KAN


Kılıçdaroğlu’nun ‘’Başkanlık rejimini ancak kan dökerek getirebilirsiniz’’ sözleri tartışılmaya devam ediliyor. Erdoğan ‘iç savaş çağrısı’ algısı yaratıp savcılık harekete geçse de, aslında çok ama çok önemli bir uyarı. Başkanlık dayatması Türkiye’yi bölebilir, anayasayı daha karanlık bir yere götürme zorlamalarına karşı oluşabilecek toplumsal ve siyasal tepkileri zorla bastırma olasılığı, ülkede kan dökülmesine neden olabilir!

ÇOK TEHLİKELİ ÇAĞRI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’daki 10. Balkan Ülkeleri Genelkurmay Başkanları Konferansı’nda çok ama çok tehlikeli bir çağrı yaptı. Erdoğan şöyle dedi: "NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’e söyledim: ‘Karadeniz’de görünmemeniz, Karadeniz’i adeta Rus gölü olarak gösteriyor. Karadeniz’i tekrar istikrar havzası kılmalıyız.’ Bilindiği gibi Türkiye, sınırlarını ihlal ettiği gerekçesiyle Rus savaş uçağını düşürdü. Türkiye hukuki olarak haklı olsa da; bu hareket stratejik, askeri, ekonomik ve siyasi açıdan büyük hataydı bu. İki ülke, bu olayın yarattığı semptomları bir türlü aşamadı. En iyi komşular, stratejik ortaklık kurmaya çalışan iki ülke, en büyük düşmanlar haline getirildi.

Türkiye ve Rusya arasında uzun vadeli ulusal çıkarları, müthiş işbirliği potansiyelleri için durumu iyileştirme yolunda adım atmak dururken, gerilim arttırıcı açıklamalar ne derece doğru? ‘Karadeniz’e NATO’nun daha çok girmesi’ demek; ‘dünyanın en barışçı denizi olan bu bölgenin, en büyük askeri rekabetin ve gerilimin yaşandığı yer olması’ demek. Yani Karadeniz’de daha çok NATO ve ABD savaş gemisi ya da üssü, Erdoğan’ın dediği gibi ‘istikrar’ değil, ‘kaos’ getirir. Bundan en büyük zararı da Türkiye görür. Erdoğan’ın bu çağrısının karşılık bulması halinde, Montrö Boğazlar Sözleşmesi masaya getirilir ki; Türkiye’nin egemenlik haklarının tartışılması demek. Bu sözler, nereden bakılsa Türkiye’nin çıkarlarına taban tabana zıt. Devletin en tepesindeki kişi, nasıl olur da ülkeyi ateşin içine atacak bir çağrı yapar? Akıl alır gibi değil...

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap