“Yapabileceğimiz başka bir şey yok” diyerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin “en kara yılı”olan 2016’yı yaşanmamış sayıp, defterden de silmiştim! Tüm umutlarımı da 2017’ye taşımıştım. Ama, bırakın 2017’yi; bırakın 3-5 ayı; hatta 3-5 haftayı; 3-5 günü! 3-5 saatini bile umutlu ve mutlu geçirmeyi çok gördüler! 2 saat bile dolmadan dünyanın başkentinde Reina’yı kana buladılar.

Bana göre senaryonun sahipleri büyük. Sokaklardaki İslam’ın kutsal merkezlerinden Mekke ile her yıl tekrarlanan sıradan bir yılbaşını aynı kefeye koyacak kadar tahrik ediciler ise küçük! Yazılacak, anlatılacak olanlar ise küçük kafaların anlayamayacağı kadar büyük! Zaman zaman “kıssadan hisse” hesabıyla dokunacağız...

Bugün için aklımda, son yılların “Ortadoğu ülkesi Türkiye” hesabının yapılması var. Reina’da daki saldırıda da olduğu gibi. Saldırıyı yapan, yaptıranlar her ne kadar henüz tam olarak deşifre edilmedi ise ise Ortadoğulu, Ortadoğuluların yöntemi! Yani, katiller, katledenler Ortadoğu’dan. Ya katledilenler? Ölenlerin çoğunluğunu yabancılar teşkil ediyor.

Ama hemen hemen hepsi Ortadoğu ülkesi vatandaşı.. Arabistan, Lübnan, Tunus, İsrail, Suriye, Ürdün, Irak... Hiç Batılı, Avrupalı, hatta Rusyalı, Ukraynalı yok! Oysa, söz konusu Reina’da yılbaşı olduğunda geçmiş yıllara bakın, Avrupalılar hatırı sayılır sayıya sahiptiler. Hem  ABD ve Avrupalarının son zamanlarda yaptıkları söylenen uyaralır açısından, hem da sosyolojik açıdan detaylı incelenmesi gereken bir gerçek. Ama, eğlence mekanlarımızın bile yabancılar bazında Ortadoğululara kaldığı ise öyle veya böyle apaçık bir gerçek...

Anlayacağınız, biri çıkıp da “Her haliyle bir Ortadoğu ülkesi olduk” der ise, itiraz edip, söyleyebilecek bir makul ve mantıklı gerekçemiz yok! Tıpkı, Suriye’de, Irak’da olduğu gibi, Reina’da da öldürenler de Ortadoğulu, ölenler de!