Türkiye referanduma adım adım ilerliyor. Nisan ayı içinde gerçekleşecek şu an itibariyle tarihi net olarak belli olmayan yeni anayasa değişikliği ile 18 maddelik referandum oylamasıyla halk, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni evet veya hayır oylarıyla belirleyecek. Şimdi bakıyoruz, belirli çevreler kendilerini belli etmeye başlamışlar.

Sosyal medyada kendini gösteren isimleri burada açıklamak istemiyorum, bilhassa sanatçı grubu, bazı eski ve şu an futbol oynayan topluma mal olmuş kişiler, medyada kendini kabul ettirmiş kişilerin, birbirlerine telefon açıp ben evet diyorum, güçlü Türkiye için sende evet de gibi laflar edip reklam yapmalarını ben hoş bulmuyorum.

Aynı şekilde topluma mal olmuş başka birileri de çıkıp ben referandumda hayır diyorum, sen de hayır diyeceksin gibi sözler edip toplumda infial (Birine içerleme, gücenme, kızgınlık duyma, herhangi bir şeyden etkilenme) yaratmak isteyenleri de ben hoş bulmuyorum.

Bunlar yetmiyormuş gibi üniversite rektörleri, valiler, kaymakamlar vs. devletin kademelerinde görev yapanlar toplumda, kamuoyunda birilerine hoş görünmek için evet veya hayır hiç fark etmez  demeleri oyun rengini belli etmesi yine hoş değil. Yasayı çıkarmak isteyen TBMM referandum kampanyalarını de yaparak toplumu aydınlatacaklar. 

Biz de basın mensubu olarak yasanın içerikliği konusunda vatandaşın neye, evet veya hayır diyeceğini çok iyi anlatmamız gerekiyor. Şu kadarını söyleyeyim. Bu referandum siyasi partilerle bir ilgili ve alakalı düşünmemek gerek. Şahsen ben öyle düşünüyorum.

Siyasi parti olayı olmamalı. Benim kafamı kurcalayan ve de cevabının bulamadığım bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum.

Hiç gündemde yokken MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli bir anda Başkanlık sistemini ortaya atıp olacaksa olsun bitsin demesiyle bugünlere gelindi.

Neden Devlet Bahçeli bu konuyu gündeme getirdi. Çünkü Sayın Bahçeli başta kendisi Başkanlık sistemine karşıydı. Seçim meydanlarında bas bas bağırıyordu. Başkanlığa hayır, halktan da cevap alıyordu hayır.

Aradan geçen süre sonra şimdi ne oldu da evet deyip, bugünlere gelindi. Geçmişten Bahçeli ders almadığını gösteriyor.1999 Seçimleri sonrasında 3’lü koalisyon olarak hükümetteyken Rahmetli Ecevit’e rest çekip sağ elini şöyle sallayıp “Olmazsa sandığa gideriz” dedi ve sandığa gitti. Gitti de dersini de aldı. MHP Meclis dışı kaldı.

Demek ki dersini daha alamamış. Şimdi bu çıkışla kendi partisinde muhalifler iyi bir ders daha verecekleri benziyor. Sevgiyle kalın…