TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TRT Türk Sanat Müziği Çocuk Şarkıları Beste Yarışması’nın ödül törenine katılmak üzere Arı Stüdyosu’na gelişinde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Gazetecilerin, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e yönelik sözleriyle ilgili CHP Meclis Grubu’na gönderdiği yazıyı hatırlatması üzerine, “Zannediyorum bir kısım eksik değerlendirme var. İlk defa 27 Şubat’ta 24. dönem parlamentosunda içtüzüğe uygun olmayan kaba, yaralayıcı, incitici sözlerin bir değerlemesini yaparak eksiklikler olabilir. Bunları bir klasör eşliğinde dört siyasi partimizin Genel Başkanına gönderdim 27 Şubat’ta, herhangi bir ayrım yapmadan. Çünkü neticede bu türlü kaba ve yaralayıcı sözlerin hangi partiden söylendiği bir dereceye kadar önemli. Esas olan bu sözlerin Meclis çatısı altında söylenmiş olması” dedi. “İŞİN DOZU GİDEREK DE ARTMAYA BAŞLADI” Meclis içtüzüğünün bu işleri tasvip etmemesine rağmen bu sözlerin söylendiğine dikkat çeken Çiçek, şunları ifade etti. “Gerekli ikazlar yapılıyor, birleşimi yöneten Sayın Başkan tarafından. Ama işin dozu giderek de artmaya başladı. Rahatsız edici bir boyuta gelince de ben herhangi bir ayrım yapmaksızın dört siyasi partimize de göndererek, kendilerinin de tasvip etmeyeceğine inandığım için, kendilerinin uygun görecekleri yol ve yöntemle bu işin normalleşmesi açısından bir ricam ve talebim oldu. Bugün 27 Nisan, demek ki iki ay geçmiş. Ama bu arada da sizin de gördüğünüz, gerçekten ayıpladığımız, çirkin bulduğumuz, kınadığımız sözler söylenmeye de devam etti. Bu konuda bir defa daha partilerimizden içtüzüğün 67. maddesine uygun bir müzakere üslubunun Meclis’te yerleşmesi açısından talebimiz oldu. Bu yeni bir şey değil, ilki 27 Şubat’ta gönderildi. Dört siyasi partimizden ben rica ediyorum, gerçekten kürsüye çıkınca hepimiz, yüce Meclis diye konuşmaya başlıyoruz. Yüce Meclise yakışan bir üslup bizim için önemlidir. Kimin söylediğinden çok daha öteye, kaldı ki bu bir hanımefendi, bir kadın milletvekiline, bir bakana yapılıyorsa bunu hep beraber değerlendirmemiz gerekiyor. Ümit ederim ki bir daha olmaz, arzumuz budur.”