SON DAKİKA



Haber > Gündem > Paralı hizmet, taşeronlaştırma ve kamunun yağmalan

Paralı hizmet, taşeronlaştırma ve kamunun yağmalan

21 Ağustos 2016 Pazar - 14:05








Türkiye’nin bazı illerinde uygulamaya koyulması için harekete geçirilen şehir hastaneleri konusu, ne yazık ki topluma doğru anlatılmıyor. Olay sanki, ‘’bütün hastaneleri bir araya toplayan, hizmetleri kolaylaştıran bir müteahhitlik işi’’ gibi yansıtılıyor. Yani eski hastanelerin yerine modern ve devasa binalar kurulacak, böylece sağlık hizmetleri daha çağdaş, daha ulaşılabilir hale gelecek, yatak kapasiteleri artacak. Elbette binaların yenilenmesi, daha modern ve ihtiyaçlara uygun biçimde yeniden yapılması, sağlık sisteminin işlemesi açısından bazı katkılar sağlar.

YENİ BİNA DEĞİL YENİ SİSTEM

Ancak şehir hastanesi projesi, bir bina yapma işi değil. Gereksiz ihalelerle inşaat sektörü başta olmak üzere özel kesime kamu kaynakları aktarılırken, sağlık hizmetlerinin sunuluşunu baştan sona değiştirecek bir sistem getiriliyor. Yani ‘’şehir hastaneleri’’ bir inşaat işi olmanın ötesinde, ‘’sağlık hizmetlerinin özel kesim aracılığıyla yürütülmesine yönelik bir sistem değişikliği’’ demek.

HALK ALDATILIYOR

Ne yazık ki olay topluma bu biçimde anlatılmadığı için, toplumun önemli bir kesimi ’’yahu nasıl olur da yeni ve daha modern hastane kurulmasına karşı çıkılır’’ sorusunun yanıtını bir türlü bulamıyor. Toplumun büyük kesimi, şehir hastaneleri projesi gerçekleştiğinde sağlık hizmetlerinin daha pahalılaşacağından, bazı hizmetlerin tamamen ticarileşeceğinden, hizmete ulaşmada güçlüklerin ortaya çıkacağından, hizmeti yapan sağlık personelinin çok daha kötü koşullarda hizmet vereceği için hem çalışanlar ve hem de hizmet alanlar açısından çok ciddi sorunlar çıkacağından haberi yok. Ne yazık ki halka gerçekler anlatılmıyor. Bu yanlış projeye karşı çıkanlar, hastane yapımına karşı çıkıyor gibi gösteriliyor. Yani halk aldatılıyor.


SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK

İhaleyi alan firmalara bedelsiz olarak Hazine arazisi devredilecek. İnşaat, kiralama, yenilemeler, hizmet devri karşılığında olacak. İnşaatı yapan, hastaneleri de işletecek. Sağlık Bakanlığı, yapılacak binalar ve bu binalara konacak donanım için, hastane hizmete girdikten sonra 25 yıl boyunca kira ödeyecek. Kira ödemeleri, yeni binalara taşınacak devlet hastanelerinin döner sermayeleri tarafından karşılanacak. Karşılanamazsa Hazine’den sağlanacak. Devlet yabancı krediye kefil olacak. Sözleşme süresi 25 yıldan 49 yıla kadar çıkabilecek. Damga Vergisi ve Harç alınmayacak, ihaleler Kamu İhale ve Devlet İhale yasasına tabi olmayacak. Entegre sağlık kampüsü başta olmak üzere, bakanlığın yapmak ve yaptırmakla yükümlü olduğu ek binalar dâhil sağlıkla ilgili diğer tüm tesisler bu yöntemle yapılacak.

YÜZDE 70 DOLULUK GARANTİSİ

Yüzde 70 doluluk olmazsa devlet bu oranda para ödeyecek. Şehir hastanelerinde kaç yatak varsa, devlet hastanelerinde o kadar yatak kapatılacak, ki işletmeci para kazansın. Hasta daha çok para ödeyecek. Çalışanlar sözleşmeli-taşeron işçi olacak, bir çok haktan mahrum kalacak. Yani, sağlık sistemi
taşeronlaştırılıp özelleştirilecek. Büyük kamu kaynakları, yeni bina yapıyoruz adı altında özel şirketlere aktarılacak.

KAYSERİ ÖRNEĞİ: TALAN VE SOYGUN


Kamunun kendisi mevcut hastaneleri daha modern ve işlevsel hale getirmek ya da yeni hastane yapmak yerine, çok pahalı sözleşmelerle kamu kaynaklarını özel kesişme aktarma yolunu seçiyor. Bu konuda Kayseri örneği çok açık. Kayseri’de bin 583 yataklı şehir hastanesinin sabit yatırım tutarı 427 milyon TL. 25 yılda yapımcı ve işletmeciye ödenmesi gereken tutar ise 3 milyar 443 milyon TL. İhalesi gerçekleşen 8 hastane için 25 yılda yapılacak fazladan ödeme ülkemizdeki yıllık sağlık harcamalarının yarısına yakın bir tutar olan 26 milyar TL’yi aşıyor. Planlanan hastanelerin tamamının yapılması halinde, 25 yılda 100 milyarın üzerinde kira ödemesi söz konusu. Ayrıca şirketlerin ihalelerde yer alan temizlik, güvenlik, otopark, yemek ve benzeri alanlardan sağlanacak kazançlar da cabası. Bu açık bir yağmadır, talandır, suçtur. Kamu kaynaklarının özel kişi ya da kesimlere aktarılmasıdır. Kimlere gidecektir bu ihaleler?

AKYAZI TARTIŞMASI

Trabzon örneği bu açıdan çok ilginç. İktidar yetkilileri ve sözcüleri ikide bir şehir hastanelerini gündem yapıyor. Son seçimlerin en önemli propaganda konusu da buydu. Akyazı 4-5 seçim siyasi malzeme yapıldı. Çok tartışmalı stat projesi belirli bir düzeye geldi. Şimdi Akyazı üzerinden şehir hastanesi siyasete malzeme yapılıyor. Trabzon bugün, ‘’şehir hastanesi nereye yapılsın? Akyazı’ya mı, başka yere mi?’’ tartışmasına odaklanmış görünüyor. Hatta bu konuda iktidar partisi için bile farklı görüşler var. Toplum bu iki görüşe göre taraf olmaya zorlanıyor. Oysa şehir hastanesi projesinin ne olduğu konusunda hemen hemen kimsenin doğru düzgün bir düşüncesi, bilgisi yok. İnsanlar bu bilgisizliğe karşın, "şehir hastanesi şuraya yapılmalı" diyerek ahkam kesebiliyor. İyi de kardeşim, sen önce bu projeyi bir öğren bakalım.

MEDYA GÖREVİNİ YAPMIYOR

Ne yazık ki sadece bu olayda değil birçok olayda aynı sorunu, aynı bilgisizliği, aynı cahilce tartışmayı yapıyoruz. Kimin ne dediğini, neden dediğini dinlemeden, yukarıdan gelen her türlü sözde projeyi kayıtsız şartsız savunan bir sağlıksız anlayış var. Bu konuda yerel ya da yaygın basının da büyük sorumluluğunu vurgulamak zorundayız. Medya, bu ve benzeri konulardaki farklı görüşleri yansıtarak, tartıştırarak toplumu aydınlatma görevini ne yazık ki yeterince yerine getiremiyor ya da getirmiyor.


TRAJİKOMİK

Şehir hastaneleri adı altında taşeronlaştırmaya, özelleştiremeye, sağlık hizmetlerinin daha pahalı alınmasına, kamunun yağmalanmasına evet mi diyeceğiz? Bunca gerçek ortadayken, sözgelimi Trabzon’da bu soygun, talan ve yağma projesi Akyazı’ya mı, yoksa başka bir yere mi yapılsın tartışması ne kadar da hafif, trajikomik kaçıyor.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap