Bir zamanlar (sözde) ‘’ABD emperyalizmine karşı mücadele’’ şiarları atan PKK, bugün bu emperyalist gücün organik bir parçası gibi. PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG; ABD komutasında, dinci terör odağı IŞİD’e karşı mücadele görüntüsü altında, Büyük Ortadoğu’nun parçalanmış Suriye’sini oluşturma yolunda, birlikte askeri operasyon gerçekleştiriyorlar. ABD paralı askerlerinin kollarındaki PYD-YPG kokartları ya da YPG militanlarının giydiği ABD bayraklı üniformalar, birlikteliğin açık görüntüsü. Her ABD’ye gidişte ‘’En büyük dostumuz, müttefikimiz’’ diyen Erdoğan veryansın ediyor bu duruma. İstanbul’un fethi törenlerinde ABD’yi yuhalatıyor.

PKK, ÇEKİÇ GÜÇ VE K.IRAK

Oysa bu ittifakın tam 25 yıllık bir geçmişi var. ABD, 1. Körfez Harekatı’nda Saddam’a karşı Irak’ın kuzeyini, yani Kürt bölgesini uçuşa yasak bölge ilan etti. İncirlik’ten kalkan uçaklarla bölgeyi kontrol eden ‘’Çekiç Güç’’ sistemi kuruldu. Dönemin Cumhurbaşkanı Özal, ‘’Bir koyup üç alacağız’’ diyerek, ABD taleplerine ardına kadar kapıyı açtı. PKK, otorite boşluğu oluşan bu bölgeye yerleşti ve ABD’nin gizli desteği ile büyütüldü.

PYD, IŞİD’LE MÜCADELE VE K.SURİYE

İşe bakın ki; Erdoğan yönetimi, Suriye’ye karşı yürütülen emperyalist ve terörist saldırılara destek vererek, bu ülkenin parçalanmasına katkılar sağlayarak, oluşan otorite boşluğunda Kuzey Suriye’de Suriye Kürdistanı’nın oluşmasına destek oldu. Dün Özal’ın Ortadoğu’da bazı çıkarlar elde etmeye yönelik yararcı politikası PKK’yı büyülttü ve Kuzey Irak Kürdistanı’nı yarattı. Bugün Erdoğan’ın; fetihçi Yeni Osmanlıcı hayalleri, ulusal çıkarlara aykırı politikaları, tüm komşuları kendine düşman ederek, Suriye Kürdistanı’nın oluşumuna dolaylı destek verdi.

TÜRKİYE’YE TUZAK

Türkiye’yi tuzağa düşürerek, teşvik ederek Rus uçağını düşürtenler, bugünkü ittifak ve oluşumları elbette hesaplamıştır. Rusya ile savaşmamak için sınır ötesine müdahale edemeyen Türkiye, ne ‘oldu bitti’lere caydırıcı tepki koyabiliyor, ne de IŞİD saldırılarını kendi başına savuşturabiliyor. Ama Erdoğan hala Suriye’de Esed zulmünden, Rus ve İran müdahalesinden söz ediyor; onları Türkiye’nin düşmanları gibi gösteriyor. Oysa Erdoğan yönetiminin en büyük hatası bu.

DAHA NE OLMASI LAZIM?

Suriye politikası değişen, Rusya ve İran’la yakınlaşan, ABD ve Batı ile daha dengeli ilişkiler geliştiren, bölge halkları ile bölge devletleri arasında ‘abi’ rolü oynayabilen Türkiye, hem bölge sorunlarına çözümde katkı sağlar, hem dış etkilerin azalmasına neden olur hem de kendisine yönelik tehditleri daha etkili biçimde savuşturur. Eğer iyi niyetliyse, Erdoğan’ın bunu anlaması için daha ne olması lazım?