SON DAKİKA



Haber > Gündem > Oruç tuttuk ama nefis muhasebesi yaptık mı?

Oruç tuttuk ama nefis muhasebesi yaptık mı?

26 Haziran 2017 Pazartesi - 10:35








Ramazan Bayramı’nın ikinci günündeyiz. Bayramınızı tebrik ediyorum. Gelecek Ramazanlara ve bayramlara da sağlık ve yaşama sevinci içinde kavuşmamızı Yaradan’dan diliyorum. Allah bize terörsüz, birlik ve bütünlük içinde sanayileşmiş, dış borcu olmayan, yabancı devletlerden emir almayan, tehdit almayan, bağımsız, bütün vatan evlatlarının hür ve mutlu olduğu güzel Türkiye’mizde gururla yaşamayı nasip etsin. Bilmiyorum çok şey mi istedim.

Sanki biraz öyle oldu! Öyle ya, bir şeye kavuşmak için, hem tek tek birer kişi olarak hem de bütün millet olarak önce ne istediğini bilmek, sonra da samimiyetle niyet ederek gereken gayreti ciddiyetle göstermek, yani istediğimiz iyi şeyleri hak etmemiz gerekir. İyiyi ve güzeli hak etmeden, inancına ve örfüne uygun hayat yaşamadan, sadece kuru (lafla) dua etmekle Yüce Allah’ın bize bir şey bahşetmesini bekleyemeyiz. Öyleyse herkes kendi özü için bir değerlendirme yapmak durumundadır. Herkes kendi noksanlarını düzeltirse bütün toplum düzelmiş olur.

Acaba, Ramazan ayı boyunca; Yalan konuşanların yalan yüzdesi azaldı mı? Ticarette çok çeşitli olabilen hilelerde düşüş oldu mu? Dedikodu ve başkalarını çekiştirmek azaldı mı? Hemşehrilerimizi, komşularımızı, din kardeşlerimizi, soydaşlarımızı daha fazla sever ve karşılıklı güvenebilir duruma gelebildik mi? Sıklıkla gördüğümüz gibi, trafikte kendisinden yol istendiği zaman yol vermemek için çoğunlukla araçlar hızlanıyorlar.

Acaba kaç kişi bu huyundan vazgeçip, din kardeşine yol verdi? Öte yandan, yine çok defa rastlandığı gibi, iftar saati herkes evine gidiyor, sağa-sola dönüşü olmayan bir yerde bir araç yol istiyor, diğeri yol vermeyince de kızıyor! Fakat, yol isteyen diğer şoförün de kendisi gibi iftara gittiğini elbette biliyor. Kısaca: kendisi kurnaz, diğeri aptal, öyle mi? İşte bu kişi kendisine sormalıdır: ‘Bu benimki nasıl ibadettir’ diye! Acaba, kırmızı ışıkta geçmeyi marifet sayanlardan kaç tanesi bu ayıplı huydan vazgeçebildi? Sevgili okurlar, diyanet görevlilerinden de fazla bir fayda bekleyemeyiz.

Fakat onlar da yanlışlarını düzeltmelidir! Öncelikle vaiz ve imamlar cami içinde miting yapar gibi bağırmaktan vazgeçsinler. Konuşurken ne demek istedikleri ve vurguları hiç anlaşılmıyor. Bilinenin ötesinde bilgi verildiği de pek söylenemez! Menkıbe anlatmanın eğitimde yeri olmaz ki! Ramazan boyunca camilerin çoğunda kandiller yanmadı, minareler tuhaflaştı! Diyanet ve müftülük yönetimleri bu ucube durumu görmüyorlar mı? Sanki, bir festival veya başka bir eğlence yeri! Hatta bazı camilerde 10 saniyede dönüşen sarı, mor, kırmızı, birçok renkli ışıkla minareler aşağıdan yukarıya doğru ışıklandırılıyor.


Bizim bildiğimiz camiler böyle değil idi! Değerli okurlarım, Türk Ocağı’nda bayramlaşma, bayramın üçüncü günü öğleden sonra yapılacaktır. Türk Bayrağını ve Türk Devletini seven herkesin bayramı kutlu olsun.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap