Tanrıkulu, Türkiye'nin başka bir noktaya taşındığını ve giderek otoriter bir yönetim anlayışının altına girdiğini kaydetti. Tanrıkulu, "Şu andaki yönetim başta Erdoğan olmak üzere demokrasiden, değerlerinden, hukuk devleti değerlerinden uzak bir biçimde Türkiye'yi yönetmeye çalışıyorlar ve gittikçede batıyorlar. Onlar batsınlar ama Türkiye'yi batırmasınlar. Bu Türkiye onların değil, Türkiye 76 milyonun, hepimizin. Onların Türkiye'yi batırmasına müsaade etmeyeceğiz" diye konuştu.

ONLARIN DAVASINI ÜSTLENECEK AVUKAT OLMAZ

Yolsuzluk, rüşvet ve demokrasi dışı davranışların bütün dünyada mahkum edilen davranışlar olduğunu belirten Tanrıkulu, şunları söyledi: "Bu 4 bakandan herhangi birisi veya Erdoğan veya yakınları doğru dürüst bir avukatlık bürosuna gitseler onların davasını üstlenecek avukat çıkmaz. Niye olmaz biliyor musunuz, bu delillere göre mahkum olursunuz derler. Bir tanesine yanlış demediler, montaj dediler montaj olmadığı adli tıp raporuyla ortaya çıktı. Mecliste kendi atadıkları Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) görevlisi, uzman bilirkişi çok açık bir şekilde ortaya koydu. Dedi ki 'Bu 3 bakanın bakanlık dönemindeki mal varlığındaki artış gelirleriyle orantılı değil.' Bunun Türkçesi bunlar rüşvet almışlar, gizleyememişler gizleyemedikleri paralarla da ev almışlar başka şeyler almışlar. Buna rağmen o komisyon karar veremedi. 90 yılda hiçbir Cumhurbaşkanı, siyasi bir partinin grup yönetim kuruluyla toplantı yapmadı.

Dün ne oldu? Cumhurbaşkanı, Ak Parti Yönetim Kurulu'nu nereye çağırdı, kaçak saraya. Hani tarafsızdın, hani yemin ettin, tamam anladık halkoyu ile seçildin ama geldin yemin ettin halen bu anayasa var. Ayıptır, günahtır, zulümdür. Dün gördünüz 240 bin Euro'luk bir makbuz oteldeki bir kağıda yazılır mı? Öyle bir yazıyı pavyonlarda şarkıcıdan şarkı istemek için yazarsın, çok alışkınlar biliyorlar bu yöntemleri gerçekten. 240 bin Euro'yu elden aldım diyor, ne alıyorsunuz nerden alıyorsunuz, o parayı nereden getirdi, nerden elden verdi nasıl verdi?" Tanrıkulu, daha sonra partilileriyle basına kapalı bir şekilde görüşme yaptı.

SINIR TERÖRİSTLERİN ÜSSÜ HALİNE GELDİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Osmaniye'nin ardından Hatay'ın İskenderun İlçe teşkilatını ziyaret etti. Tanrıkulu burada yaptığı açıklama, Suriye'de yaşanan olaylar nedeniyle bölge halkının tedirgin olduğunu söyledi. Tanrıkulu, şöyle konuştu: "Bizim önceliğimiz savaşa karşı durmaktır. Suriye'deki savaşa taraf olmadan çatışmaya taraf olmadan orada barışın ve demokrasinin hakim olacağı bir düzenin sağlanması. Baştan beri politikamızın bunun olduğunu ifade ettik. Ben 30 yıldır Hatay'a İskenderun'a gelir giderim. Hiç bir zaman bu kadar endişeli tablo görmedim. Bunu da bu hükümet bu hale getirdi. Çatışma meselesini Türkiye'nin meselesi haline getirdiler. Bunların sorumlusu kim? Bütün kaynaklarımızı aktardık. Sınırımızı 911 kilometreyi IŞİD'in, El Nusra'nın kullanımına açtık. Hatay'ı Kilis'i Gaziantep'i Şanlıurfa'yı Mardin'i lojistik üs haline getirdik onlara. Dünyanın 70 ülkesinden siyasiler küresel teröristler Hatay'ı Gaziantep'i üs haline getirdiler. En güvenli geçiş yolu Türkiye oldu. Bu iktidar ile IŞİD, El Nusra zihniyet akrabasıdır. Ev sahipliği yaptılar onlara ve yapmaya da devam ediyorlar. Bu ortam içerisinde Türkiye nereye gidecek. O nedenle dur dememiz lazım."