SON DAKİKA



Haber > Gündem > Müsilaj için hareket geçildi! Marmara'nın dijital ikizi çıkarılıyor

Müsilaj için hareket geçildi! Marmara'nın dijital ikizi çıkarılıyor

22 Temmuz 2021 Perşembe - 13:08




Marmara Denizi'ndeki seferin ilk ayağını bitiren ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsünde görevli bilim insanları, 40 günlük sefer süresince 234 oşinografi istasyonunda çalışmalarını gerçekleştirdi.





Bilim-2 Gemisi'nde, 40 günlük Marmara  Denizi seferi sırasında müsilaj ile ilgili önemli araştırmalar yürüten ODTÜ Deniz  Bilimleri Enstitüsü'nde görevli bilim insanları, ağustos ayında çalışmalarına  kaldığı yerden devam edecek.  

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa  Yücel, yaptığı açıklamada, Bilim-2 gemisi ile Marmara Denizi  Bütünleşik Modelleme Sistemi (MARMOD) Projesi kapsamında planlanan Marmara ve  Karadeniz seferlerinin olduğunu söyledi. 
 
Yücel, müsilajın açtığı hasarın ciddileşmesi üzerine bu seferleri  erkene aldıklarını, haziran ayı başından itibaren Marmara'da çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. 



 
Seferlerin ilk ayağını 7 Temmuz itibariyle bitirerek, Mersin'deki ODTÜ  Deniz Bilimleri Enstitüsü'ne döndüklerini anlatan Doç. Dr. Yücel, "Kimi  noktalarda günbegün müsilaj ve onun yarattığı durumun nasıl değişikliğe yol  açtığını izleme şansımız oldu. Özellikle haziran ve temmuz başında Marmara  ekosistemi nasıldı ve müsilaj patlamasının evrimiyle nasıl bir hale geldi? Bunu  çok net artık görebiliyoruz." dedi. 
 
Doç. Dr. Yücel, verilerin önemli bir bölümünü analiz ettiklerini,  çeşitli su ve zemin örnekleri aldıklarını kaydetti. 
 



Çoğunlukla müsilaj örneği aldıklarına dikkati çeken Yücel, "Müsilaj,  haziran ayının başından ortasına doğru, yüzeyde pek görülmemeye başlamıştı.  Müsilajı daha çok denizin içinde ilk 30 metrede tespit etmeye başlamıştık.  Özellikle denizin içinden de topladığımız müsilaj örneklerinin analizi hala  sürüyor." diye konuştu. 
 
40 GÜNDE 234 OŞİNOGRAFİ İSTASYONU ÇALIŞILDI 
 
Doç. Dr. Yücel, farklı konumlarda 120'ye yakın gözlem istasyonlarının  bulunduğunu, 40 günlük sefer boyunca birçok konumda tekrarlı olarak 234  oşinografi istasyonunda çalıştıklarını ifade etti. 



 
Geminin arkasına yerleştirdikleri deniz içi tarayıcı cihazının 500  kilometrelik hatta kesitler alarak müsilajın fotoğrafını çektiğini anlatan Doç.  Dr. Yücel, çalışmanın ana hususlarını ise şöyle paylaştı: 
 
"Şunu net olarak söyleyebiliriz. Marmara Denizi yıllardır giderek  ısınan ve oksijenini kaybeden bir yapıda. Azot ve fosfor bileşikliği olarak çok  zengin. Bu, yıllardır böyle ama son 10 yıl bu daha da artmış durumda. Bizim ilk  bulgularımız özellikle Marmara'da azot ve fosfor seviyelerinin aslında var olan  trendi yansıttığı yönünde. Önceki yıllara göre ne çok fazla artış ne de çok fazla  azalış söz konusu. Marmara, hala o yavaş yavaş denizin içinde azot ve fosfor  birikmesini koruyor maalesef. Azot ve fosfor, Marmara'da çok yüklü.
 



Zaten  müsilaja sebep olan birinci şey, ortamdaki azot ve fosfor gibi besi  elementlerinin fazlasıyla olmasıdır. Bunun üzerine sıcaklık artışı, denizin  durağan olması gibi faktörler de var ama asıl sorun, Marmara'da müsilajın  beslenebileceği çok fazla besin olması. Bu zaten böyleydi, bu yıl da böyle  olduğunu bulduk. Bunun üzerine çok çok güçlü bir girdi gelmiş diye de bir bulguya  ulaşmadık. Bunu da net olarak söyleyebiliriz." 
 
Yücel, Marmara'da oksijenin ilk 30 metreden sonra çok az seviyelere  düştüğünü, doğuya yaklaşıldığında bu durumun giderek akut haline geldiğini  belirtti. 
 
 Denizi, bu yıl da böyle bulduklarını dile getiren Yücel, "Özellikle  daha içerilere girdiğinizde İzmit Körfezi, Gemlik Körfezi gibi yerlerde oksijen  azlığı tamamen yüzey altı tabakaları, sıfır altı düzeye iniyor. Orada kalıyor.  Bu, geçtiğimiz yaz aylarında da böyleydi. Marmara'nın son dönemdeki tipik  karakteri oldu bu." değerlendirmesini yaptı. 



 
1210 METREDE MÜSİLAJA RASTLANMADI 
 
Yücel, "Çınarcık baseni" adı verilen 1210 metredeki, Doğu Marmara'nın  derin yerlerine hala çok az miktarda oksijen girdiğini tespit ettiklerini, bunun  sisteme çok az da olsa biraz nefes verdiğini bildirdi. 
 
Bu faktörün sistemin daha da kötüleşmesine ve bozulmasına şimdilik  engel olduğuna dikkati çeken Yücel, "Marmara bu anlamda aslında hala koma  durumunu sürdürüyor ama henüz de kaybetmiş değiliz. Kirlilik azaltma tedbirleri  uygulandığı takdirde buradan geri dönüş tabi ki mümkün olacak" ifadelerini  kullandı. 
 
Azot, fosfor ve oksijen sonuçlarına ellerindeki özel örnekleyicilerle  ulaştıklarını belirten Yücel, su örneklerinin yanı sıra özellikle müsilajın üst  tabakasındaki yoğunluğunu anlamak için ağlar attıklarını, ilk 30 metreden  çekilenlerin müsilajla dolu olduğunu ve o ağları tıkadığını daha önce de  belirttiklerini kaydetti. 
 
Derin sularda görülmeyen müsilajın, tabana çöküp çökmediğinin bir  sorun olarak karşılarına çıktığının altını çizen Yücel, "Haziran ayının 2. yarısı  daha çok buna odaklandık. Özellikle 30-40 metre ve daha derin yerlerden ahtapot  ile alınan çöker örneklerinde müsilaja rastlamadık. Bunu çok net söyleyebiliriz.  Çınarçık Çukuru'nun en derin yeri olan 1210 metreden de farklı yerlerden de 2 kez  örnek aldık, onların yüzeyinde de bir müsilaja rastlanmadı. Doğu Marmara'da  hidrojen sülfür olduğu yönünde bir bulguya ulaşmadık. Hidrojen sülfür birikimi  özellikle Marmara'nın derin sularında yok. Başlamamış durumunda. Bunu da  bulgularımız arasında sayabiliriz." diye konuştu. 
 
MÜSİLAJ İLK 10-25 METRE ARASINDA YOĞUN 
 
Yaptıkları çalışmalarda müsilajın karanlık denizin içine çökmesi  halinde etkisinin nasıl olacağını da incelediklerini aktaran Doç. Dr. Yücel, bu  deneyin müsilajın ilk etkisinin oksijen tüketmek olacağını gösterdiğini söyledi. 
 
Yücel, derin ve karanlık sulara müsilaj çökme ihtimaline de  baktıklarına değinerek, "Şunu net olarak söyleyebiliriz: Müsilaj özellikle 10  metreden sonra başlıyor, ilk 10 metre temiz. 10-25 metre arasında yoğun, 30  metreden sonra müsilaj kalmıyor. Temmuz başındaki sonuçlara göre müsilaj, homojen  bir şekilde Marmara'nın her yerine dağılmış. Temmuz ayı başında haziran ayına  göre daha da yayılmış olduğunu bulduk." dedi. 
 
Oksijen üretimini durduran müsilajın, bakteriyel bozulmaya  başlayacağını, bunun da ilk etkisinin oksijen tüketimi olacağını belirten Doç.  Dr. Yücel, "Bozulan bakteriyel, ilk 30 metrede olursa bunun tüketilen oksijenin  de yerine konulabilecek bir oksijen olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla müsilajın  derin suya inmemesi bu açıdan Marmara için şans olarak görünüyor."  değerlendirmesini yaptı. 
 
Müsilajın yapısını araştırmaya devam ettiklerini dile getiren Yücel,  gelen ilk sonuçları da aktardı. 
 
Yücel, "Marmara 2021 müsilajında, 2007'de Adriyatik ve 2007-2008'de  Marmara Denizi'nde görülen müsilaj yapılarıyla benzer organik yapılar var. Bu da  şunu gösteriyor: O biyolojik patlamaya neden olan türler, bu yıl Marmara'da aktif  hale gelmiş. Daha önce yaşanmış bir problemin aslında Marmara'da tekrar  yaşandığını bize gösteriyor." diye konuştu. 
 
Bilim-2 Gemisi'nin Marmara Denizi'ndeki bilimsel çalışmalarına  ağustosta devam edeceğini, denizin durumunu 3 ayda bir incelemeyi  sürdüreceklerini kaydeden Yücel, oşinografik seferlerin Marmara'da önümüzdeki  1-1,5 yıl daha devam edeceğini bildirdi. 
 
Yücel, bilimden yararlanarak Marmara'yı iyileştirme ve sağlığına  kavuşturma çalışmalarına devam edileceğini, yapay zekayı da kullanarak müsilaj  tahmin çalışması yapacaklarını, tarihsel verileri bir araya getirerek detaylı  istatistik çalışmaları ortaya koyacaklarını anlattı. 
 
MARMARA’NIN DİJİTAL İKİZİ ÇIKARILIYOR 
 
Bu çalışmalarla "Müsilajı öngörebilen bir sistem geliştirilebilir mi?"  sorusuna yanıt arayacaklarını ifade eden Yücel, şöyle devam etti: 
 
"Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ODTÜ koordinasyonunda yürüttüğü  MARMOD Projesi kapsamında Marmara'nın dijital ikizi çalışması devam ediyor.  Dijital ikiz nedir? Marmara'daki mevcut veriyi görselleştirecek, yüksek  çözünürlüklü kompleks matematiksel bir model oluşturuyoruz. Fizik, kimya ve  biyolojiyi de içeren bir ekosistem modeli oluşturuyoruz. Bu modelin  simülasyonlarıyla ilgili kullanıcının yapabileceği bir şey dijital ikiz. Dijital  ikiz ne işe yarayacak? Özellikle Marmara Denizi Koruma Eylem Planı'nı uygulayıcı  kurumlar, belediyeler ya da yöneticilerimiz alacakları tedbirlerin sonuçlarını  görebilecek. Yöneticiler, hangi kararın Marmara'yı nasıl etkileyeceğini test  edebilecek." 
 
 Doç. Dr. Yücel, bu yaz biyolojik patlamanın etkisini yitireceğini  düşündüklerini ifade ederek, "Bu yaz içerisinde veya sonbaharda yeni bir müsilaj  patlaması beklemiyoruz ama doğa tabi ki, tahmin edilmesi güç" şeklinde konuştu. 
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap