SON DAKİKA



Haber > Gündem > Millî beka mücadelemizin başarısı

Millî beka mücadelemizin başarısı

08 Ağustos 2016 Pazartesi - 10:30








Türk devleti ve Türk milletine karşı yapılan bu darbe ve işgal girişimi, zorlu coğrafyada ve içinden geçtiğimiz kritik dönemeçte, Türkiye’nin savunması açısından bir zafiyetle karşı karşıya olabileceğimize dair haklı endişeleri arttırmıştır. Bu durumdan çıkış için aşağıdaki hususlara azami dikkatin gösterilmesi, tarihî bir görev ve yükümlülüktür.

1. Bu vatanı, Sakarya Savaşı sırasında Yahya Kemal’in “Galip et, çünkü bu son ordusudur İslam’ın!” diye yücelttiği Türk ordusu sayesinde kurtardık. Bu coğrafyada, ancak güçlü bir ordu ile ayakta durabilir ve mazlumların ümidi olmaya devam edebiliriz. Bu bakımdan, FETÖ/PDY’nin hain girişiminin büyük tahribata yol açtığı ordumuzun, bir an önce yeniden yapılandırılarak iyileştirilmesi elzemdir.  

2. Ordunun yeniden yapılandırılması dâhil olmak üzere temel konularda, Meclis’teki üç parti ile istişare mekanizmasının işletilmesi, millî beka ve mutabakat açısından önemlidir. Bir süredir yaşadığımız kutuplaşmanın giderilmesi ve millî birlik bilincinin kuvvetlenmesi, bu üç parti arasındaki işbirliğiyle mümkün olacaktır.  3. Mevcut durumu fırsat bilen PKK’ya ve Suriye’nin kuzeyindeki uzantısının ihanet projesine karşı mücadeledeki zafiyet bir an önce giderilmelidir. Unutmamalıyız ki bu ihanet ve işgal girişimi, Türkiye’nin parçalanmasını hedeflemiştir. 

4. Bu darbe girişimi ve işgal planı karşısında, sözde müttefiklerimizin tavrı da ibret vericidir; buna karşı gerekli önlemleri almalıyız. Öte yandan, Rusya ile ilişkileri tekrar rayına oturturken ölçüyü kaçırmamalıyız. Karşılıklı çıkarlar çerçevesinde, Türk devletleri ve topluluklarının durumunu da dikkate alan bir yaklaşım gereklidir. Dış siyasette içinde bulunduğumuz zor durumdan çıkış için dengeli bir tavrı yeniden inşa etmenin yolları aranmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanı’nın Rusya ziyaretinde, Kırım Türklerinin uğradığı
haksızlıklar konusu da dile getirilmelidir.

5. Bu alçakça girişimin planlayıcıları, aktörleri ile bu yapılanma ve yönetim kademelerinde bulunanlar; devletin güvenlik ve adalet sistemi başta olmak üzere örgütün emriyle bürokraside, paralel devlet örgütlenmesinde yer alanlar, hukuk çerçevesinde tasfiye edilmeli; yargılanmalı ve hak ettikleri en ağır cezaya çarptırılmalıdır.


6. Bu puslu havada, milliyetçi camiaya mensup olduğu ayan beyan belli olan kişilerin yanlışlıkla veya zan ile açığa alındığına dair yoğun şikâyetler gelmektedir. Dolayısıyla bu mücadelede kurunun yanında yaşın da yanmamasına, sağlam deliller olmaksızın kişilerin mağdur edilmemesine özen gösterilmelidir.

7. Devlet makamları cemaat, tarikat, grup mensubiyetlerine göre değil; ehliyet, liyakat ve devlete sadakat ilkeleri çerçevesinde tevdi edilmelidir. Ancak bu kargaşalı ortamı kullanan ulusalcı-sol kanadın, milliyetçi-muhafazakâr çevreler aleyhine yürüttüğü propagandaya da teslim olunmamalıdır. Devlet erkini ellerinde tutanlar, hiçbir cemaat, grup veya derneğin, devlet yapısı içinde güç odağı hâline gelmesine asla müsaade etmemelidir. Türk Ocakları Derneğinin Genel Merkezi tarafından yapılan bu tespitlerde; “Ocağımız, 85 şubesi ve binlerce üyesi ile, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekası ve Türk milletinin birliği konusunda yüksek bir şuura sahiptir; bu amaçlar doğrultusunda atılacak her adımda devletimizin yanındadır ve yukarıdaki hususların takipçisi olacaktır” denilmektedir.

***

Not: Diyanet İşleri Başkanı sahte Müslüman Fethullah’ın “Sahte Mehdi” olarak gösterildiğini açıklamış! Bu ifadeden mehdinin hakikisinin var olduğu anlaşılıyor! Bu yanlıştır. Bu ifade iyimser görüşle görevini yapmayan insanın psikolojisini belirtmektedir. Eğer Diyanet ciddi görev yapsa idi Fethullah sahtekârı ve diğerleri bu kadar insanı avlayabilirler miydi?

 


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap