SON DAKİKA



Haber > Gündem > Millet içinde darbe karşıtı yeni bir genetik olu

Millet içinde darbe karşıtı yeni bir genetik olu

31 Temmuz 2016 Pazar - 10:45








Her darbe girişiminde muhakkak bir uluslararası boyut vardır. 12 Eylül darbesi yapıldığında Amerikalı yetkililer “Bizim çocukların işi” demişti. Yani 12 Eylül 1980 darbesi onların bildiği veya planladıkları darbeydi. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası herhalde “Bizim çocuklar yaktı bizi” demişlerdir. 15 Temmuz darbesine karşı koymak, milletin içinde oluşan bir genetiğin dışarı vurmasıdır. Milletin içinde oluşan bu genetik, 28 Şubat darbesi zamanında oluşmaya başlamıştı.Bu genetiğin oluşmasının başlamasına merhum Başbakan Necmettin Erbakan etki etmiştir. Darbeye karşı ortak akıl bu dönemde oluştu. Gerçekten 28 Şubat döneminde sokaklarda Kocatepe Camii’nde gösteri yapan sözde Aczimendi tarikat üyelerinin sakalsız resimleri bugünkü 15 Temmuz darbecilerine benzer mi? Karar Gazetesi'nde İbrahim Kiras'ın analizi okumaya değer.

BU İŞİN DOĞASI BU

“Her darbe girişiminde muhakkak bir uluslararası boyut vardır. 27 Mayıs’tan bu yana her darbeci o uğursuz yola koyulmadan önce bir yerlerden bir yeşil ışık görmek istemiştir. Ya işbirliği ya destek ya teşvik ya da göz yumma olarak… 15 Temmuz ihanetinin uluslararası boyutu hakkında net bilgilere sahip değiliz. Ama hiç kimsenin haberi olmaksızın girişilmiş bir hareket olmadığına emin olabiliriz. Çünkü bu işin doğası bu. Nitekim kendilerine ‘Yurtta Sulh Konseyi’ adını veren katiller çetesinin TRT’de silah zoruyla okuttuğu darbe bildirisinde “BM-NATO ve diğer tüm uluslararası kuruluşlarla oluşturulmuş yükümlülükleri yerine getirecek her türlü tedbirin alındığı” açıklanmıştı. Darbeci geleneğidir bu, 27 Mayıs’tan beri devam eden...

HER TAŞIN ALTINDAN ABD ÇIKIYOR

Darbenin uluslararası boyutundan bahsediyoruz ama… “Uluslararası” diye yazılır, genellikle “Washington” diye okunur. Çünkü Türkiye NATO üyesidir. TSK da NATO ordusudur ve NATO’nun patronu ABD’dir. Ancak Türkiye’deki her darbenin Amerikan resmi devlet politikası olarak desteklendiğini söylemek zor. ABD’nin idare yöntemi gereği kurumlar arasında işbölümü, bazen de görüş farklılığı vardır. Onun için bazen Pentagon, bazen Dışişleri, bazen CIA bizim gibi dost ülkelerde bile askeri darbe girişimlerine destek sağlayabiliyor. Mesela 27 Mayıs ile 12 Eylül’ün ABD patentli askeri darbeler olduğunu çok iyi biliyoruz. 12 Mart’ın ise sol bir cuntanın girişimini engellemek üzere kotarılmış bir karşı-darbe olarak ABD’den destek gördüğü ortada. Yine 28 Şubat’ın Amerikan devletinin bir kanadı tarafından teşvik edildiğine dair ciddi ipuçları var. Buna mukabil ABD içinde bu girişimi uygun görmeyen başka kurumların da varlığından haberdarız. öcalan’a karşılık gülen mi? Peki, 15 Temmuz için de bunu söyleyebilir miyiz? Bunu söyleyebilmek için elimizde şu an için somut bir kanıt yok ama bundan şüphe etmemizi gerektiren birtakım işaretler var. Öncelikle Fethullah Gülen’in ABD’de ikamet ediyor olması. Gülen örgütünün lideri, 22 Mart 1999’dan beri ABD’de yaşıyor. İşin ilginç tarafı, PKK lideri Abdullah Öcalan 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye teslim edilmişti. Yani zamanın Başbakanı Ecevit’in “Neden bize verdiler bilmiyorum” dediği Öcalan elimize geçmiş, sanki onun karşılığında da Amerika’nın eline bir rehine verilmişti. Doğru mudur bilmiyorum, Gülen’in ABD’ye gitmesini isteyenin de dönemin Başbakanı Ecevit olduğu söylenir. kamuoyuna anlatamazlar Bütün bunlar komplo teorisi bile olsa, Gülen’in bunca zamandır ABD’de ikametine izin verilişi bize bu konuda şüphelenme hakkı veriyor. Şimdi ABD yönetiminin sınav zamanı. Artık Gülen cemaatini masum dini bir topluluk olarak gördüklerini söyleyemezler. 15 Temmuz’da giriştikleri kanlı darbe herkesin gözü önünde gerçekleşti. Amerikan kamuoyuna bunun aksini anlatmaları mümkün ama Türkiye’de bugün hiç kimse “Gülenciler masum bir dini cemaattir, Gülen bu işlerle ilgisi olmayan bir din adamıdır” diyen birine dost gözüyle bakmaz. Dost gözüyle bakmamakla da kalmaz…"


TAKDİR BÖYLE İMİŞ

15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili yine Karar gazetesinde Hakan Albayrak'ın yazısı ile bitirelim. "O gece Türkiye düşebilirdi. Ama Rahman ve Rahîm Allah bize acıdı, üzerimize rahmet ve bereket yağdırdı. Katından yardımcılar gönderdi bize. Melekler olaya el koydu ve bizi organize edip zafere taşıdı. Takdir, milletin bizzat millet eliyle kurtarılması imiş. Takdir, milletin bu topraklara ayağını şimdiye kadar hiç basmadığı bir özgüvenle basması imiş. Takdir, milletin ensesinde boza pişiren üniformalı despotlara 100 sene boyunca boyun eğmekten mütevellit aşağılık kompleksinin; Menderes’in idamına sessiz kalmaktan mütevellit derin suçluluk duygusunun, o yakıcı pişmanlıktan mütevellit travmanın nihayet aşılması ve Milli iradenin devleşmesi imiş. Allahu ekber ve lillahi’l hamd. Tekrar: Olan oldu ve muhakkak ki olanda hayır var. Ama siyasi iktidar ‘Tekrar olursa millet yine sokağa çıkıp işi bitirir’ diye yan gelip yatacak değil tabii. Olandan dersler çıkaran şer güçlerin bir dahaki sefere (Allah korusun) daha tedbirli ve daha acımasız davranabileceklerini de göz önünde bulundurarak, kendisine bugüne kadar önerilen / önerdiğimiz en sıkı tedbirlerin ve radikal reformların da fevkinde, düpedüz devrim niteliğinde adımlar atarak, ‘bir dahaki sefer’in olmaması veya olduğu takdirde, gereken düzeni inşaallah kuracaktır siyasi iktidar. Olağanüstü hal uygulaması hoş geldi sefa getirdi, ama yetmez. Zırhlı birliklerin Ankara’dan uzaklaştırılacağı ve Ankara’nın hava savunmasının sivil otoriteye devredileceği yönündeki haberler ümit verici. bundan sonrasının selameti için Olan olduktan ve muhakkak ki hayırlı olduktan sonra siyasi iktidarın yakasına yapışıp ‘Vaktiyle şunları şunları niye yapmadınız?’ deyip durmanın, orada takılıp kalmanın alemi yok. Artık meselemiz 15 Temmuz’daki darbe girişiminin hesabının layıkıyla sorulması ve bundan sonrasının selametinin teminidir. Geçmişteki ihmallere ilişkin yukarıdaki soru ve mülahazalar, “Ders olsun”, “Yeni dönemde alınacak tedbirlerin radikalliği için motivasyon olsun”, “Bunları hatırdan çıkarmayalım ki ‘Bir daha asla’ şuurumuz alabildiğine kuvvetli olsun” meyanındadır. Hem askerî hem sivil kurumlarda, kuvveden fiile çıkmış ve çıkmamış bütün ihanetlere karşı, tam yol ileri!" Bazı bizim çocuklar harbe değil, darbeye hazırlanmış.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap