Konferans, dünyanın dört bir yanından gelen entelektüellere ev sahipliği yaparken, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını sonlandırmak için atılabilecek adımlar ve sivil toplumun bu konudaki vazifeleri görüşüldü.

Geçtiğimiz günlerde, 27 Ocak 2024 tarihinde gerçekleşen "Küresel Entelektüellerin Acil Londra Konferansı", Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun öncülüğünde yapılan “Küresel Vicdan Çağrısı” bildirisinin devamı niteliğinde önemli bir toplantı olarak kayıtlara geçti. Konferans, dünyanın dört bir yanından gelen entelektüelleri, politika yapıcıları ve sivil toplum liderlerini bir araya getirdi.

Konferans, üç ana başlık altında düzenlenen oturumlarla gerçekleştirildi. İlk oturum olan "Gerçekler ve Beklentiler" bölümünde, dünya genelindeki çıkmazların ve mevcut tehlikelerin, özellikle sınırların ötesine zorla yerleştirme, etnik temizlik ve soykırımın uzatılması gibi konuların detaylı bir şekilde ele alındığı görüldü.

İSRAİL'İ DURDURMAK İÇİN YAPILABİLECEKLER KONUŞULDU

İkinci oturumda ise "Eyleme Doğru" teması işlendi. Bu bölümde, sivil toplumun uluslararası hukuku ve bulguları BM bünyesinde nasıl destekleyebileceği, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını sonlandırmak için uluslararası baskı oluşturulması konusunda somut adımlar ve taahhütler masaya yatırıldı.
Konferansın son oturumu olan "BM'nin Güçlendirilmesi; Halkların Vicdan Mahkemesi"nde, Gazze'de işlenen suçlarla ilgili farkındalığı artırmak, soykırım gibi ağır uluslararası suçların tekrarlanmasını önlemek amacıyla BM reformları ve iddialı eylem projeleri üzerinde duruldu.

ULUSLARARASI HUKUKUN GÜÇLENMESİNDE ÖNEMLİ ADIM

Konferansın kapanış oturumunda ve ardından düzenlenen basın toplantısında, konuşmacılar ve konferans detayları katılımcılara ve basın mensuplarına sunuldu. Konferansın sonucunda, dünya genelindeki sorunlara dikkat çeken ve somut çözüm yolları arayan bu önemli buluşmanın, küresel vicdanı harekete geçirecek adımların atılmasında kritik bir rol oynayacağı vurgulandı.

Küresel Vicdan Çağrısı'nın bu ikinci perdesi, dünya çapında insan hakları ve uluslararası hukukun güçlendirilmesi yönünde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Konferansta ele alınan konular ve ortaya konan çözüm önerileri, uluslararası toplumun karşı karşıya olduğu zorluklarla başa çıkma konusunda yeni bir bakış açısı sunuyor.