SON DAKİKA



Haber > Gündem > Küresel ve bölgesel perspektiften bakmak ya da ayr

Küresel ve bölgesel perspektiften bakmak ya da ayr

23 Ekim 2016 Pazar - 10:55








Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), eşitsiz dünyabölge koşulları ile başta ABD olmak üzere Batı’nın bir mamulü. Hedef alınan ve parçalanan İslam coğrafyasında köktenci tepki ile Batı içinde kapitalist sömürge düzenine içeriden gelişen dini temele dayalı tepkinin sentezi. ABD’nin Irak işgali sonrası yarattığı korkunç ortama karşı vahşi yöntemler kullanan, düşmanlarını korku ile sindirmeye çalışan bir nefret hareketi. ABD-Batı-İsrail’in bölgeye müdahale için başta bilerek ve isteyerek büyümesine izin verdiği, ancak daha sonra denetimden çıkan, daha önce görülmedik ölçüde yaygın ve güçlü bir örgüt. Şii Irak yönetimine karşı bir tampon oluşturması beklentisiyle vahabiliğe dayanan bu vahşi harekete göz yumanlar arasında Türkiye de var.

TÜRKİYE’NİN ÇELİŞKİLİ TUTUMU

Bundan 2 yıl önce Musul’u ele geçiren IŞİD, Türk Başkonsolosluğu’nu basmış ve 49 rehineyi 101 gün boyunca tutsak etmişti. İşte tam bu zamanlarda, IŞİD’e karşı ABD önderliğinde bir koalisyon gücü oluşturulmaya başlandı. Ancak Türkiye bu koalisyona katılma konusunda ayak diredi. Hatta Musul’daki Türk rehineleri gerekçe olarak gösterdi. IŞİD işgali devam ederken, neden başkonsolosluğun boşaltılmadığı hala bir sır. Gelin görün ki; o dönemde koalisyona katılmamak için adeta çırpınan Türkiye, şimdi IŞİD’e karşı Musul operasyonuna katılmak için her türlü çabayı gösteriyor.

MUSUL NEDEN ÖNEMLİ?

Musul, petrol bölgesini kontrol ediyor olması başta olmak üzere stratejik bir öneme sahip. Ki, IŞİD’in en önemli gelir kaynaklarından biri bu petrol. Bağımsızlık ilan etmeye hazırlanan Kürtler, bu kentin kendilerinin olması gerektiğini belirtirken; Irak devleti, Musul’u kontrol etmeyi kendi varlığı açısında yaşamsal görüyor. ABD dahil küresel güçlerin derdi ise Kuzey Irak petrolleri. ABD, hem Kuzey Irak Kürtleri, hem Irak yönetimi ile birlikte davranıyor. Ne yazık ki Türkiye, Irak devletiyle ipleri koparmış durumda. Uygulanan yanlış ve mezhepçi politika nedeniyle bazı önemsiz gruplar dışında Irak’ta istenmeyen güç. Musul harekatına katılma konusunda ABD ile anlaşma oldu. Böylece Türkiye, tarihsel gerekçelerle de Musul’da söz sahibi olmak istiyor. IŞİD’in temizlenmesi açısından Musul en önemli direniş noktalarından biri. Ancak IŞİD sonrasında da ciddi bir çatışma alanı olmaya aday.


HALEP NEDEN ÖNEMLİ?

Küresel ve bölgesel güçlerin savaş alanına dönen Suriye’de bundan sonrasını belirleyecek olan şey, Halep’i kimin kontrol edeceği olacak. Şu anda, Türkiye dahil ABD-Batı tarafından desteklenen Suriye silahlı muhalefeti Halep’e hakim konumda. Ülkesinin birliğini sağlamaya çalışan Suriye devlet güçleri, Rusya ve İran’ın desteğini de alarak, bu kenti ele geçirmeye çalışıyor. ABD ve Batı bunu engellemek için her şeyi yapıyor. Çünkü Halep, Esad güçlerinin eline
geçtiği an, Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması yolunda çok önemli bir adım atılacak, ABD-Batı ve İsrail büyük bir yenilgiye uğrayacak.

ASLINDA NE OLUYOR?

ABD’nin dünyaya dayattığı yeni dünya düzeninde Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) özel bir öneme sahip. İslam coğrafyasında, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 22 devletin sınırlarını ve rejimlerini değiştirip sözde demokratikleştirmesini öngören bir egemenlik projesi bu. Erdoğan, Türkiye’yi de hedef alan bu projeye eş başkanlık yaptı. İslam coğrafyası ve Ortadoğu’nun ABD-Batı kapitalizminin çıkarlarına uygun hale getirilmesini amaçlayan BOP, Batı’nın yüz yılı aşan zamandır benzer planlarının yeni versiyonu. Amaç enerji kaynakları ve yollarını denetlemek, rakiplerin hareket alanını daraltmak, direnen güçleri bölerek zayıflatmak, ABD çıkarlarını korumak ve İsrail’in güvenliğini sağlamak.

IŞİD BİR GEREKÇE


Ortadoğu’ya müdahale için bugün kullanılan gerekçe ise IŞİD. ABD yeni bir düzen kurmaya, AB ve diğer Batı buradan pay almaya çalışırken; Rusya ile İran, kendi güvenliklerinin Suriye ve Irak’ta söz sahibi olmaktan geçtiğinin farkında. Ki; bu gerilim, sınırlı bir Dünya savaşı ya da küresel bir çatışma potansiyeli de yaşıyor.

YENİ DEVLETCİKLER

Öngörülen yeni siyasi haritada neler var? Irak’ın üçe bölünmesi öngörülüyor: Kuzeyde Kürdistan, güneyde Şii, ortada Sünni devleti. Libya’da kuzey batıda Trablusgarp, güneyde Fizan ve doğuda Sirenayka. Yemen’in, Doğu ve Batı olarak ikiye bölünmesi amaçlanıyor. Batı çıkarları için bir engel olan Suriye’de Esad yönetimi, Türkiye’nin de büyük katkıları ile kanlı bir iç savaşa sokuldu. Kuzeyi boydan boya kat eden ve Irak Kürdistanı ile Akdeniz’i birleştirmeyi amaçlayan PKK-PYD denetiminde Suriye Kürdistanı, Batı’da Nusayrilerin egemen olduğu Alevi devleti, orta ve güneyde Sünni İslam devleti tasarlanıyor. Afrika boynuzunda Sudan, kuzey ve güney olarak bölündü. Türkiye’nin bölünmesi, Güney Azerbaycan’ın İran’dan bağımsızlığını ilan etmesi ve Suudi Arabistan’ın emirliklere ayrılması orta-uzun vadeli hedef ve beklentiler.

TÜRKİYE’NİN DURUMU

Bugün gerek Suriye ve Irak, gerek Ortadoğu bütününde olup biten budur. Çok yazık ki Türkiye; daha yakın zamana kadar şu ya da bu ölçüde, bu emperyalist projenin parçası oldu. Libya’nın parçalanmasına, Irak işgaline ve fiili bölünmesine, Suriye’de iç savaşın başlaması ve sürmesine destek verdi. Türkiye şimdi çelişkili politikalarla bu bölgede söz sahibi olmaya çalışıyor.


TÜRKİYE’NİN YAPMASI GEREKEN

Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğü olmadan ve bu bölge halkları için kabul edilebilir çözümler üretilmeden bölgede de, Türkiye’de de barış olamaz. Türkiye BOP’a karşı açık tavır almalı, bölge ülkeleri, halkları ve projeye direnen diğer güçlerle ortak hareket etmeli.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap