Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde salı günü ‘'Türkiye'nin Hükümet Sistemi Arayışı ve Başkanlık Modeli'’ adlı bir panel düzenlendi. Bir kere ismi çok tartışmalı. Bir hükümet sistemi arayışı mı var? Ülkede böyle bir arayış yok ama, memleketin başında oturan seçilmiş cumhurbaşkanının başkanlık, yetmez her şeyi kontrol edebildiği, her türlü muhalefetin susturulduğu Süper Başkanlık arayışı var.

Ülkede kan gövdeyi götürüyormuş, ülke ayrışıyormuş, dinci terör tehdidi giyotin gibi memleketin üzerindeymiş, dış politikadaki kepazeliklerin yol açtığı savaş tehdidi varmış… Bunların hiçbiri önemli değil, varsa yoksa başkanlık.

İşte bu nedenle Erdoğan’ın talimatı ve saray senaryosuyla bir süreç yürütülüyor. Sürecin adı ‘’halkı başkanlığa ikna etme’’ Önce üniversitelerden başlanması manidar. Çünkü en büyük itiraz, okumuş kesimden.

Böyle bir kampanyayı bir siyasal partinin, söz gelimi AKP’nin yapması normal. Ancak üniversitelerin, ülkeyi nasıl bir maceraya götüreceği belli olmayan bir siyasal kampanyaya alet olması, koca koca profesörlerin, böyle bir kampanyanın mezesine dönüşmesi ne kadar yakışık alır?

Üniversitelere ve YÖK’e düşen, eğer böyle bir tartışma yapılacaksa, parlamenter sistem ve başkanlık sisteminin aynı zemin içinde tartışılacağı; vatandaşların farklı görüşleri dinleyip ona göre değerlendirme yapacağı gerçek anlamda bilimsel ortamı oluşturmaktır. Bakalım KTÜ, parlamenter sistemin de konuşulacağı ya da her iki sistemi savunanların ortak bir panelde buluşacağı, ‘’şikesiz bir toplantı’’ düzenleyebilecek mi?

CEMAAT MEDYASINA NEDEN ŞİMDİ?

AKP ve Erdoğan’ın eski ortağı Fethullah Gülen Cemaati’ne yakın medya organlarına yönelik operasyon, önemli ölçüde sonlandırıldı. Kanaltürk, Bugün gazete ve TV’si ile başladı süreç. Bu kuruluşlara kayyum atandı. Ayrışmadan sonra Erdoğan’ın karşısına geçen bu medya organları, bir gecede iktidar yanlısı yapıldı, batırıldı, şimdi de kapatıldı. Son operasyon ise cemaatin en önemli yayın organı Zaman ve gazeteciliğin en önemli ajanslarından biri Cihan Haber Ajansı’na yönelik.

Bu operasyon, süren bir dava ve ülkede yaşandığı belirtilen paralel yapılanmayı ortaya çıkarma amacı mı güdüyor? İyi de, bu paralel yapıyı kim oluşturdu, onay verdi; Erdoğan’ın sözüyle ‘’ne istediler de verilmedi?’’

Son dönemlerde AKP içine Erdoğan’a karşı güçlü tepkiler ve bu kesimde partileşme çabaları var. Saray, Gül, Arınç, Çelik başta olmak üzere çok sayıda isimle, siyasette arayış içinde olan kesimlerin bir araya gelip oluşturabileceği bir yeni hareketi hedefliyor. Bu harekete destek verebilecek medya organları ve iş kesimlerini cezalandırıp, diğerlerine de gözdağı veriyor.

Öte yandan, başkanlık kampanyasını sekteye uğratabilecek, kampanyaya darbe vurabilecek her türden muhalif medya, susturuluyor. Cemaat medyası bitirildi, bakalım sıra kimde!